17 ve 25 Aralık 2013 tarihinde yaşanan örneği görülmemiş olayların perdesi yavaş yavaş aralanıyor. Özellikle TBMM. nin açılışını takiben ortaya dökülenleri hep birlikte göreceğiz.
Geçtiğimiz Pazar Nazlı Ilıcak Bugün Gazetesindeki köşesinde, bu tapelerden birini yazdı. İlginç bulduğum bu  bölümü siz saygıdeğer okurlarımla paylaşmak istedim. Aynen alıyorum…
“ Bu tapeler, Savcı İsmail Uçar'ın polisler aleyhinde hazırladığı soruşturma dosyasının içinden çıktı. Malûm, söz konusu dinlemeler, hakim kararıyla, ' ihaleye fesat karıştırma ve nüfuz ticareti ' kapsamında gerçekleştirilmiş, bazı müteahhidlerin devletten iş alma karşılığında para verdiği iddialarını araştırmak üzere teknik takip başlatılmıştı. Polis, Belgeleri Savcı Muammer Akkaş'a teslim etmişti. Akkaş, 25 Aralık operasyonunun önü kesilerek görevden alınınca, soruşturulan konuyla ilgisiz görüşmeleri imha etmeye zamanı kalmamıştı.  25 Aralık dosyasını teslim alan Savcı İsmail Uçar ise bu tapeleri, 'Emniyet mensuplarının yasa dışı dinleme yaptığının delili olarak' Mali Şube Polisleri aleyhine açılan soruşturma dosyasına koydu. Böylece alenileşmesine yol açtı.”
İşte konuşmalardan bir demet:
“ 5 Haziran 2013. İç İşleri Bakanı Muammer Güler-Ömer Faruk Kalyoncu konuşması: Gezi Parkı olayları üzerine…Başbakan Tayyip Erdoğan; Fas, Tunus ve Cezayir seyahatinde. Protestolar sürüyor. İç İşleri Bakanı Muammer Güler, Kalyoncu'ya dert yanıyor. Özetleyerek veriyorum:
Kalyoncu: Burada abi, yumuşak bir konuşma.
M. Güler: Bu ibnelere zaten kızıyorlar. Yani gelir orada ters bir lâf söyler. Allah'ın lûtfudur ki; araya Fas, Cezayir, Tunus girdi…Yoksa onları duman ederdi…Çapulcu diyor, bir kadeh diyor, alkolik diyor ağabeyciğim…Olmaz ki, çok rahat bu konularda…Birisi geldi dedi ki; Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı olurken meyhaneleri dolaştı tek tek…Mehmet Ali Şahin, kerhaneye gitti dedi.
Kalyoncu: Aynen öyle…
Güler: Ne yapması lâzım, kucaklayıcı olması lâzım. İçerse içsin, bana ne kardeşim…
Kalyoncu: Abi, biri gitse de, Cezayir'e…3 saatlik yol, toplantıdan sonra bunları anlatsa, yalvarsa, yakarsa olmaz mı?
Güler: Olmaz olur mu ağabeyciğim…1 Mayıs'ta meydanı kapattı. Etmeyin, eylemeyin dedim. Yok abi, inat etti. Ortalık birbirine girdi.
Kalyoncu: 1 Mayıs var, Emek Sineması var, Topçu Kışlası var, Yavuz Sultan Selim var.
Güler: Ayrıca 2 tane ayyaş var.
Kalyoncu: Hepsi var…
Güler: Alkol Yasası var, Şehir Tiyatroları var…O sanatçılarla filân, uğraşmayacağın abi…Ne dalaşıyorsun bu sanatçılara. Bir sürü adamı var, takip edeni var…Ağaç işi var…
Kalyoncu: Başka bir yerde sıkıntı var mı?
Güler: Ankara, İstanbul'un dışında yok. Şu anda Ankara'ya yükleniyorlar. Başbakanlığa gelmek istiyorlar. İstanbul'da Taksim Alanında sıkıştırdığımız için adamları, Beşiktaş'ı hedef alıyorlar…Basıyoruz odunu, geçip gidiyorlar ama…
Başbakan Erdoğan'ın aleyhinde, en yakın bildiği kişilerin nasıl dedikodu yaptığı ortada. Ama korkuyorlar, çekiniyorlar, yüzüne karşı hiçbir şey söyleyemiyorlar. Acaba AK. Parti içinde durum ayni mi, içten içe kaynayan bir düdüklü tencere gibi mi?