10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçimlerde Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan, bu makamda bir yılı doldurdu. Erdoğan, bir yıllık görev süresi boyunca, baskıcı ve ayrımcı bir profil ortaya koydu. Antidemokratik uygulamalarıyla gündem belirlemeye devam ediyor..

Tayyip Erdoğan, göreve gelir gelmez, önceki Cumhurbaşkanlarının aksine Türkiye’nin dünya çapındaki tek markası ve gururu olan yurt dışındaki Türk Okullarını kendine misyon edindi. 5 milyarı aşkın maliyeti ve ‘bin 150 küsur’ odasıyla israfın sembolü olan Saray’la ilgili kararlar başta olmak üzere birçok yargı kararını es geçti. Seçim döneminde meydanlara indi; AKP. ye açıktan oy isteyerek, Anayasa’daki tarafsızlık ilkesini resmen, alenen çiğnedi. En basit eleştirilere dava açarak birçok vatandaşı tutuklattı. Yine Saray’da kurduğu kabine ve Bakanlar Kurulunu Saray’da toplayarak, sivil hükümet üzerinde vesayet görüntüsü oluşturdu. Kırmızı Kitap’ı yeniden siyaset gündemine taşıması, basına akreditasyon (istemediği ve işine gelemeyen televizyon ve gazetecileri dışlayarak) uygulaması, milleti birleştirmek yerine kutuplaştırması da uygulamalarında yer aldı.

Abdullah Gül döneminde herhangi bir sorunla karşılaşmayan; Zaman, Bugün, Samanyolu TV., Cihan Haber Ajansı, Sözcü, Taraf, Cumhuriyet gibi basın kuruluşları Cumhurbaşkanı’nın programlarına alınmadı. Ayrımcı uygulama, cenaze ve Bayram Namazlarında bile yaşandı.

CUMHUBAŞKANI’NA ÖRTÜLÜ ÖDENEK TAHSİSİ..

Başbakanlığa tahsis edilen örtülü ödenek, Cumhurbaşkanı’na da tahsis edildi. Yapılan düzenleme ile 2 milyar (eski para ile katrilyon) 300 milyon (eski trilyon) örtülü ödenekten Erdoğan’a da harcama yetkisi verildi. Bunun dışında Cumhurbaşkanlığı Bütçesi 2014 yılına göre iki kat arttırıldı. Saygıdeğer okurlarımın hemen hemen hepsi memur ve emeklidir. Sizler 6 ayda yüzde 4 zam ile avutulurken bu hak reva mı? Erdoğan’ın kullanımına tahsis edilen bu rakam 2 milyar 800 milyon ediyor ki; Abdullah Gül’ün 7 yılda harcadığı paranın tam 4 katına tekabül ediyor.

SARAY’DA GÖLGE KABİNE KURULDU..

Farklı bir Cumhurbaşkanı olacağım diyen Erdoğan’ın bir diğer dikkat çeken icaraatı kurduğu gölge kabine oldu. 9 Aralık 2014 de imzaladığı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı Teşkilât yapısında değişiklik yapıldı. Mevcut 4 Başkanlık sayısı 13’e çıkarıldı. İç Güvenil Başkanlığı, Dış İlişkiler Başkanlığı, Ekonomi Başkanlığı, Savunma Başkanlığı, Enerji Başkanlığı, Sosyal İşler Başkanlığı, Yatırım İzleme Başkanlığı gibi adlar altında kurulan başkanlıklar, Saray’da adeta gölge bir bakanlar kurulu oluşturuldu.

400 milletvekili verin, bu iş huzur içinde çözülsün!

7 Haziran seçimleri öncesi Başbakanlık dönemlerinde olduğu gibi meydanlara indi, açılış toplantıları adı altında her bir ilde devlet imkânlarıyla seçim mitingleri yaptı. 400 milletvekili verin gibi ilginç ifadelerle AKP. ye açıkça oy istedi.

500 den fazla kişiye hakaret davası açtı

Bir tek örnek vereceğim: MİT TIR’larındaki silâhların görüntüsünü manşetten veren Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ı “ Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu!” diyerek tehdit etti. Ardından Can Dündar hakkında açılan soruşturmada bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42  yıl hapis cezası talep edildi.

LÜKS VE İSRAFIN SSEMBOLÜ ‘KAÇAK SARAY’

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle, Türkiye’nin 91 yıllık geleneği de değişti. 11 Cumhurbaşkanı’na ev sahipliği yapan Çankaya Köşkü’nü terk eden Erdoğan; Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ) aslında Başbakanlık için inşa edilen Saray’a geçti. Saray; ‘bin 150 küsur odası’ ve altın varaklı  kadehleriyle lüks ve israfın sembolü oldu. Sık sık davalara konu olan Saray’la ilgili mahkeme kararları ise uygulanmadı. Ankara 11. İdare Mahkemesi, 2014’de Saray’ın yapımına imkân sağlayan plânın yürütmesini durdurdu. O dönemde Başbakan olan Erdoğan; “Güçleri yetiyorsa yıksınlar, yürütmeyi durdurdular, bu binayı durduramayacaklar, açılışını da yapacağım, içine de girip oturacağım sözleriyle kararı tanımadığını bildirdi.

TÜRKİYE’NİN GURURU, YURT DIŞINDAKİ TÜRK OKULLARINI JURNALLEYEN TEK CUMHURBAŞKANI..

Tayyip Erdoğan’ın en tartışılan icraatlarından biri de, yurt dışındaki Türk Okulları’nın kapatılması için gösterdiği çaba oldu. Erdoğan, önceki Cumhurbaşkanları’nın aksine, Türkiye’nin Uluslar arası arenada tek markası olan Türk Okullarını kapatmayı kendisine misyon edindi. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dan itibaren tüm Cumhurbaşkanları tarafından desteklenen bu okulları kapatmak için Büyükelçilere talimatlar yağdırdı. Bununla yetinmedi, bizzat kendisi çıktığı her yurt dışı gezisinde; Anadolu insanının bin bir güçlükle kurup yaşattığı bu okulları muhataplarına jurnalledi. Ancak; Arnavutluk, Endonezya, Etiyopya başta olmak üzere gittiği ülkelerin tamamından olumsuz cevap aldı.

Saygılarımla.