Yenidoğan sarılığı bebeğin kanındaki bilirubin denen maddenin birikimi sonucu meydana geldiğini belirten Doç.Dr. Aydın Erdemir, “Zamanında doğan bebeklerde yaklaşık % 60, erken doğan bebeklerde % 80 oranında görülmektedir. Genellikle bebek doğduktan sonra 2-3. günlerde başlar, 5. günde en yüksek seviyeye ulaşır. Bu nedenle ilk 1 hafta yakın takip çok önemlidir. Yenidoğan bebeklerde görülen sarılığın çoğunluğu anormal düzeye ulaşmaz, 1-2 hafta içinde düzelir, buna fizyolojik sarılık denir. Zamanında doğan bebeklerde 2 hafta içinde, erken doğan prematüre bebeklerde 3 hafta içinde sarılığın geçmesi gerekmektedir. Bazı bebeklerde sarılık 2-3 haftadan sonra da devam eder, buna uzamiş sarılı3k denmektedir. Uzamış sarılığın en sık nedeni anne sütü sarılığına bağlıdır, çoğunlukla bebeğe hiçbir zarar vermeden geçer, bazen 3 aya kadar devam edebilir. Fakat daha az sıklıkla idrar yolu enfeksiyonu, metabolik hastalık, hipotiroidi gibi ciddi hastalıkların bir bulgusu olabileceği için mutlaka araştırılması gerekmektedir” dedi.

Risk Faktörleri

Erken doğum (38. haftadan önce), yeterince beslenememe, anne baba arasında kan uyuşmazlığı olması, bazı kalıtsal hastalıklar, annesinde gebelik şekeri olması, bebekte enfeksiyon olması gibi durumların sarılık açısından risk oluşturduğunu kaydeden Dr. Erdemir, “Bu bebeklerin çok yakın takip edilmeleri gerekmektedir. Hastaneden taburcu olduktan en geç 48 SAAT sonra her bebeğin mutlaka bir çocuk uzmanı tarafından görülmesi gerekmektedir. İlk 24 saat içinde bebeklerin sararması her zaman patolojik (anormal) dir, mutlaka acilen değerlendirilmesi gerekmektedir. Sarılık değeri tedavi gerektirecek değere ulaşmadığı müddetçe anne babaların korkmasına gerek yoktur. Çünkü bilirubin denen madde patolojik düzeye ulaşmadığı müddetçe antioksidan bir madde olduğu için bebek için faydalıdır. Özellikle ilk hafta yakın takip çok önemlidir. Ayrıca sarılığı geçirmek için eskiden sık kullanılan şekerli su, serum suyu, ek mama, sarı örtü örtülmesi, floresan lambası altında tutulması, ilaç (fenobarbital) tedavisi gibi uygulamalar günümüzde faydası olmadığı hatta zararlı olabileceği için önerilmemektedir. Evde sarılık için yapılacak tek şey bebeği güzel bir şekilde beslemektir” diye konuştu.

Yakın Takip Edilmesi Önemli  

Dr. Erdemir, şu bilgileri verdi: “Sarılık tedavisinde eğer bebeğin bilirubin değeri patolojik (anormal) düzeye ulaştıysa fototerapi (ışık tedavisi) denen cihazlar kullanılmaktadır. Patolojik (anormal) düzey bebeğin risk faktörü olup olmadığına ve kaç günlük / kaç saatlik olduğuna göre değişmektedir. Kesinlikle patolojik düzeye ulaşmadan tedaviye başlanmamalıdır. Eğer fototerapiye (ışık tedavisi) rağmen sarılık değeri artıyorsa veya kan değeri beyinde hasar oluşturacak kadar çok yüksek seviyelere ulaştıysa tedavide kan değişimi uygulanmalıdır. Sarılık çoğu zaman çok iyi seyirli olsada çok yakından takip edilmesi gereken bir durumdur. Çünkü bilirubin denen madde eğer patolojik (anormal) düzeye çıkarsa beyin için zararlı hale gelmektedir. Beyinde oluşan hasar kalıcı olduğunda bu tabloya kernikterus denmektedir. Kernikterus gelişen bebeklerde zeka ve motor gelişim geriliği, işitme kaybı, görme kaybı gelişebilmektedir. Bu nedenle sarılığı olan bir bebekte eğer emmede azalma, uykuya meyil, uyandırılamama, ateş yüksekliği, kasılma gibi kernikterus bulguları ortaya çıkarsa acil olarak doktora gidilmelidir. Sonuç olarak; Yenidoğan sarılığı sık olarak görülmesine ve birçok bebekte de kendiliğinden geçmesine rağmen, bazı bebeklerde tehlikeli düzeylere çıkabileceği unutulmamalıdır. Hangi yenidoğanda bilirubin düzeyinin tehlikeli seviyeye ulaşacağı her zaman tahmin edilemeyeceği için bebeğinizin özellikle ilk 1 hafta bir çocuk doktoru tarafından yakın takip edilmesi çok önemlidir”

Editör: Haber Merkezi