Yerelde siyaset yapmak gerçekten çok zordur.

     Yerelde siyaset yapanlar halk ile birebir temasta bulunurlar. “Yukarıdakiler”in söylediklerinin doğruluğunu –kabul etmeseler de- tabana anlatmanın zorluğunu her zaman yaşamışlardır. Hata yapma lüksleri de çok azdır. Tabandaki insanlar milletvekillerine, bakanlara ya da daha üst kademedeki siyasetçilere ulaşmakta sıkıntı çekerler. Ama bir siyasi partinin ilçe belediye başkanı, ilçe başkanı, gençlik kolları başkanı, kadın kolları başkanı sürekli yanındadır ve ulaşılabilir durumdadır.

     O yüzden diyoruz ki yerelde siyaset yapanlar söz ve eylemlerinde daha dikkatli olmak zorundadır. Öyle kolay kolay da parti değiştiremezler. Değiştirdiklerinde geçmişte söyledikleri sözleri, eylemleri, vaatleri bir şekilde yüzlerine vurulur. Cevap istenir. Bazen yüzlerine söz söylenmese de eş-dost meclislerinde “dedikodusu” rahatlıkla yapılır.

     Bir ilçe belediye başkanı mazereti ne olursa olsun seçildiği partiden istifa edip başka bir partiye geçtiğinde bunun mantıklı bir açıklamasını yapamaz. Söyleyebildiği tek cümle sadece “Daha iyi hizmet verebilmek için parti değiştirdim.” der;  der de inandırıcılığının olmadığını kendisi de bilir. Ya da bir siyasi partinin ilçe başkanı, gençlik kolları başkanı, kadın kolları başkanı daha dün eleştirdiği hatta hakaret ettiği bir partiye bugün övgüler düzerek geçiş yapıyorsa bunda “bir bit yeneği aramak” gerekir.

    Kişi parti değiştirebilir mi?

    Tabiki değiştirir. Bu onun temel hakkıdır ama; bir gün içerisinde o parti ile ilgili görüşlerinin değiştiğini kimseye inandıramaz. Hele hele yetkili bir konumda görev yaparken parti değiştirirse! Biz Ödemiş’te geçmişte öyle keskin geçişlere şahit olduk ki! Bir dönem bir siyasi partinin “il genel meclis üyeliği” adayı 1.sıradaki bir zat yıllarca en sert eleştirdiği dönemin iktidar partisine küçük(!) menfaatler için geçtiğini gördük. O zat kendisine güvenenleri yarı yolda bırakmanın ezikliği ile siyaset yapmıştır.

    Benzer ya da yakın düşüncelere sahip olanların siyasi parti değişikliği bir şekilde açıklansa da birbirine tamamen zıt düşüncelere sahip olanların bu değişikliği yapması mantık olarak pek kabullenilmiyor. Daha açık bir ifadeyle kendisini “milliyetçi” olarak kabul eden bir siyasetçinin başka bir “milliyetçi” partiye geçiş yapması; ya da “sosyal demokrat” olan birinin benzer düşüncelere sahip bir partiye geçiş yaparak üye olması pek garipsenmez. Ama yıllarca kendisini “milliyetçi”, “sosyal demokrat” diye nitelendirenlerin aksi düşünceye sahip partilere bir anda söylediklerini, eleştirilerini unutup siyasi manevra yapmaları oldukça garip karşılanır.

      Tüm bunlardan dolayı yerelde siyaset yapmak hem sorumluluk ister hem de zorluklara göğüs gerecek dirayet ister.