Oku! Allah’ın adıyla oku! (Kur’an-ı Kerim.)

Hemen her aile bu yoldan geçmiş ve geçecektir. 92 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihince halâ yaz-boz tahtasında bocalayan eğitim sisteminin ilk ayağıdır. TEOG !.. “Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş” kelâmının kısaltılmış şekli. Bu güne kadar adı kaç defa değişti unuttuk. Bizim çocuklarımız, çocukluklarını yaşayan son nesil. Ödemiş Orta Okulu’nu bitirip Ödemiş Lisesine kaydoldular, bitirince ver elini Üniversite. Ama gerçek sınavla üniversite kapısında karşılaştılar. O günkü adıyla ÖSS (Öğrenci Seçme Sınavı), ikinci aşama sınavı ÖYS (Öğrenci Yerleştirme Sınavı.) Bu girizgâh gerekli idi. Günümüz çocuklarının, çocukluklarını hiç yaşayamadan yarış atı misali karşılaştığı okul, dershane ve bu günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın dershanelerin yerine getirmeye çalıştığı “özel eğitim kursları.” Torunlarım Gülfem, Benginur, Nebi bu sınavlarla liseye adım attılar. Son olarak da Sıla geçen yıl, TEOG Sınavında gösterdiği % 1.09 başarı dilimiyle idealindeki liseye girmeyi başardı. Bitmedi, benim sevdiğim, yakınlarımızın daha çok evlâdı var, TEOG’la cebelleşecek.

Birkaç gün önce Ödemiş’deki ev komşum Kent Eczanesi Eczacı Teknisyeni meslekdaşım Hamide Hanım Kızım, çok başarılı yakışıklı bir öğrenci olan oğlu Mustafa ile ilgili, istişare yapabilir miyiz? dedi bana. (Allah şükrediyorum, daha fikrimize itibar eden var diye) Dershane ile Bakanlığın yeni “Özel Eğitim Kursları” ile ilgili karşılaştırmalı fikir jimnastiği yaptık. Konu buraya gelmişken; TEOG’cu diğer başarılı evlâtlarımı da anmadan geçmek olmaz. Yeğenim Güneri-Bahar Gülgen’in başarılı kızı Yaren, Gölcük Komşumuz çok sevdiğim beyefendi delikanlı üçüzler; Batuhan, Mert, Ceyhun Seval kardeşler de TEOG’da ilk ortak sınavı 25-26 Kasım 2015, ikinci dönem sınavları için ise 27-28 Nisan 2016 da ter dökecekler.

Ancak onları ve milyonlarca çocuğumuzu bekleyen bir belirsizlik var önümüzde. İyi bir Orta Öğretime (Liseye) geçmek isteyen bu öğrencilerin, sınava nerede hazırlanacağı kesinlik kazanmış değil. Şöyle ki; Milli Eğitim Bakanlığı’nın (Dershaneleri kapatmaya iyice niyetli tutumu karşısında) dershane yerine getirmeye çalıştığı “Özel Eğitim Kursları’nın” TEOG sınavı hazırlığını kapsamadığını belki pek çok öğrenci velisi bilmiyor. Bu durumda milyonlarca öğrenci ve ebeveynleri bir çıkmazda bulunuyor.

Dolayısıyla, sayıları milyonu aşkın TEOG öğrencileri mağdur olmuş oluyor. Dershaneleri kapatıyorlar, tamam ama dışarıda bıraktıkları bu öğrenci gurubunu acaba düşünüyor mu Bakanlık yetkilileri veya Hükümet? Bu çocuklar ne olacak? TEOG Sınavına nerede hazırlanacaklar?  Veliler ve çocuklar kaderlerine terk edilmiş olmuyorlar mı? Bu öğrencilerin başarı durumu maalesef takip edilemeyecek.. Her yıl yaşanan TEOG kâbusu, bu yıl da ufukta görünüyor. Okullarda, bu gurup çocuklarımız için henüz kurs yok. (6-7-8. Sınıflar için okullar insiyatif alarak kurslar açmışlar) Özel olarak, TEOG sınavına girecek çocuklarımız için bir kurs yok diyebiliriz. İşin Türkçesi, bu talihsiz çocuklarımız sınav için iyi bir eğitim alamayacak gibi görülüyor. Dolayısıyla sınavda başarısız olanların sayıları artacak. Veliler şaşkın durumda, ne yapacağız endişesiyle. Araştırmalarıma göre bazı okullar en başarılı 3 öğrenci için, özel kurs düzenleme eğilimindeler. Bu da haksız rekabeti getirmez mi?

MEB DERSHANELERİ KAPATABİLMEK İÇİN SAVAŞA HAZIRLANIYOR!

Resmi Gazete’de yayınlandı. Yönetmelik değişikliği ile, MEB. il ve ilçe müdürlükleri bünyesinde hukuk büroları kurulacak. Peki, Bakanlık aniden neden böyle bir karar aldı? Her yıl yapılan sistem değişiklikleri, öğretmenlere yönelik hak ihlâlleri, hatalı sorulara açılan davalar, okul müdürlerinin atamalarında yandaş kriterler ve son olarak, dershane ve okul, hatta kreş baskınları ile birçok hukuk skandalına imza atıldı. Bu skandallar Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve İdare Mahkemeleri’nden dönünce zor durumda kalan Bakanlığın bu yola gittiği anlaşılıyor. Daha önce sadece Bakanlığın İl Müdürlüklerinde görevli müfettişlerce bu görev yapılıyordu.

MEB Hukuk Büroları hamlesinin iki sebebi var. Birincisi eski davalardan alınan mağlubiyetlerin tekrarlanmasını engellemek. İkincisi, bundan sonraki hukuksuzluklarda MEB’in elini güçlendirecek argümanları toplamak. Son yıllarda Milli Eğitim yöneticilerinin tamamını iktidara yakın isimler atayarak bir çok hukuk ihlâli yapan Bakanlık, özellikle dershanelere uygulayacağı hukuksuz baskınların kılıfını bu bürolarda hazırlamanın kılıfını hazırlamaya çalışıyor. MEB. Zaten uygulamadığı binlerce dava sebebiyle hukuk özürlü bir bakanlık haline gelmişti. Topu merkezden il ve ilçe teşkilâtların atmak istiyor anlaşılan! İlâve etmem lâzım: Okul Müdürlerinin hukuksuz görevden alınması, atamalar, görevden almalar başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı aleyhinde açılmış 65 bin (yazı ile altmış beş bin) dava halen devam ediyor.

Saygılarımla.