Din ve ahlak değerlerinin hiçe sayıldığı bir dönem geçiriyoruz. Yolsuzluk, hırsızlık, karşı tarafa iftira, yalan, karalama, çalmayı dinimizde normal sayma, yalan haber yazıp ülkede bölünmeyi tetiklemenin en yoğun olduğu günlerdeyiz. Önceden dendiği gibi tarafsız olanların yok olacağı sözünü doğrulayan basın ve iktidarın bu konudaki açıklamaları ülkenin birbirine düşman iki gruba ayrılmasını tetikliyor.
Hani bir fıkra vardır. Kümese müdür aranıyormuş. Tilki de müracaat etmiş. Tilkiyi beğenmişler “Ne ücret istersin?” demişler. Tilki “Gülmekten konuşamıyorum. Artık siz ne verirseniz.” demiş. Geçen gün haberlerde başbakanı dinliyorum: "CHP'nin genel müdürü 'Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz' diyor. Ben demiyorum, ben milletime böyle hakaret edemem. Milletimin iradesine ipotek koyamam, böyle bir hakkım yok." diyor. İnsan gülme krizine tutulacak.
Sayın başbakan, bunları ben demedim: “Türkiye Cumhuriyeti vitrinine bir vazo, bir saksı seçmenin gayreti içindeler.” Anneye: “Senin çocuğun da işsiz kalsın.” Çiftçiye: “Ananı da al git.” “Şehit cenazesi görmek istemiyo­ruz.” diyenlere “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.” Atanamayan öğretmenlere “Oy vermezsen verme” Gazetecilere “Sizi tasmalarınızdan kurtardık.” “Be­bek katiliyle bir araya geliniyor” diyen bir gaziye “Gaziliği istismar etme.” Ve derdini anlatmak isteyen kişiye “Artistlik yapma.”(Tarım ve Köy İşleri Bakanı Meh­di Eker). Görme engelli işçiye “Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz” (Sağlık Bakan Akdağ) “Bir kaç Mehmet öldü diye meclis toplanmaz”(Hüseyin Çelik). Soma'da halktan birini tokatlama fotoğrafı da montaj değil mi? Şimdi Kılıçdaroğlu'nun “Erdoğan'dan kurtulmak için adam gibi tıpış tıpış sandığa gidin.” demesi mi halka hakaret, Erdoğan'ın ve bakanlarının dedikleri mi? Yorum sizin. 
Gelelim yandaş medyaya. Bugünlerde nefret dolu ilan ve yazılara yer veriliyor. Neymiş, 2007'de CHP cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı çıkmış, halk cumhurbaşkanı seçecek ehliyette değil, demiş, şimdi halktan oy istiyormuş. İsrail'in SÖZCÜ'sü. Muharrem İnce Bodrum'da ramazanda içki içmiş.
Aslında cumhurbaşkanı devletin başıdır, tarafsızdır. Cumhuriyet yönetiminde asıl güç ve sorumluluk başbakandadır, cumhurbaşkanı semboliktir. Sembolik bir kişinin halk tarafından seçilmesi ne derece doğru? Cumhurbaşkanı adayları seçim kampanyası yapacak. Seçilmek için halka bir şeyler vaat edecek. Oysa parlamenter sistemde cumhurbaşkanının vaat edeceği bir şey olamaz. Yetkileri sınırlıdır. İkincisi, ülkeyi yöneten bir hükümet vardır ve o hükümet de seçimlerde halka vaatlerde bulunmuştur. Dolayısıyla bu iki vaatler çatışırsa devletin tepesinde sürtüşme olmaz mı? Uyarsa cumhurbaşkanının tarafsızlık özelliği zarar görmez mi? Şimdi sanki halk mı seçecek? Halk seçse belirlenen üç kişiden başkasına oy verir. Ama belirlenenleri seçiyor. Ayrıca hangi bilinçli halk seçecek? Ramazanda heykele türban ve şal takan cahiller mi? Heykel bile azdırıyor, yoldan çıkarıyor bu sapıkları. Gel de “Dağdaki çobanla benim oyum eşit olamaz.” diyen Aysun Kayacı'ya hak verme.
TRT resmen RTE olmuş, varsa yoksa her şey Tayyip için. Diğer adaylar ha var, ha yok! Örneğin 1 günde Tayyib'e 1 saat ayıran ve bol bol onun reklâmını yapan TRT, İhsanoğlu'na sadece 1 dakika ayırıp Demirtaş'a ise hiç yer vermiyor. Basın ahlakı ve tarafsızlığın en güzel örneği. Devletin televizyonu değil “Tayyip Bey'in çiftliği” sanki. Benden kesilen paralarla yayın yapan bu kuruma hakkım haram olsun. 2010'da PKK yandaşlarının yaktığı bayrak videosunu “Ankara'da gezi protestocuları bayrak yaktı.“diye veren bu TRT değil miydi?
Neymiş, “Muharrem İnce ramazanda Bodrum'da bira içmiş.” Öncelikle bu fotoğraf ramazandan önce çekilmiş olmasın? Olsa bile kimseyi ilgilendirmez. İçip içmemesi kendisi ve Allah arasında olan bir şey. Günahını birlikte mi çekeceksiniz? RTE Allah'ın tüm vasıflarını üstünde toplamış bir lider demek, ayetlerle "hakara makara bakara" diye dalga geçmek, faizi helal kılmak, hırsızlık, yolsuzluk yapmak, yalan söylemek, iftira atmak dine saygısızlık değil, ama bira içmek dine saygısızlık! Yandaş medyanın hangisi Bakara suresi ile dalga geçen adamı böyle haber yaptı. Abdestli namazlı hacı dediğimiz kişilerin tecavüz vb. yüz kızartıcı suçları işlemesi dinimizde doğru mu? Hangisi daha imanlı? Eleştirenler, ramazanda içen AKP milletvekili olmadığından emin mi? Gözünüzün önünde koskoca ülkeyi soydular, ayetlerle açıkça dalga geçtiler, hanginizin sesi çıktı? “Allah'ın ayetiyle dalga geçemezsin” dedi.
Pek çok kişi yadırgamış. Zaten orası plaj. Onun gibi insanlar var orda. Cami önünde mi içmiş? 11 ay içip ramazanda içmeyenler doğru mu yapıyor? Haramsa her zaman haram. Sanki herkes oruç tutuyor, ramazanda İnce'den başka kimse içmiyor. İnce'nin herkesten uzak bir yerde tatilde bira içmesini manşet yapanların derdi din ve dine dair değerler değil. Burada sorgulanacak biri varsa bu İnce değil, arkasına hafiye takıp özel yaşamına girenler. Türkiye demokratik ve laik bir hukuk devleti. Din ve vicdan özgürlüğü var. Keşke adam olsanız da, tek kusurunuz içki olsa. Sayın İnce içmese, elinize koz vermese iyiydi. Ama yargılamak bize düşmez.  İnsanları linç girişimini bırakın artık. 
"Herhangi bir kimse, din kardeşine "Ey kâfir!" derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner." (Müslim, 1/319) Saygılarımla, hoşça kalın.