Sevgili Küçük Menderes Halkı…

 Milletvekili aday listelerimizi açıklamamızın ardından pek memnun olmadığınızı duyunca,  üç büyük parti ile kurmuş olduğumuz “Ankara Cumhuriyeti” olarak müştereken sizlere bu mektubu yazmaya karar verdik.

 Satırlarımıza “Öncelikle çok pardon” diyerek başlamakta fayda görüyoruz.

 Evet sizler bölgenizin en az 2 milletvekili ile temsil edilmesi gerektiğini düşünerek, biz üç büyük partinin her birinden ayrı ayrı,  içinizden en az bir vatandaşı aday göstermemizi istediniz. Ancak maalesef ki, parti içi demokrasi anlayışımız ve uygulamakta olduğumuz genel politikaların bir gereği olarak bunu yapamadık.

 Ama onun yerine CHP listelerinden Ödemiş doğumlu Rahmi Aşkın Türeli’yi siz talep etmediğiniz halde Ankara’dan bölgenize tayin ettik. Bayındırlı merkez sağ uzmanı  ve “pek sevdiğiniz !” Aytun Çıray’ı da 5. sıraya yazdık.

 Bir de Müjde Hanım ile Mustafa Basmacı  var. Siz istemiştiniz..! Ee hatırınızı mı kıracağız. Onlarında birini Ak parti listesinden 8. sıraya, diğerini de MHP listesinden 7. sıraya yazıverdik. İdare edin artık. Çok oy verin ki, onlar da seçilsin…

 Şimdi gelelim şu çok kızdığınız bazı hususlara.. Diyorsunuz ki, Listelerde bizim istediğimiz adaylar neden yer almadı ya da üst sıralara yazılmadı.

 Biz de diyoruz ki, siz kimsiniz? Etiniz ne budunuz ne? En önemlisi bölge olarak topu topu kaç oyunuz var ki sizin? Bornova’nın, Karşıyaka’nın bulunduğu bir seçim bölgesinde olmanıza rağmen,  bu kadar şey istemek biraz fazla olmuyor mu ?

 Gittiniz Mehmet Bayındır’ı temayül yoklamasında birinci çıkardınız. Şimdi bu olacak iş mi? Mehmet Bayındır, Ak Partiye daha yeni katılmış birisi. Biz öteden beri içimizde olan kendi adamlarımıza zor yer bulduk, Şimdi birden bire listenin içine nasıl koyardık onu. Tamam halkın desteğini almıştı çok oy toplardı ama, ya sonra bize gelip “kardeşim beni halk seçti” triplerine girseydi ne yapardık ? O nedenle hiiiç ah vah etmeyin. Mehmet Bayındır birinci de çıksa olmaz kardeşim, olmaaaz…!  

 Evet Hidayet Petini,  listeye koymadık.. Çünki o Tire’den başlayarak tüm sivil toplum kuruluşlarından, halktan ve tarım örgütlerinden destek almıştı. Eğer listeye koysaydık bize derdi ki “beni siz seçmediniz halkım seçti” Yani pek sözümüzde emrimizde durmayabilirdi. Kısacası yazmayarak önlem aldık. Anlayın işte…

 Mahmut Eskiyörük dediniz. E kardeşim o da nereye gideceğine karar veremedi bir türlü. Millet CHP de, MHP de AK parti de olsa olur dedikçe,  bir şey olacak sandı. Ama temizlenmek için hamama girip terlemek gerektiği gibi, Siyaset yapmak için de bir yerde olmak gerekiyordu. Ayrıca Mahmut beyin bazı konulardaki fikirleri ve siz Küçük Menderes halkının tarımsal sorunlarına bu kadar fazla önem vermesi bizi biraz ürküttü anlayacağınız.

 Halil Çulhaoğlu da olsun istediniz ama, o da işimize gelmedi. Zaten CHP’de bir tavsiye ve merkez sağa eğilim öngörüyorduk o nedenle Halil bey olmazdı. Bir de siz onu talep edince biz bu işten kıllandık ve listeye koymadık. Yücel Özen’e  ise listede yer verirdik belki ama nasip olmadı diyelim… Çünkü o kendisinin bile olmadığı bir basın toplantısında CHP ilçe örgütü tarafından aday gösterilmişti. Yani tam istediğimiz gibi vekil olurdu ama dediğimiz gibi nasip değilmiş deyin geçin…

 Sonra Mahmut Badem, Mehmet Eriş, Mustafa Aydın gibi isimler çıkardınız içinizden. Vallahi doğrusunu söylemek gerekirse biz bu isimleri de pek ciddiye almadık. Nedeni de gayet açık.. Namazda gözümüz yoktu ki ezanda nasıl kulağımız olsun değil mi ya ?

 Sonracığıma şöyle bir şey oldu… Şimdi siz halk olarak bazı adayları desteklerken ve listeye almaz isek; oy vermeyeceğinizi söylerken, öte yandan  ilçe örgütlerimizin yöneticileri bizim karşımıza geldi ve “Genel merkezimiz ne derse o olur. Bize itaat etmek ve koltuklarımızı korumak düşer. Merak etmeyin biz vatandaşı bir şekilde ikna eder, kandırır gene oyunu alırız” dediler. E şimdi siz söyleyin sayın halkımız, bundan güzel ballı kaymak mı olurdu? Sağ olsunlar var olsunlar, elimizi rahatlattılar..!

 Artık kol kırılır yen içinde kalır diyerek gene partilerinize oy ve hizmet bekliyoruz sizlerden. Haa halk kırıldı diyeceksiniz. Ama işte biz,  “Halk kırılınca neyin içinde kaldığını” pek bilmiyoruz. Onu da siz düşünüverin.

 Nihayetinde size Aytun Çıray gibi her siyasal görüşe uyabilen  süper adaylar gönderiyoruz bu mektupla birlikte. Hepsi de size emanet. Bir de bazı okullara konulmak üzere boş sandıklar gönderiyoruz. Aman ha ne yapıp  edin sandıkları boş göndermeyin. Adaylarımızı  mutlaka Ankara’ya sağ salim vekil olarak geri gönderin. Onlar bize lazım..! Aksi halde bölgeniz için pek iyi olmayacak gibimize geliyor. Haberiniz ola..!  

 Hadi kalın sağlıcakla… 12 HAZİRAN TERCİHLERİNDE görüşmek, buluşmak, kucaklaşmak üzere…

 Arkanıza dikkat edin…