Bildiğiniz üzere  bu Pazar Türkiye Cumhuriyeti Devletinde  bir  ilk  daha  yaşanacak. Halk Cumhurbaşkanını kendi seçecek. Katılım önemli herkes bu fırsatı iyi değerlendirmeli. Şimdi biraz sesli düşünüp bazı gerçekleri yazıya aktararak siz değerli okuyucularım ile  paylaşmak istiyorum.


Oyumuz  neden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a  olmalı.? Yerel Gazete köşelerine baktığımda bazı yazarlar tarafından  iftiralar , yalanlar  ve  saptırılmış konular  ile  yazılmış yazılarla dolu. Ellerinde  deliller  olmadığı  halde hatta yazdıklarının çoğunun iftira ve  yalan olduğu  belgelenmesine  rağmen bu konular  üzerinden insanları yanıltmaya çalışmaktalar. Onların görevi bu, nasıl bir  görev  üstlenmeyi  ideal edinmişlerse… Yatıp  kalkıyorlar  işleri Erdoğan… Aman Cumhurbaşkanı olmasın. Hatta  Erdoğan olmasında  kim olursa  olsun hastalığı..Ne  bu  panik ! Hadi  birilerinin  bu paniğini anlayabiliyorum da size  ne oluyor .  Onlar  milleti  soysun , ülkenin itibarını düşürsün , pastayı  yesinler . Sizlere verilen Laiklik elden gidiyor ? Cumhuriyet  elden gidiyor? Şeriat gelecek?… 12  yıldır sizin algıladığınız manada hiçbir  yere  giden yok , gelen de.. 12  yıldır tam tersine herşey  olması  gerektiği şekle girme yolunda  ilerlendi.  Ve sizin o yüceltmeyi beceremediğiniz değerler hak ettikleri yerlerine gelmeye başladı. Demokrasinin herkese eşit mesafede olduğu  bir  Türkiye oluşmaya başladı. Baronların yönettiği Türkiye eskide  kaldı . Sıkıntı  bu.

Gelelim ortak ağızdan yalan saptırma  ve iftiralara… Bazıları seçim dönemlerinde farklı ağızda  olurlar  seçim sonrası  farklı  ağızda  olurlar . Bunun sebebi  herkesin anladığı  gibi  menfaattir. Halk bunu görüyor ve  biliyor . Gerçekleri  gören Halkı  halk kabul etmemekte  bu  zihniyetin kokuşmuşluğu… İşte halkın gördüğü …
•Türk Silahlı  Kuvvetleri ve Türk Emniyet Teşkilatı şerefli kurum ve  kuruluşlardır. İçlerinde bulunan şerefsiz ve hainlerin arındırılması en önemli vazifemiz olup bunu yapmak vatan görevidir. Bu kişileri bu kurumlardan  temizlemek kurumu itibarsızlaştırmak değil itibarını geri iade etmektir. Tabi  burada  altını çizerek söylüyorum suçluları, hain hırsız  ve şerefsizleri savunmayı bırakın  kahraman ilan etmenin sebebi nedir?
•Milli bayramlarımız kaldırıldı yalanı ile Halkın duyguları üzerinden siyaset  yapanlara ne demeli. Milli bayramların kaldırıldığı  falan  yoktur  sadece yerel yönetimlere  devredilmiştir. Milli hassasiyeti olan yerel  yönetimler gayet  şaşalı bir  şekilde eskisinden daha  iyide kutlamaktadır.
•Ne  Mutlu Türküm Diyene! Sözünü dağlara yazdırmak ile öğünülerek Türk  olunmuyor. Başbakan Erdoğan o dağlara taşlara bu  sözü yollar , tüneller , barajlar fabrikalar ile  yazdı ama okuyabilene …
•Türk Bayrağını direkte esaret içinde  dalgalanmasını yıllarca  kabullenen devlete devlet  nasıl yönetilir. Bayrak nasıl şahlandırılır göğe yükseltilir öğretti. Birkaç şerefsiz hainin Türk Bayrağını indirmesi yeni yerinin hazımsızlığıdır. Olay  bu  kadar basit. 
• Yahudilerin “Cesaret Nişanı” verdiği Tek Başbakan yalanına gelince ; Ödül aslında Başbakanımızın şahsına verilmemiştir. Nazi katliamından kaçan Yahudilere kucak açan Türk Diplomatlarının anısına atfen kendisine takdim edildi. 
•Abdullah Öcalan ile masaya oturulmuş, Darağacı yerine masada anlaşma yaparak  onu bu hale getirten kim?  
