Bana muhalefet edenler! Saklanmayın. Çıkın ortaya. Savunun kendinizi. Utanmayın. “Gerçekleri gördük, haklıymışsın” deyin. Kızmam. Yeter ki siz doğruyu bilin, ona göre davranın. Cem Karaca’nın söylediği “Nem kaldı” diye bir şarkı vardı. Sizin de savunacak neyiniz kaldı? Ben yanlış mı hatırlıyorum. “Terör bitti.  Artık kan akmıyor” demiştiniz. Şimdi niye akıyor? Hiç düşündünüz mü? Cicim ayları bitti. Balayı sona erdi. Sürece karşı çıktığımızda vatan haini olmuştuk. Kim vatan haini belli oldu. Canavar ölmek üzere iken zamanında önlem almadılar, şimdi oylarını arttırma hayali ile çözüm sürecini bitirdiler. “Siz misiniz Erdoğan’ı başkan yapmayan?” Alın size çözüm süreci. Ülke kan ağlarken başında keklik fotoğrafının medyada yayınlanmasına izin veren kişiyi de kınıyorum.

Yollar yaptılar, sağlık sorununu çözdüler” diyordunuz. Doğru yollar yaptılar, kısa sürede o yollar yıprandı, yeniden yapılıyor. Kalitesiz malzeme kullanımına göz yumarsan olacağı o. Devlet nasıl olsa zengin. Yandaşa yeniden yaptırır. Sağlığa gelince. Beğenmediğiniz eski dönemde üniversitelerde Profesör doktorlara belli bir ücret ödeyerek(90’lı yıllarda 40 TL) özel muayene olabiliyor, tahlillerimizi de aynı hastanede ücretsiz yaptırabiliyorduk. Bu iktidar döneminde iktidar kendisi sağlık hizmetine el attı. Özel Kent ve Medikal hastaneler zincirleri kurup iyi ve değerli doktorları buralara çektiler. Şimdi gidin bu özel hastanelere. Muayene ücreti 325 TL. Ancak tahlillerin ücreti ayrıca ödeniyor. 1993’te babam Ege Üniversitesi hastanesinde kalp kapakçığı ameliyatı oldu. Bu alanda dünyanın en iyi 3 doktorundan biri olan Suat Büket bu hastanede idi. Fransa’dan bile ameliyat için ona geliyorlardı. Şimdi Karşıyaka’da Kent Hastanesi’nde. Parası olan düdüğü çalıyor. Bu sadece bir örnek. Şimdi o günlerde Prof. doktorlara ödenen paranın fazlası hastane ve eczaneye ödeniyor. Haberiniz bile yok.

Hukuk bitti dedik inanmadınız. Ancak Mehmet Baransu gibi hukuk kendinize işlemezse o zaman anlayacaksınız. Hukuk çoktan sizlere ömür. Hangi yargıç, savcı aleyhlerinde bir karar almaya cesaret edebiliyor, işlem yapıyor? İşte Zekeriya Öz. Biz yalan, komplo derken, “temiz eller savcısı” ilan edildi. Heykeli dikilecekti. Tayyip’in zırhlı aracı emrine verildi. Şimdi o savcı nerede? Ermenistan’dan birilerine el sallıyor. Onlar da utanmadan “Aldatıldık” demekle yetiniyor.

Hukuk yalnız kendilerine göre çalışıyor. AYM, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay kendilerinin altında bir kurum haline geldi.  AYM karar alıyor. İşlerine gelmiyor, kararname ile bildiklerini okuyorlar. Yargıtay oraya saray yapamazsın, diyor. Yaparım da otururum da diyor. Kimse nasıl yaparsın, demiyor. Bu nasıl hukuk, nasıl demokrasi. Ve bunların dilinden düşmeyen bir sözcük vardı:: “Milli irade.” Beyefendi son bombayı patlattı. Rize’de geçen gün dedi ki: “İster kabul edilsin ister edilmesin, Türkiye'nin yönetim sistemi değişmiştir.” Rejim nasıl değişti, acaba? AKP 400 milletvekili çıkarıp anayasayı değiştirdi de bizim haberimiz mi olmadı? Yoksa baktı olmayacak kendini başkan mı ilan etti? Hani milli irade?  7 Haziranda AKP’nin tek başına iktidar, senin başkan olmana izin vermeyen milli irade değil mi? Ne kadar çırpınırsan çırpın sonunda makûs talihine boyun eğeceksin. Burada suç biraz da Bahçeli’nin. Bu zatı siz şımarttınız. Seçimden sonra sus-pus olan bu kişi şimdi neler yapıyor.

KAOS OLUŞSUN, İSTEDİKLERİ OLSUN


Suruç olayını yapan örgüt IŞİD(İktidar durmadan DAEŞ deyip saptırsa da). Bu olaydan sonra IŞİD’e güya operasyon başlatıldı. Hemen bir gün sonra 2 polis memuru odalarında susturucu tabanca ile başlarından vurulup öldürüldü. O anda IŞİD bırakıldı, ibre PKK’ya döndü. Kendilerine İncirlik üssü açılan ABD bile “Bizim hedefimiz PKK değil, IŞİD” diyor. “PKK’ya yapılan operasyonlara karşı mısın?” derseniz, ben de “Neden şimdi?” diye size sorarım. CHP’nin akan kanı durdurmak için meclise sunduğu “Terör olayları ile ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulsun” önerisi AKP ve MHP’nin ret oyları ile geri çevrildi. İnsanın aklına bazı soru işaretleri geliyor? “Acaba o iki polisi MİT mi öldürdü?” PKK’ya operasyon bu olayla başladı. Polisler susturuculu silahla öldürülmüş. Paris’te PKK’lı 3 kadın militan da aynı yöntemle öldürülmüş. Bu olaya MİT’in de adı karışmıştı. Geçmişte Hakan Fidan'a ait olduğu öne sürülen ses kaydında "Gerekirse Suriye'ye dört adam gönderirim. Türkiye'ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim.”  sözleri basında yer almadı mı? Yalanlandı mı? Ben Ankara’da öldürülen savcıdan tutun da Suruç Olayı ve Urfa’da iki polisin öldürülmesinden de kuşkuluyum. Bunlar toplumda öfke yaratmak için yapılmış olabilir mi? Kocaman bir soru işareti.


AMACINIZA ULAŞTINIZ: ÇÖZÜLÜM BAŞLADI.


Zamanında  “Hele şu seçimi de atlatalım” diye ödün verip, şimdi kuyruğuna basarsan olacağı budur. 2009’dan bu yana bölücü terör örgütü ile yürütülen sözde çözüm süreci meyvesini verdi. Son 41 günde 43 güvenlik görevlisinin şehit edildiği doğuda PKK, KCK ve Halk Meclisi Şırnak, Varto, Hakkâri, Yüksekova, Silvan, Batman, Silopi, Cizre ve Nusaybin'de özerklik ilan etti. Amacınıza ulaştınız. Kına yakın. Eserinizle övünün. “Hoca bu ülke hiçbir zaman bölünmez, korkma” diyenler nerede? Başınızı kumdan çıkarma zamanı geldi. Ancak iş işten geçti. Buyurun cenaze namazına.


Saygılarımla, hoşça kalın.