Hepimizin bildiği üzere ilçemiz deprem kuşağında yer almakta ve olası bir depremde eski yapıların ne gibi sonuçlar doğurabileceğini tahmin etmekteyiz.
17 Ağustos 1999’da yaşanan Marmara depreminden sonra yapılan çalışmalar neticesinde 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun TBMM’nce kabul edilmiş ve Türkiye’de Kentsel Dönüşüm başlamıştır.
Bu kanunun kabul edilmesinden sonra ilçemizde uzun yıllar boyu kentsel dönüşüm ile ilgili çalışma yapılmamıştır. Son birkaç yıldır Tiremizde kentsel dönüşüm adı altında binalar yapılsa da bu işlem sıkıntılı ve eksiktir. Bireysel uygulamalarda mülk sahipleri binalarını kat karşılığı müteahhitlere vermekte ve binalarını yeniletmektedir. Mevcut bir binanın yıkılıp yerine daha fazla bağımsız bölümün bulunduğu bir binanın inşa edilmesine ise “Kentsel Dönüşüm” den ziyade ancak “Kentsel Yenileme” diyebiliriz. Ben aslında buna açıkçası “Binasal Yenileme” diyorum. Şu an Tire’de ve diğer şehirlerdeki uygulama maalesef ağırlıklı olarak bu şekildedir. Kentsel Dönüşüm’ün asıl amacı insanlarımızın yeşil alanlarıyla ve donatı alanlarıyla daha yaşanabilir bir çevrede sağlam binalarda oturmalarını sağlayabilmekti. Şu an Tire ölçeğinde konuşacak olursak bunun ne kadar sağlanabildiği konusu da bir muamma.
İlçemizde kentsel dönüşüm hareketleri istenilen seviyede ve kalitede değildir. İnşaat firmaları henüz azda olsa merkezi yerlerdeki arsalarla çalışma yapmak istemektedirler. Ancak yakın zamanda kentsel dönüşümün ilçemizde çok daha hızlanacağını tahmin ediyorum.
İlgili kentsel dönüşüm yönetmeliği 2016 Aralık ayında yeniden düzenlendi. Bu düzenleme aslında sektörün önünü açıcı bir düzenlemeydi.
Önceki yönetmelikte riskli alanlarda 15 bin metrekare sınırı vardı riskli alan ilan edebilmek için gerekli olan 15 bin metrekare sınırlaması kalktı. Yeni düzenlemeyle artık 15 dönümün altındaki her ada riskli alan kapsamına girecek. Bundan sonraki süreçte ada bazlı dönüşüm ağırlık kazanacak.
Tamamen yapılaşması bozuk alanlar ve yapılaşma bütünlüğünün yüzde 65’i bozuk alanlar riskli alan ilan edilebilecek. Riskli alanlarda bahsi geçen yüzde 65 sağlanabilmesi için sadece bina sayısına bakılacak. Bağımsız bölüm sayısına veya arsa payına bakılmayacak.
Bu düzenlemeyle neredeyse Türkiye’nin tamamı riskli alan uygulamasına girebilecek diyebiliriz.
Tarihi binalarda riskli yapı tespiti yapılamıyordu, artık o da yapılabiliyor. Ancak uygulama sırasında Anıtlar ve Koruma Kurulundan onay alınması gerekiyor.
Riskli alanlarda ve riskli yapılarda 18 ay olan kira yardımı süresi değiştir. Riskli alanlarda inşaat faaliyetinin 24 ay ile 48 ay arasında sürmesi göz önünde bulundurularak yeni yönetmelikle 36 ay şeklinde uzatıldı. Riskli yapılarda eskisi gibi kira yardımı 18 ay süreyle yapılmaya devam edilecek.
Sonuç olarak; ilçemizde kentsel dönüşümün henüz başındayız, modern bir şehir yapılaşması için tren kaçmış değil. Zararın neresinden dönülürse kardır. Bina bazlı dönüşümlerden bir an önce vazgeçip, ada bazlı dönüşümlere geçmeliyiz. Yarın ah vah etmemek için bu günden tedbirlerimizi almalıyız. Sağlık ve esenlikle kalınız