Stadyum: Takımlar halinde spor oyunlarının oynandığı ve seyircilerin yarışmaları takip edebilmesine elverişli yer.
Arena: Eski Roma’da, gladyatörlerin dövüştüğü veya Boğa Güreşlerinin yapıldığı yer. Siyasi çekişmelere sahne olan yer.
Hemen her gazetenin en az dört sahife ayırdığı, insanımızın gazeteyi eline alır almaz son sayfalara göz attığı sporların yapıldığı (yüzde 90 futbol) statlardan ve yanlış kullanışlardan bahsedelim önce. Yukarıda sözlük manalarını yazdığım Arena demek ki, futbol sahası için yanlış bir deyim. Oysa GS’nin Yeni stadına “Türk Telekom Arena” ismi verildi.
Bir de gerek basın gerekse televizyondaki spor yazar ve spikerlerinin sürekli yaptıkları bir yanlış var. Stadyumlar için “Mabed” kelimesini kullanıyorlar. Mabed bilindiği gibi Allah’a ibadet için toplanılan; Cami, Kilise, Havra vb. yerlere verilen isim. (Alevilerin Cem Evleri mabed değildir)
Gelelim, yurdumuzdaki belli başlı stadyumların isimlerine…
ÖDEMİŞ SARACOĞLU STADYUMU
Spor Sahamızın daha önceki ismi “Üç Eylül Şehir Stadı” idi.
1968 yılında Ödemiş Altınova Spor Kulübü (renkleri Kırmızı-Beyaz) ile Ödemiş Gençlik Spor Kulübü’nün (Sarı-Lacivert) birleşmesi sonucu Ödemişspor kuruldu. Stad önceleri Ödemiş Belediye’nin mülkiyetinde olduğu için (sonraları Beden Terbiyesi yani Spor Bakanlığı’na yani Devlet’e verildi) Belediye Meclisi’nde günün Belediye Başkanı rahmetli Muzaffer Gönen’in teklifiyle stadyuma Saracoğlu adı verildi. (Şükrü Saracoğlu Muzaffer Gönen’in akrabası ve Saracoğlu’nun Ödemiş’li siyaset adamı olması etkendir)
BEŞİKTAŞ DOLMABAHÇE STADI
Esas adı budur. Futbol sezonunun sonunda yıkılıp yenisinin yapılması planlanan tarihi Dolmabahçe Stadı, 1947 de açıldı. İlk maç Beşiktaş ile İsveç AİK Stockholm takımları arasında oynandı. Tek Parti Döneminin Cumhurbaşkanı İnönü adı veridi. 1952’de “Mithatpaşa Stadı” olarak değiştirildi. 1973’de CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan tarafından tekrar “İnönü” adı verildi. Ama halk arasında hep “Dolmabahçe Stadı” olarak anıldı. Dolmabahçe Sarayı, Dolmabahçe Saat Kulesi, Dolmabahçe Rıhtımı Beşiktaş Semtinin belli başlı eserleri olduğuna göre böyle anılması doğaldı. Doğuş Gurubu ile BJK.150 milyon TL karşılığı 10 yıllığına reklâm ve sponsorluk anlaşması yaptı. Yeni Stadın ismi muhtemelen, BJK. Kurucu Başkanı Şeref Bey’in adını alacak ve “Beşiktaş Şeref Stadyumu” olacak. Dolmabahçe BJK. Stadyumu Devlet’e aittir. 49 yıllığına BJK tarafından kiralanmıştır. Yeni Stadın İnşaatı Kulübün kendi imkânları ile yaklaşık 100–150 milyon TL harcanarak yapılacaktır.
GALATASARAY TÜRK TELEKOM ARENA
Yüklü bir meblağ karşılığı Türk Telekom Şirketi ile yapılan sponsorluk anlaşması gereği bu isim verildi. GS kulübü bu isme ek olarak Ali Sami Yen Spor Kompleksi kelimelerini yukarıdaki ismin arkasına ekledi. Hayli uzun bir isim oldu gerçi ama GS’liler de kurucu Başkanlarının adını yaşatmakta haklılar. Stat Devlete aittir. Bir buçuk yıl gibi kısa bir zamanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük gayretleri ile TOKİ tarafından inşa edilmiş mükemmel bir stattır. Ama maalesef açılış töreninde eski bir GS’li yönetici olan, yine eski CHP. Gençlik Kolu Başkanı’nın provokasyonu sonucu ne yazık ki yuhalanmıştır. Bu nankör kişinin adını yazamıyorum. Korkumdan değil, bu yaştan sonra Adliye koridorlarını arşınlamak istemediğimden. Bu zat açılıştan bir gün önce Anadolu’dan gelen GS. Derneklerinin kendi siyasi görüşünde olanları ile şahsi bürosunda toplantı yapmış, hem açılış davetiyelerini vermiş, hem bu çirkin olayın tezgâhlanmasını sağlamıştır. Başbakan stadı terk etmekle protestosunu gösterdi.
FENERBAHÇE ŞÜKRÜ SARACOĞLU STADI
Aksiyon Dergisi 951’inci sayısında Şükrü Saracoğlu’nu kapak yaparak uzun hayat hikâyesini ve hayattaki tek oğlu Yılmaz Saracoğlu ile yaptığı ropörtajda, Fenerbahçe Spor Kulübü ve Stadyuma babasının ismini verilmesi ile ilgili söylediklerini aşağıya alıyorum. Röportajı yapan Behram Kılıç Soruyor;
Aziz Yıldırım, Kulubün onlarca Başkanı varken neden babanınız ismini stadyuma verdi?
