Bu havzanın en büyük sorunu ne biliyor musunuz? Efeler gibi tek tek oynamamız. Bizler efeler diyarında yaşayan, astığım astık, kestiğim kestik diye naralar atan; konuşmaya gelince aslan kesilip, icraata gelince biraraya gelemeyen, siyaset yapacağız derken birçok şeyi eline yüzüne bulaştıranlar topluluğunun elinde oyuncak olan koca köy görünümündeki şehirlerde yaşıyoruz.
Mesleğimin bana kazandırdığı en büyük kazanımlardan biri havzamızda bulunan beş ilçe ve yöneticilerini siyasi oluşumları ve kişileri yakından tanımam oldu. Hepsi kendi ilçeleri için birşeyler yapmaya çalıştıklarını söyleseler de bunu tek başına yapmanın hiçbir anlamı olmadığını kendileride biliyorlar.
Gazeteci olarak birçok şeye şahit olan ve fazlasıyla sırları içinde barındıran ben, bazı şeylerin yükünü kaldıramaz hala geliyorum.Tek tahammül edemeyeceğim şey yaşadığım ve benden sonra yaşayacak olan, çocuklarımın var olacağı bu toprakların yok edilmesi ve yanlış kararlar alınarak yönetilmesidir.
Şöyle bir geriye gidelim çok fazla değil 2009 yerel seçimler öncesine. Bütün belediye başkanlarının ortak söylemi “Biz ilçemizi ortak akılla yöneteceğiz” idi.
Belediye başkanlarımız ikinci yıllarını dolu dolu doldurmak üzereler. Ve ben hiçbirinde bırakın ortak akılla hareket etmelerini. Kendi belediye meclis üyeleri ile hem fikir oldukları ya da savundukları ortak çıkarları bile doğru düzgün göremedim.
Belediye başkanları bir önceki başkanların yaptıklarından daha fazlasını ve iyisini yapmak, ilçelerindeki sorunları çözmek vaadi ile yönetmeye talip olur ve kendilerini topluma inandırırlarsa o göreve layık görülürler.
Peki onları bu göreve layık görenlere onlar ne kadar layık davranıyorlar? Bence onları vicdanları ile başbaşa bırakmak yerine o göreve layık gören bizler, yüksek sesle yanlışlarını haykırmamız gerekiyor. Kim ya da hangi konumda olduğunuzun bir önemi olmadan.
Belediye başkanlarının proje üretmeleri kadar doğal ne var. Ancak sorun bu projelerin ortaya çıkış biçimleridir. Ortak akla ve o şehirde yaşayanların katılımına dayanıp dayanmadığıdır.
Hepimizin bulunduğu ilçe için; hayalleri, yapılması gerektiğine inandığı projeleri vardır. “Ben olsam şöyle yapardım. Ben olsam bu şekilde hareket ederdim” söylemleri kahve köşelerinde topluluklarda, arkadaş toplantılarında kimi zaman fısıltı kimi zaman yüksek sesle dile getiriliyor. Ancak sokaktan çevirdiğiniz herhangi birinin hayali, bir şehrin ortak hayali olamaz. Belediye başkanlarımızın aklına gelen projeleri ilçenin ortak projesi olarak uygulayamacağı gibi.
Ödemiş, Tire, Bayındır, Kiraz ve Beydağ ilçelerinde kentleşmeyi uzun yıllar etkilemiş ve kent yaşamını kökten sarsan uygulamaların yapıldığını görüyoruz.Ve bunun sıkıntısını sürekli olarak yaşıyoruz.
Ve günümüzde ilçelerimizdeki uygulamaların pek çoğu, özellikle ortak akıl naraları atan belediye başkanlarımızın kendi fikirleri olarak ortaya çıkıyor. Bir ilçenin konumunu uzun yıllar etkileyecek ya da kent yaşamını kökten sarsacak uygulamaların, kamuoyunda tartışılmadan ve o ilçede yaşayanlara sorulmadan hayata geçirildiğini görebiliyoruz. Tüm bunlar bizlerin parası ile yapılırken, bizlerin yaşam alanları kısıtlanırken, birilerine peşkeş çekilirken, siz kim oluyorsunuz da kendi hayallerinizi gerçekleştirirken bizlere sormuyor sunuz?
Söz sahibi olmak isteyen, daha sağlıklı bir kent için kaygıları olan kişilerin ve hatta kendi meclis üyelerinin uyarıları ve önerileri belediye yönetimleri tarafından görmezlikten gelinebiliyor. İşte bu demokratik uyarı ve katılım çabalar başta ben gazeteci olarak taraf ya da ticari yaptırım olarak gösteriliyor. Diğerleri içinde ya siyasi çekişme ya da ideolojik karşı çıkışlar ve o yönetimin başarılı olmasını istemeyen kişilerin çelme takma girişimi olarak gösteriliyor.