•Ey sevgili Tire’liler , Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili bir  tabirde beni  güldürdü. İşte şu söz  “bir tarafta bütün dünyanın tanıdığı…” sanki diğer taraftaki aday olan Başbakan Erdoğan’ı dünya tanımıyor. Bir  şeyin altını da  çizmek  gerek . Ekmelettin bey İslam İşbirliği Teşkilatının başına 2004’te Türkiye Cumhuriyeti’nın  temsilcisi olması sebebi ile seçilmiştir. Şahsi başarıları sebebi değildir ana sebep . Yine kızacaklar ama Başbakan Erdoğan sebep. Bir de Dürüst Prof. Ekmelettin beye YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’ün bir  İFTİRASI var !  Bu  konularda hassas olanlar var ya duyurulur. Sevgili Tirelilerimizi bilgilendirelim.  Filistinliler üstün hizmet madalyası vermişler birde. Ona  mı  Türkiye ye mi acaba ? Ekmelettin beye vermişlerse eğer  “Türkiye Filistin konusunda tarafsız kalmalı” sözü kulaklarına gitmiş ise  yakında  geri alırlar herhalde.
 Yalan , yanlış , iftira , olayları  saptırmaların ve bilgisizliğin çok olduğu diğer  bir köşe; 
Zamanında Türban siyasi simge dir. Dinde başörtüsü vardır  diyenlerin düştüğü komik durumlar;  Kılıçdaroğlu, “Türbanlılar da bizim bacılarımız, onlara kapımız açık.” Hangi  kapı açıksa  artık ? , Günay ÖZBEK “Türbanlı kızım uyan.” Hani  türban siyasi  simge  idi başörtülü kızım desenize … Ha birde  bende  diyeyim  Türbanlı kızım UYAN! Günay ÖZBEK diyor ki  ““Sen türbana karşı değil miydin?” diyenlere yanıt vereyim. Ben özel hayatta türban takmış, saygı duyarım. Ama okulda ve devlet dairelerinde türbana karşıyım.” Seni uyan diyen bu  zihniyet. Sonra da Başbakan dini kullanıyor  derler . Bu kullanma  değil  toplumların inanç özgürlüğüdür. Allah’ın emirleri herşeyden üstün gelir . Dinini yaşamak isteyenin yaşam hayatını kısıtlamaya çalışıp sonra da dindar kesilmeler  yok mu birde . Esas dini kullanan bunlar.
Neymiş  efendim Başbakan özel hayata  cinsel  hayata  karışıyormuş. Hani bazen işinize  geldiğinizde örnek verirsiniz peygamberimizin sözlerinden ya işte bir  Peygamberimiz  sözü “Ben ümmetimin çokluğu ile öğünürüm” Peygamberde cinsel hayata  mı  karışlıyor. Merak etmeyin aynı  frekansa  sahip olanlar  Başbakanın ne demek istediğini anlıyor. Siz üstünüze  alınmayın.
30 Mart'ta Tireli AK Partililer  ve  tüm yurttaki AK Partililer ev ev  dolaşıp para ve çeyrek altın dağıtmışlar ve  sonrada  KURAN ‘ a el  bastırmışlar. Ve Tire de biri yalnızca  bir  kuyumcudan 200 çeyrek altın alıp dağıttığını biliyormuş. Madem biliyor  bunu ispatlamayan kim olduğunu söylemeyen şerefsizdir. Güneş balçıkla sıvanmaz. AK Partinin başarısını bu  şekilde  karalamalar  ile  gölge düşüremezsiniz .
Basın üzerinden yalan söylemek , halkı tahrik etmek yazarlık mı? sorarım size!
Oyumuz Neden ERDOĞAN’a olmalı;
•Yukarıda yazdığım zihniyetin  geçmişten ders almayıp  halen daha  tarih öncesi kafalar  ile demokrasi beklentilerini değiştiremedikleri için.
•Demokrasiyi sadece  kendi düşünce ve fikirlerine  dahil  edip  halkı sadece binek olarak  görmeleri.
•12 yıldır ülkesinin karış  toprağını ayırt  etmeksiniz hizmet götürdüğü için.
•İnsana  değer verdiği için. Yaradılanı severiz yaradandan ötürü felsefesi ile hizmet ettiği  için.
•Çeteler ile verdiği  mücadeleden  dolayı.
•Sağlık sektöründe düzenlemelerden dolayı.
•Ulaşım da yapılan dev  atılımlardan dolayı.
•Ülkemizi başımız dik  bir  şekilde yurt  dışında  tanıttığı ve sahiplendiği için.
•Türk Lirasını diğer  paralar  karşısında  değer  kazandırdığı için.
