Bundan tam iki yıl önceydi. CHP Ödemiş İlçe Başkan Yardımcılığı görevim devam ederken, sıra dışı bir taleple, bireysel bir çıkış yaparak, parti üst yönetiminden yaklaşan genel seçimlerde “önseçim” uygulanmasını talep etmiştim. Bunun üzerine; “Kafan yakında kopar!” diyen de oldu alkışlayıp tebrik edende… Çok şükür bu yüzden kafamızı koparan olmadı. Gerek ilçe yönetim kurulu gerekse parti üst yönetiminden herhangi bir eleştiri, uyarı, ikaz da almadım. Akabinde başını İzmir Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Yüksel Çakmur’un çektiği Parti İçi Demokrasi Hareketi’nin imza kampanyasına destek vererek onlar için Ödemiş CHP üyelerinin önseçim talebine dair hatırı sayılır bir imza topladım.
 
Peki, önseçim geldi mi? Hayır, gelmedi. Ben, en başta bir seçmen, daha sonra da bir parti üyesi ve bir yönetici olarak payıma düşeni yaptığıma inanıyorum. Dahası önseçimi kendim için değil kent’im için istedim. Çünkü ilçemizden daha önce Ankara’ya gönderdiğimiz dört milletvekili de önseçimle aday olma fırsatı yakalamışlardı. Peki ya sonra? Sonrası olmadı. Örneğin bir Mustafa Aydın, bir Mehmet Eriş, bu şehir için Ankara’da vekil olsalar fena mı olurdu. İsimler ve örnekler çoğaltabilir. Gerçek olan şu ki eğer önseçim yapılsaydı; bu coğrafyaya hâkim, bu toprağın insanları bu kutsal görev için kendi tercihlerini yapabilirdi. Genel seçimler için bunu başaramadık. Ama ben bu kez iddialıyım. Yerel seçimlerde “önseçim” kararı aldırıp, önce şehrimiz, sonra partimiz için en doğru adayı bulabiliriz. Önümüzdeki günlerde bu yönde çalışmalarım/temaslarım olacak ve önseçim talebimi aşağıdan yukarıya her kademeyle paylaşacağım. Ve inanın başarıya dair en ufak bir şüphe dahi duymuyorum. Çünkü bu talep öylesine masum ve öylesine haklı bir talep ki karşı çıkan olacağını hiç sanmıyorum.
 
Bu sayede belki ben belki de başkaları yaptığı hatanın pek tabi farkına varabilir. Şahsen sevmediğim, pek de haz etmediğim herhangi bir aday eğer örgüt tarafından sevilip isteniyorsa bu karar karşısında benim kendi adıma edilecek tek bir lafım bile olmaz/olamaz. Tabi bunun tam tersi de olabilir. Benim sevdiğim bir aday örgütün geneli tarafından sevilmeye de bilir. İşte bunun terazisi önseçimdir. Doğru adayı ancak ve ancak önseçim yaparak belirleyebiliriz. Çünkü önseçim bir genel gerçeğe ulaşma yoludur. Ve önseçim sonucunda Ali’nin, Veli’nin adayı değil herkesin adayı ortaya çıkar.
 
Kimse bu yazdıklarımı mevcut belediye başkanına muhalif bir tutum olarak görüp konuyu amacından saptırmasın. Zira önseçime mevcut belediye başkanları giremez diye bir kural/kaide de yok, olamaz da… Ayrıca, sayın belediye başkanının böylesi demokratik bir uygulamaya soğuk bakacağını da hiç zannetmiyorum. Alınacak bir önseçim kararının şehrimizdeki politik havayı değiştireceğine olan inancım tamdır. Böylelikle atama siyaset nedeniyle her daim dışlanmış fakat içinde görev ve sorumluluk alma isteği var olan, politikaya hevesli kişiler için yeni bir şans doğacaktır. Bu kişiler, belediye meclis üyeliği, il genel meclisi üyeliği ve hatta belki de belediye başkanlığı için aday olabilecekler, en önemlisi de örgütün kararına saygı duyacaklardır.
 
Önseçimi savunan bir genel başkanımız ve önseçimle milletvekili olan bir genel başkan yardımcımız olduğuna göre ve hele de büyükşehir belediye başkanının bile önseçim istediği bir dönemde böylesi bir karar aldırmak hiç de zor olmasa gerek... Önseçim demokrasinin olmazsa olmazıdır. Yaşadığınız yer için, gönül verdiğiniz siyasi parti için ve en önemlisi de hayalini kurduğumuz gelecek güzel günler için “önseçim” isteyin. Göreceksiniz başaracağız.
 
Sevgi, saygı ve selamlarımla…