Yerel Güç gazetesi ve ailesi olarak hiçbir zaman onurumuzdan ve tarafsızlığımızdan ödün vermedik. Bundan bir ay öncesinde diğer gazetelere basın bildirisi dağıtarak gazetemizdeki haberin gerçeklik payının olmadığı konusunda yayın yaptıran Tire Belediye Başkanımız Tayfur Çiçek’e keşke siz haklı çıkmış olsaydınız demek isterdim. Çünkü ortak akılla alınmamış bir karar ve bu karar neticesinde Tirelinin cebinden harcanmış paralar ve emekler boşa gitmiş oldu. Bizzat kendim katılamasam da meclis toplantılarınızda yaşananları biliyorum. Hayat kendi etrafımızda dönmüyor. Ortak akılla yönetmeniz için şehrinizi 3 yılınız var. Akıl vermek değildir amacımız ancak bence bu üç yılı yıkımlarla değil ortak akılla hayata geçireceğiniz projeler ile değerlendiriniz. 
Ödemiş gündemine geldiğimizde ise aynı Türkiye gündemi, milletin ağzına sakız olacak bir konu aylarca tartışılırken, bir türlü hayata geçirilemez hale getiriliyor. Ve sonunda siyasete malzeme edilip işin içinden sıyrılmaya çalışılıyor. Yok öyle yağma, geçiniz bu muhabbetleri. Siz kimin malını paylaşamıyorsunuz? Kimin malını kime peşkeş çekmeye çalışıp kılıfına bir türlü uyduramayarak siyasi malzeme haline getiriyorsunuz?
Ödemiş Devlet Hastanesi yerini bir türlü konduramadınız bir alana. Ee konduramazsınız tabii, yeri seçerken kimlerden fikirlerini aldınız. Son meclis toplantısında siyasi malzeme oldu diye sesinizi yükseltirken hatırlatırım. Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, Sağlık Bakanlığı’ndan gelen ekip ve AK Partili belediye meclis üyeleri ile biraraya gelip alınan kararı en son duyan yine kendi belediye meclis üyeleri idi. Ki ben bile onlardan önce öğrenmiştim.Ödemiş Belediyesi olarak gösterilen alan konusunda ısrarcı davranıp arkasında durmuş olunsaydı ya da bu şehri ortak akılla yöneteceğiz söylemlerinin ardında durulmuş olsaydı birçok konu gibi Ödemiş Devlet Hastanesi de siyasi malzeme olmayacaktı. Her mecliste başka derdimiz yokmuş gibi Ödemiş Devlet Hastanesi konusu yer alıyor. Her şey tamam bir hastane kaldı sorun olarak. Bu şehirde sivil toplum kuruluşları var, siyasi parti temsilcileri, dernekler her şeyi geçtim, insanlar var. O hastane yapıldığında tedavi olacak sadece Ödemiş değil çevre ilçe ve beldelerden birçok insanımız olacak. Bir de onlara sorun ne istiyorlar. Bak unutuyordum işe yaramayan bir Kent Konseyi de bulunuyor bu şehirde. Apartopar seçilmiş ama yaptıkları nedir bilemediğim bir konsey. İçlerinde kendilerini gösteremeyen, değer verdiklerimde var. Ancak bu şehir için yetersiz kalıyor.
Bu şehir birilerinin ne siyasi oyuncağı ne de birilerin cebini doldurmaya çalışılan bir yer olmayacak. Meclis toplantılarında artık bu ilçe için alınan kararların, bu ilçe için olması adına olmasını istiyorum. Sizleri seçenlere saygınız olsun. Orası hiçbirinizin kendini tatmin etme yeri değildir.
Şehri ortak akılla yönetmek için 3 yılınız var Sayın Bekir Keskin, bu yıllarınızda projelerinizi benim varlıklarını hissedemediğim ekibiniz dışındakilere de sorun, bir karar alıp, sonra ben ne yaptım deyip vazgeçmek yerine kötü de olsa kararının ardında durmasını bilmek gerekir. Duramıyorsanızda o zaman hayata geçirilmesi gereken ancak dallanıp budaklanarak bir türlü hayata geçiremedikleriniz siyasi malzeme olarak temcit pilavı gibi önünüze sürülür.
Ama ne benim, ne de bu Ödemişli’nin kaybedecek zamanı yok.
Ödemiş Devlet Hastanesi için önerim var. Ancak bu yazıyla değil. Sizin başkanlığını yaptığınız bir ortak akılda buluşalım toplantısında olur.
Ortak akılla hareket ortak başarıya dönüşür. Ve ortak başarı şehrin ortak vicdanına dönüşür. Tüm belediye başkanlarımızı ve varlıklarını hissetmekte zorlandığımız kaymakamlarımızı ortak akılla hareket etmeye davet ediyoruz.