Bu da ne demek? Dediğinizi duyar gibiyim, ben de yeni duydum.

     Sinema Sanatçısı Filiz Akın’ın çok ağır hastalıklarını yendikten sonra yazdığı “Hayata Merhaba” kitabını okuyunca öğrendim. Enteresan bulduğum için, siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.

Reiki, Japonca iki kelimeden oluşuyor. “Rei” spiritüel (ruhsal aydınlanma) bilgelik ve şuur, “Ki” yaşam gücü… Ki; her varlıkta var olan tüm yaradılışın devamını sağlayan evrensel enerji. Reiki tekniği, bu evrensel yaşam enerjisini yönlendirip harekete geçirmenin ilim ve sanatı demek oluyor. Reiki terapisinde evrensel enerji şuurlu olarak hem fiziksel bedene akıyor, hem de enerji bedenlere kişinin ihtiyacı oranında denge ve şifa sağlıyor.

     Reiki din veya tarikat değil. Bir inanç sistemi de değil. Zihin kontrolü veya hipnoz değil. Masaj tekniği de değil. Kanal enerjisi olmadığı gibi, tek bir organizasyona veya belirli bir zümreye de ait değil.

Faydaları: Kişinin inançlarına ters düşmez, doğal ve destekleyici bir metottur ve diğer terapi metotlarıyla birlikte kullanılabilir. Kişinin sevgi ve şefkat duygularını çoğaltıp, ruhsal gelişmesini ve güvenini sağlar. Kişiyi stresten kurtarır. Yaşam boyu kullanılabilir. Şuurlu ir enerji, en çok ihtiyaç duyulan bölgeye kendi kendine gider.

     Reiki dokunmayla akmaya başlar. (İlâçların yan etkilerini azaltır ve iyileştirmeyi hızlandırır.) Bu enerjiyle uyumlu olan herkes tarafından kullanılabilir. Reikiyi kullanabilmek veya faydalanabilmek için herhangi bir kültüre, dine veya inanca gerek yoktur. Kişi inansa da inanmasa da bu enerji, tıpkı elektrik akımının kablodan geçmesi gibi, reiki veren kişiden alıcıya, alıcının ihtiyacı oranında akar. Her birimiz bütünün bir parçası olarak birbirimize bağlıyız. Kendimizi evrensel sevgi, bilgi ve güce açınca bunu, parçası olduğumuz tüm yaradılışa da akıtırız. Bir kişinin evrensel bütünlükle bütünleşmesi, tüm insanlığı o bütünlüğe yaklaştırır. Bunu sürekli hatırlayarak sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız. SEVGİ BÜTÜN ŞİFANIN KAYNAĞIDIR.