Babam FB’ye 17 sene başkanlık yaptı. Metin Aşık’ın Başkanlık yaptığı dönemde de babamın adının verilmesi teklif edildi. O zamanki yönetimde yer alan Aziz Yıldırım ile beraber sadece Osman Yalçın ve Köksal Özbek “evet” oyu kullandı. Diğer 12 yönetici “hayır” oyu kullandıkları için stada Şükrü Saracoğlu adı verilmesi Aziz Yıldırım’ın Başkan oluşuna kadar gecikti. Aziz Bey vefalı davrandı.
İsim verme olayına sizin bir etkiniz oldu mu?
10 sene NATO’da, 3 sene Merkez Bankası İnşaat Emlak Dairesi’nde çalıştım. 1973’de de Aziz Yıldırım’ın dayısının inşaat şirketine geçtim. O tarihte Aziz Yıldırım Üniversitede okuyordu. Mezun olunca o da bizimle beraber çalışmaya başladı. Bir müddet sonra ayrı bir şirket kurdu. Kendisi ile 40 senedir tanışıyoruz. Ama stada Şükrü Saracoğlu adının verilmesi konusunda kendisine herhangi bir etkim olmamıştır. Not: Stadın arazisi Şükrü Saracoğlu’nun Başbakanlık yaptığı yıllarda (yanılmıyorsam 1944 de Fenerbahçe Spor Kulübüne bedelsiz olarak verildi. R.G) FB’nin Kurucusu Zeki Rıza Sporel’dir.
KAYSERİ KADİR HAS STADYUMU
Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin kendi imkânları ile yapılan stada, bu şehrin yetiştirdiği hayırsever ve istihdam sağlama konusunda yurdumuz insanına faydalı pek çok fabrikanın sahibi iş adamının adı verilmiştir. Şükran borcu olarak.
Diğer Şehirlerimizdeki stadyum isimleri; ya şehirde valilik yapmış veya devlet adamı politikacı isimleri, kurtuluş günleri tarihleri ve çokçası da Atatürk isimli stadyumlardır.
CRİSTİANO RONALDO
TRT’deki “Seksenler” Dizisindeki “Şahin” karakteri ile gönüllerde taht kuran “Ceyhun
Fersoy” TRT 3’de, Spor Programı yapmaya başladı. İlk misafiri Tanju Çolak’tı. Program boyunca attığı golleri seyrederken aldığı “Altın, Gümüş, Bronz” ayakkabılarla övünmesini izledik. Hatta seyredenleri baydı, bozuk Türkçesi ile. Bu program ile hatırıma gelen geçen yıl, Avrupa Altın Ayakkabı ödülünü alan Cristiano Ronaldo ile ilgili bir anımı sizlerle paylaşmak isterim.
Filistinli çocuklara yaptığı yardımla gönüllerde taht kuran Real Madridli Cristian Ronaldo’nun hiç bilmediğimiz bir yönünü bu yazıda okuyacaksınız.
Megaloman, kendini beğenmiş, ukala gibi haksız bazı yorumlara maruz kalan Ronaldo’nun bu hikâyesi beni çok duygulandırmıştı.
Portekizli futbolcu, geçen yıl kazandığı Altın Ayakkabı ödülünün satılmasına izin vermiş ve elde edilen 1,5 milyon Euro’luk kazancı Filistinli çocuklara bağışlamıştı. Ronaldo’nun bu insani davranışı herkesi duygulandırmıştı. Bu olaydan bir müddet sonra bir başka olayı daha öğrendik.
İşte Ronaldo’nun anlattığı, arkadaşının da doğruladığı ilginç ve duygusal hikaye.
Albert Fantau ile Cristian Ronaldo 18 yaş altı şampiyonasında oynamaktadırlar. Sporting Lisbon menaceri bu iki yetenekli oyuncuyu izlemeye gelir. Ancak bir tanesine şans tanıyabilecektir. İkiliyi karşısına alır ve der ki “ Sıradaki maçta kim daha fazla gol atarsa, Lizbon’a benimle o gelecek. Maç başlar, Cristiano bir gol kaydeder. Hemen ardında Fantrau ikinci golü. Üçüncü gol ise her ikisinin de hayatını değiştirecektir. Kaleci ile karşı karşıya bir pozisyon yakalayan Fantrau, kaleciyi de geçer, topu yuvarlasa gol olacak bir pozisyonda topu hemen arkasındaki Ronaldo’nun önüne bırakır. Lizbon biletini arkadaşına verir.         Maçtan sonra Cristiano, Albert’e “neden” diye sorar.
Cevap; “Sen benden daha iyisin”
Bu hikâyeyi Cristiano Ronaldo’nun ağzından duyan gazeteciler gidip Albert Fantrau’yu bulurlar. “Evet” der. “Hikâye gerçek. O dünyanın en büyük futbolcusu oldu. Ben ise işsizim.”
Muhteşem bir ev, spor bir araba ve ailesinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak kadar parayı nerden bulmuştur, peki?
Fantrau’nun cevabı; Ronaldo’nun gerçek yüzünü gözler önüne serer.
“Bunların hepsi Cristiano Ronaldo’dan !”
Saygılarımla.