•Savunma sanayisinde yapılan atılımlar  için.
•Dünya Mazlumlarının yanında  olduğu onların sesi  olduğu için.
•Yıllardır hayalini  bile  kuramadığımız başörtüsü sorununu çözmekle  kalmadı , olması  gerektiği gibi başörtüsü ile kamuda çalışma hakları kendilerine iade edildi.
12  yıldır  yapılan başarıları  burada sıralamak ile  bitmez  yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. 
Gelelim diğer  bir  konuya ;
Ülkede şimdiye  kadar halkın  dini inançlarını  kullanarak duygu  sömürüsüyle  Türkiye Cumhuriyeti Devletini dış desteklerden aldıkları  güçle  ele geçirmeye  çalışan PARALEL DEVLETİ ortaya çıkardı. Çıkarmakla kalmadı onunla  mücadele edecek gücü oluşturdu. Fethullah  Gülen ve örgütü bunca  zaman halktan  topladıkları paralarla neler  yaptıkları ortaya  çıkmaya devam ederken . Diğer  ülkelerde  açtıkları  okulları  ne amaçlar  için kullandıkları  da gün yüzüne çıktı. Asıl amaç olarak gösterdikleri araç olduğu asıl amaçlarının ajanlık ve hainlik olduğu görüldü. Bu ülkenin inançlı insanlarını kendi çıkar  ve amaçları için kullandıklarını gördük. Düşünsenize bu olaylar gün yüzüne çıkmadan  Fethullah GÜLEN ölse  idi  nasıl bir övgü saygı ve yüceltmeler  olacaktı. Şükürler  olsun ki ölmeden Halk onun ne olduğunu Başbakan Erdoğan sayesinde anladı  ve de anlamaya  devam edecek. Bu  konuda  ne  kadar  kararlı  olduğunu her  söyleminde  dile  getiriyor. Bu ülkenin polisi , savcısı ,  hakimi , askeri eğer Türkiye  Cumhuriyeti kurumlarından emir almayıp  dış odaklı  devletlerden emir  alıyorsa büyük sorun var demektir. Bu ülkenin Başbakanını , Bakanlarını , Milletvekillerini dinlemeye  kalkan bir örgüt varsa açığa çıkarmak en önemli görevdir. Milliyetçilikten bahsedenlerin bu konudaki duyarsızlığı da  ayrı  bir üzüntümdür. Diğer  köşe  yazımda bu konuda daha ayrıntılı bilgi vereceğim. 
Bazıları bu oluşumu Cemaat  olarak  görmekte.  Aslında  Fethullah GÜLEN ‘in arkasında  ona  destek veren ve bunca  zaman onu kullanan devlet  ve  örgütleri görmediğimiz  mühletçe  Fethullah  GÜLEN’in arkasında giden  o samimi insanlarımızı oradan kurtaramayız. Hedef örgütün akıl takımı gerçek hainler . Aldatılmış insanlarımız hiçbir  zaman hedef  olmadı olamazda . Sadece  bu gerçekler  su yüzüne çıkma sürecinde devletin üzerine salınanlarla haklı olarak bir  mücadele  söz  konusudur. 
İşte  bu mücadelenin sonuca  ulaşması  için oyumuz ERDOĞAN’a 
Günay beyin yazısında  geçen hadis sebebi ile “Sebeb olan yapan gibidir” Bunların temizlenmesinde bizde bir  oyumuz  ile sebeb olarak yapan gibi sevap almak ümidi ile OYUMUZ ERDOĞAN’a…
12 yıldır  ülkemin  geleceğinin karartılacağını iddia ederek siyaset yapanlar; her dönemde daha aydınlığa  çıkan Türkiye karşında farklı  bir  söylem ve teknik bulamayacak  kadar  karanlığın içinde oldukları gayet açıktır. Kendilerinin bulundukları karanlıkta Türkiye’nin aydınlığı çıkışını görmelerini bekleyemeyiz.
Rahmetli Muhsin YAZICIOĞLU’nun sözü ile yazıma  söz vereyim. Neden ERDOĞAN’a OY vermeliyiz sorusuna  cevap içinde. “Firavuna karşı  olmak  yetmez. MUSA’nın yanında olmak gerek.” İşte  bu  yüzden Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın yanıdayız , yedirtmeyiz… Siyasi hayatı boyunca kelle  koltukta, kefeniyle O makamı  hak etti. 
FİRAVUNLARIN SONUNU GETİRMEK İÇİN… MUSA’nın YANINDA OLMAK İÇİN OYUMUZ ERDOĞAN’a…