Her defasında “YETER” diyoruz ama yetmiyor. Eski yıl acılarla bitti, yeni yıl huzur getirsin, barış getirsin dedik. Yeni yılda güzel, sağlıklı ve mutlu günler yanımızda olsun dedik. Olmadı, olmuyor. Böyle giderse yeni yıl, eski yılı aratacak galiba.

Yeni yıla terörle girdik. Bu kez Ortaköy’de bir gece kulübüne gelen, uzun namlulu silahla kapı önündekilere ateş açan saldırgan 1 polis ile 1 vatandaşı şehit ettikten sonra içeriye dalıyor, yeni yıl kutlaması yapanları tarayıp 40 kişiyi katlediyor. Saldırıda 65 kişi yaralanıyor. 4 kişinin durumu ağır.  Hükümetin aldığı tek önlem her zamanki gibi yayın yasağı getirmek.

Türkiye yılbaşı akşamı gerçekleşen Ortaköy katliamını neden yaşadı? Yeni yıldan bir gün önce Cuma hutbelerinde yeni yıl kutlamalarının günah olduğu söylenmesi mi gerekirdi, yoksa radikal dinci terörün İslam’a verdiği zarar mı? Şimdi toplumun bir kısmı 'canım onlar da günah olan yeni yıl kutlamasına gitmeselerdi' diyecek.

Bakın Diyanetin saldırıdan önceki açıklamasına: "Değerlerimizle örtüşmeyen, insan hayatına katkısı olmayan gayri meşru tutum ve davranışlar sergilemek bir mümine asla yakışmaz. Yeni yılın ilk saatlerinin başka kültür ve dünyalara ait yılbaşı eğlenceleriyle israfa dönüştürülmesi ne kadar düşündürücüdür. Sevap-günah, hayır-şer konularında muhasebe yapılması gereken saatlerin, emek harcamadan zengin olmak arzusuyla kumar, piyango gibi şans oyunlarıyla heba edilmesi ne kadar da üzücüdür."(Görmez Efendi o harcamayı millet kendi cebinden yapıyor, sen 2014’te 23 milyonu nereye harcadın, onun hesabını ver.)

Yılbaşı öncesi Cübbeli Ahmet Hoca şu mesajları paylaşıyor. "Bir kişiyi bile olsun Allah için vazgeçirelim şu Noel’i kutlamaktan! Allah korusun iman gitti mi cehennemden ebedi çıkamayacak! Babanın katillerinin, dininin düşmanlarının kutlamalarına katılma. Noel’i kutlama! Sen gâvurların bayramını kutlarsan, Allah da başına kâfirleri musallat eder!” 31 Aralık sabahı Milli Gazete manşeti: “Bu uyarı son uyarı, kutlama!

Yıllardır barış içinde kutladığımız bu geceyi diline dolayan ve bu iklimi yaratan herkes bu alçakça terör saldırısından sorumludur. Bunları söyleyenler tam bir cahildir. 31 ARALIK GECESİ NOEL KUTLAMASI DEĞİLDİR. YENİ BİR YILA GİRMENİN KUTLAMASIDIR. NOEL HIRİSTİYAN BAYRAMIDIR, DOĞRU. HZ İSA’NIN DOĞUM GÜNÜ KUTLAMASIDIR, O DA DOĞRU. ANCAK HZ İSA 25 ARALIKTA DOĞMUŞTUR. NOEL KUTLAMASI O ZAMAN BAŞLAR. Hıristiyanlar Hz İsa’nın doğumunu kutlasın. Bizi ilgilendirmez. Başka bir açıdan bakarsak Hz İsa da Kuran’da adı geçen peygamberlerimizden biri değil mi? Sen kendi inancına göre bir şeyi kutlamıyorsan, sana göre bu yasaksa, dayatma hakkına da asla sahip değilsin. Ben böyle bir din, İslam olduğunu kabullenmiyorum. Benim inandığım İslam dininde saygı vardır, hoşgörü vardır.

Ancak, cahiller yılbaşını başka türlü algılarsa, bana göre saygınlığını yitiren Diyanet yılbaşı konusunda hedef gösterirse son kaçınılmazdır. Bu tür söylemler ancak cahil kesimlerde itibar bulur. Ve mahalle baskısı olarak toplumda kendini gösterir. “Hamile kadın sokağa çıkmamalı” denir, evinin yakınındaki parkta yürüyüş yapan hamile kadına saldırılır. Ramazanda oruç tutmayanlar için fetva verilir, lokanta basılır, içindeki turistler yaka paça dışarı atılır. Şortlu hemşire otobüste tekme tokat dövülür. Bunlar bazı kesime göre “mahalle baskısı” değil. Doğru hedeflenen kindar nesil.

Türkiye nasıl bu duruma geldi? Osmanlı hayranlığı ile geri dönüş başlatıldı. Atatürk heykeli Rize’de çirkince, hoyratça kaldırıldı. Türkiye'yi yönetenler Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyup destek olacağına Esed takıntısıyla Suriye yangınına benzin döktü. Ülkeyi 80 küsur yıl savaşsız yaşatmış olan “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi terk edildi. 4 milyon sığınmacı ajan mı, terörist mi, radikal mi denetlenmeden serbestçe içeri buyur edildi.  MİT, emniyet iktidara muhalif gördüğü vatandaşların peşinde açık ararken, alnı secdeye değiyor dedikleri başıboş bırakıldı. Farklı düşünen, yazan, konuşan, sorgulayanlar içeri atıldı. Bütün bunlara hayır diyecek kimse var mı?

Ülke yangın yerine döndü, bizim en önemli işimiz yeni anayasa, başkanlık. İktidarın ağzında bir söz: “Başkanlık sistemi gelirse terör biter.” 14 yıldır başkanlık yetkileri ellerinde değildi sanki. Şu anda kararnamelerle istedikleri her şeyi yapmıyor mu bu iktidar? Başkanlık gelirse birinin eline sihirli değnek mi geçecek de her şey düzelecek? 1 Kasım seçimleri öncesi de bu iktidar “Terörün bitmesini istiyorsanız AKP’ye oy verin” demedi mi? Halk inanıp onları iktidar yaptı. Terör bitti mi yoksa daha da mı azdı? Şimdi de başkanlık sistemi gelsin terör bitecek diye kandırıyorlar. Buna biz inanmıyoruz, ancak inananlar her zamanki gibi aynı sonla karşı karşıya kalacaklar, ama iş işten geçmiş olacak.

Yeni yıl halkımıza, dünyaya barış, mutluluk, sağlık ve huzur getirsin. Hepimizin günü dünden daha güzel olsun. Saygılarımla, hoşça kalın.