Çiftçinin borcu artıkça arttı faizler dev, icralık, traktör, tarla babadan dededen kalma miraslar yok olmakta. Evet tablo kötümser ama gerçek.

Çözüm getirilmeli yetki makamlar yeniden yapılandırmayla birlikte üreticiye tam destek vererek bu yükü kaldırmalıdır.

İhracat olayımızı gerçekleştirerek, ithalata dur demeliyiz.

Girdileri vergi muafiyeti getirilmelidir. Akaryakıt 3’te 1,5’u vergi yatlara akaryakıt 3’te 1 fiyat çiftçiye 6.63 acı bir tablo. Gübre, Mazot, tohum, ilaç lojistik ve ambalajlamada çiftçiye indirim ve teşvik getirilmelidir. Bunlar yapılamayacak şeyler değildir. Sadece yetkililerin ve bilgili iyi niyetli vatansever bilirkişilerin uzmanların oluşturacakları yasalarla gerçekleşebilir.

Artık küçük çiftçi diye bir şey kalmayacak, tekelleşerek dev şirketler dahası yabancı şirketlere muhtaç kalarak bizim çiftçimiz onların yanlarında bedellik yapacak duruma geleceğiz.

Dur demeliyiz, Durdurmalıyız. Daha önceden de kaleme aldığım çiftçiye koru, tarıma destek ver konulu yazımda Taklit ve tağşişle mücadele etmemiz gerekmekte olduğuna vurguladım.

Ülkemizde açığımız olan stratejik tarım ürünlerinin ekimini teşvik edilerek için fiyat fark desteği uygulaması devam etmelidir.

Bu desteklemeler her yıl üretim miktarları, piyasada oluşan fiyatlar ve üretim maliyetleri göz önüne alınarak hesaplanmalı ve kayıt içi sistemle uygulanmalıdır. Susam gibi bir ürünü dışa bağımlıyız. Geleneksel gıdalarımızdan olan ürünler de bu destekleme kapsamına alınarak üretimi arttırılmalıdır.

Destekleme denilen unsurun amacı bellidir. Birincisi Çiftçiyi ihtiyacı olan ürünleri ekmeye teşvik ettirmek.

İkincisi de üretim maliyetlerini düşürerek tarımı devamlılık hale getirmek. Desteklemede adil olmayan durumlarla karşı karşı olduğumuzda görülmektedir. Traktörü olmayana mazot, gübre kullanmayana destek dönümüne göre destek verildiği görülmektedir. Buna satış ve üretim bazında verilmelidir.

Bu iki hedefe ulaşmak için destekleme kararnamesini çiftçi ekim beyanı düzeni getirerek kayıt içi sistemle çiftçinin ihtiyacı olan ekim zamanında ödeme yapmak. Gecikmeler nedeniyle destekler bu hedeflere ulaşamamaktadır. Ayrıca destekleme ödemeleri sıkı bir denetim mekanizmasından geçirilerek ekim ve satış durumu kayıt içine alınarak adil bir şekle sokulabilir.

Önceden de belirttiğimiz gibi yenilenebilir enerji maliyeti düşük girdilerle uygun, organik ve sağlıklı ürünler yetiştirilebilir. Kırsal alanda yaşam mücadelesi yerine kırsal yaşam arzusu oluşturmalıyız. Tabi ki kooperatifleşme, birlik ve beraberlik sistemleri ile gerçekleşecek olan üretici kuruluşları oluşturmakla da üretici çiftçimiz kendi haklarını aramalı. Her şeyi de başkalarından beklemeden tohum, organik ilaçlama yenilebilir enerji sulamada düşük maliyet gibi akla gelebilecek bazı girdileri maliyetlerini düşürebilir hale getirmelidir.

Tüketeceğimiz ve ihracatımıza planlamalı yapmalıyız. Ekim sayım beyanı sistemi illaki getirilmeli. Yıllık planlar kâğıt üzerinde değil sistemlerle gerçekleştirilmelidir. Kısacası ana başlıklar altında ele alacak olursak; öncelikle ana girdi maliyetlerini düşürülmeli, ikincisi tarım girdileri döviz kurları dengelenmeli, kur artışlarını çiftçiye yansıtmamalı.

Keşif yemde gümrük vergisi, KDV gibi vergiler kaldırılmalı. Sulamada Elektrik, mazot, gübre ilaçlama, tohumda sıfır vergi olmalı.

Tarım kredileri daha uzun vadeye yayılmalı, yapılandırılmalı faiz çok küçük masraflarına karşılayacak şekilde oranlanmalıdır.

Küçük ve büyük baş hayvancılığı özellikle süt desteklemeleri sağlıklı politikalarla düzenlenmeli ve bu açığa devlet desteği ile giderilmelidir. Üretici ile aracısız satış noktaları konulmalı ki fiyat farkı düzenlemeli fahiş fiyatlara tüketici yede yansıtılmamalı ki alım gücü artsın.

Kırsal kesimde küçük, orta ve büyük ölçeklerde binlerce dönüm boş arazi bulunmaktadır. Bunlar kırsala teşvikle üretim alanları haline getirebilir.

Tarım politikalarını iyi uygulamalar yapılarak çiftçiye usandırmadan moral çöküşü yaşatmadan motive etmeli. Türkiye menşeili ambalajlama, paketleme ve depolamalar yapılarak uygun ve de korumalı pazara hazırlayıcı sağlıklı depolama sistemi getirilmeli.

Fırsatçılara bırakılmamalı. Buda kayıt içi sistemle de mümkündür.

EVET, kayıt içi sistem, en küçük üreticimizde bile belge olmalı, olmalı ki gelecek yıllara planlı tarım yapalım. Vergiden muaf ancak satış belgesi olan fatura, fiş vs kayıt içi sisteme geçilmelidir.

Şöyle baktığımızda kooperatifler, vergi mükellefleri marketler ve benzeri kurum ve kuruluşlar belgesiz satış ve alım yapamamaktadır.

Diğer yandan çiftçilik yapmadan alım yaparak belgesiz satış yapan onlarca kişilerle rekabet halinde kalmaktadır. Burada kayıt içi sistem dediğimiz unsur çiftçimizin stopaj vs vergilerden muafiyet getirilerek, reel belgeler getirilmeli. Böylece ekonomideki kayıt dışı alış verişlerin önüne geçilmelidir. Büyük dev sanayiciler ve aracı özellikle yabancı sermaye hâkimliğine son verilmelidir. Buda çiftçimizin örgütlü yapısından geçer.

Sonuçta girdiler kepçeyle, satışlar çay kaşığıyla taşınabilir hale getirilmemelidir.

Doğru uygulamalarla üreticimizin ürünleri depolarda çürümesin, emekleri karşılıksız kalmasın, üretmeden kapitallere bağımlı olmasın, ayrıca bilinçli iyi doğal ve sağlıklı tarım yapılsın.

Yeşil Türkiye, temiz çevre, sağlıklı insan, doğal tarım, gürültüsüz şehir, huzurlu kent organik toprak, yenilenebilir enerji, doğru gıda, yaşanabilir alan için el ele.

Editör: Haber Merkezi