Vali’ydi.
Ve bilseniz ne “yaman” adamdı.
Mart soğuğundaki Tunceli ayazında buzdolabı dağıtarak tarihe geçmişti. 2009 yerel seçimleri öncesinde giriştiği bu masum (!) ama iddialı hizmeti nedeniyle YSK (Yüksek Seçim Kurulu) “seçimin düzenine ve dürüstlüğüne ilişkin YSK kararlarını uygulamakta duyarsızlık gösterdiğine” hükmetti. Soyadı da kendi gibi yamandı. Mustafa Yaman… Yaman, Tunceli Valisi’yken gerçekleştirdiği bu eylemi nedeniyle “yardımların bir siyasi partinin lehine kullanıldığı” gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında açılan dava neticesinde 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Yaman'a ayrıca “kamu görevi üstlenmesinden men” ile “seçme ve seçilme hakkından men” cezası da verildi. Ancak Yaman'ın cezası ertelendi. Yargıtay, Vali Yaman hakkındaki gerekçeli kararı açıklamayı erteledi. Böylece, Yaman 5 yıl içinde benzer suç işlemezse cezası ortadan kalkacak!
Vali’ydi.
Ara sıra dili sürçerdi.
Beytüşşebap'ta meydana gelen saldırıda şehit düşen 10 askerimizle ilgili konuştu. "Bu memleketi kazanırken çok şehitler verdik. Kaybederken de bu anlamda mutlaka şehitlerimiz olacaktır” dedi. Sizi bilmem ama ben buz kestim. Amasya Valisi Abdil Celil Öz, her ne kadar “Dilim sürçtü!” dediyse de onun dili sürçerken benim de içim acıdı.
Vali’ydi.
Düz mantık pratik zekâydı.
Bir imza töreninde yaptığı konuşma ondaki üstün zekâyı keşfetmemize neden oldu. Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, basın mensuplarına “Giresun’la ilgili olumsuz haber yapmayın. Ne kazanıyorsanız gelin ben vereyim. Ama haber yapmayın!” dedi. Baya baya para teklif etti. Darma duman oldum.
Vali’ydi.
Şaşırttı. Şaşırdım yani… 
Palandöken Gazetesi manşetten vermişti. Erzurum Valisi Osman Derya Kadıoğlu “Artık yeter!” diyerek hükümete tepki gösterip istifa etmişti. Şaka olmalıydı! Ve oldu da… İstifanın gerçek olmadığı ve gazetenin “1 Nisan” şakası yaptığı anlaşıldı.
Vali’ydi.
Çok şakacı, muzip biriydi. Öyle ki bir gün çamurdan şikâyet eden köylüye “Topraktan geldik, toprağa döneceğiz!” dedi.
İşte o vali, Afyon’da yitirdiğimiz 25 canın acısı üzerinden henüz 48  saat bile geçmemişti ki makamında kendisini ziyaret eden Genel Kurmay Başkanı’na, bana göre günün anlam ve önemine binaen “Afyon mermerinden satranç takımı ve Bayat kilimi” hediye etti. Onlar objektiflere poz verdi, ben kahroldum. “Nasıl yani?” diyerek kalakaldım. O gün ayın 1’i ve aylardan Nisan da değildi. Yani şaka değil, büsbütün bir gerçekti.
Ve bunun adı maalesef Bir Türkiye Gerçeği’ydi!