Gerçek gazetecilik, en zor zamanda, yazılamayacakları yazmaktır.

Yazımın başlığı; Bugünlerde televizyonda alt yazılı gösterilen “Marco Polo” dizisinde geçiyor. Dizideki Moğol Hükümdarı’nın iki hizmetkârı kendi aralarında konuşurlarken, birisi şöyle der: “İmparatorlukları yıkan, ordular değildir, egodur.”

7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinde Türkiye bir tercih yapmak zorunda. Hem de bütün geleceğine tesir edecek bir tercih. Gerçek demokrasi ile yönetilen bir ülke mi olmak istiyoruz, yoksa güzelim ülkemin kaderi bir kişinin egosuna mı teslim olacak?

2.65. TL. ye dayanan, gerçek ekonomistlerin uyarı üstüne uyarı yaptıkları, doların hızlı yükselişinin ülkemiz ekonomisine açtığı, görünen o ki; daha açacağı yaralardan bahsetmeyeceğim. Bunları zaten gazete ve televizyonlardan izliyorsunuz. Tabii ki, majestelerinin yandaşı sayıları 10’u bulan gazete ile 20’ye yakın sahibinin sesi televizyonlarda bu gerçekleri duyamaz ve göremezsiniz. Son birkaç gün içinde dünyanın inanılır gazete ve haber sitelerinde çıkan haber ve yorumların başlıklarından örnekler vermek istiyorum.

- CNBC : Türkiye’nin tehlikeli oyunu, mali kriz riski yaratıyor.

- Business İnsider: Türkiye’nin Wall Street’i, panik modunda..

- FORBES : Türkiye’nin balondan ekonomisi için neden en kötüsü daha yolda.

Yukarıda 3 örneğini verdiğim analizlerde, yabancı yatırımcının nasıl panik halinde Türkiye’yi terk ettiğinden, Türkiye’yi nasıl bir mali krizin beklediğine kadar uğursuz haber ve yorumlara şahit oluyoruz.

Business İnsider, City Grubu’nun nasıl yok bahasına varlıklarını elden çıkarıp Türkiye’den kaçtığını anlatıyor.

Deldec İnternational Group isimli yatırım firmasının, Türkiye’yi dünyadaki riskli ekonomilerden birisi olarak değerlendirildiği aktarılıyor.

Bütün bu tür analizlerin birleştikleri ortak nokta; Türkiye ekonomisinin kötüye gidişini ülkemizdeki politikaya ve otoriterleşmeye bağlıyorlar.

Business İnsider’den Linette Lopez’in şu satırları, bütün makalelerdeki ana vurguyu özetliyor:

Türkiye’nin probleminin büyük bir kısmı siyasetle ilgili. Bir zamanlar Erdoğan’ın demokrat, piyasa dostu bir lider olması umuluyordu. Ama artık böyle bir umut kalmadı. Pek çok analist Erdoğan’ın Merkez Bankası politikalarını dikte etmesinden kaygı duyuyor…

Bu yetmezmiş gibi Türkiye halen daha devasa bir yolsuzluk skandalının pençesinde kıvranıyor…”

CNBC, Barclay yatırım derecelendirme firmasının yorumuna yer veriyor, okuyalım:

“ Faiz oranlarını indirmesi için Merkez Bankası üzerinde yapılan baskı, Türkiye’deki riskler, siyasi öngörülebilirlik ve denge-denetim sistemlerine ilişkin kaygıları yoğunlaştırıyor…”

Ülkemizde iktidar kişiselleştikçe, Türkiye yalnızlaşıyor, içe kapanıyor ve ekonomik olarak zayıflıyor. Biz bunu hak etmiyoruz. Uyan ey milletim!...

Saygılarımla.