Uzun zamandır İzmir’deyiz. Ziyaretimize gelen eş, dost, akrabalardan Allah razı olsun. Ziyaretçilerimizden, 3 yaşını geçmiş küçük  kızın minicik parmakları değişik renklerdeki ojelerle bezenmişti. 
Hani, bir Nasrettin Hoca Fıkrası vardır.
“ Hoca Nasrettin Camii’de vaaz verir. Sakın ola karınız, kızınız süslenip, püslenip açık kıyafetlerle sokağa çıkmasınlar.”
“Ama Hoca! Senin kız hepsini yapıyor.” Diye Cami cemaatinden biri itiraz eder.
Hoca da “ Ama, haspaya da yakışıyor değil mi?” cevabını alırlar.
İşin magazinel boyutu değil demek istediğim, tıbbi yönünü araştırdım, sonuçları yorum katmadan siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim..İşin dini yönünü Diyanet’e bırakalım. Gelelim Oje hakkındaki Tıbbi Araştırmaya..

Oje hakkında korkutan gerçek..

Yüzlerce ojeyi inceleyen uzmanlar; kadınların vazgeçilmez ürünlerinden ojenin, hiç bilinmeyen bir özelliğini ortaya çıkardılar. ABD. nin Duke Üniversitesi Uzmanlarının “Çevre Çalışma Gurubu EWG” Bu ürünlerin yarısından fazlasında trifenil fosfat maddesine rastlandı. Bu madde, “Endokrin çevre bozucu” olarak biliniyor.
Bu madde, kullananda hormon sisteminin dengesini bozarken vb.
Uzmanlar, plâstik ve mobilya üretiminde kullanılan trifenil fosfat maddesine ojelerde yer verilerek kalıcılığın ve esnekliğin arttırılmak istendiğini tahmin ediyorlar.
Araştırmacılar, ürünleri kullananlarda yaptıkları testlerde;
Trifenil fosfat maddesinin, bir süre sonra kana karıştığını ortaya koydu. Uzmanlar bu maddenin “endokrin çevre bozucu” özelliğinden dolayı, metabolizmayı olumsuz yönde etkileyebileceğini söylüyorlar.
Oje araştırmasını yapan ekipten Johanna Congleton, “ Kadınlara ve Genç Kızlara pazarlanan bir ürünün tartışmalı bir endokrin çevre bozucu içermesi kaygı veridir.” Dedi.
Conleton, “Kimyasal Maddenin oje sürüldükten kısa bir süre sonra, vücut tarafından emiliyor olmasının, daha da kaygı verici bulduklarını” söyledi.
EWG. İsimli kuruluş, oje üreticilerini, ürünlerinde TPHP kullanmaktan vazgeçmeye çağıran bir imza kampanyası başlattı.
EWG yetkilileri TDHP maddesine renkli ürünlerde, saydamlara kıyasla, ya da daha az, ya da hiç rastlanmadığına dikkati çekti.
Not: Pek çok TV. Sunucusu ojeli oluyor. Hele, bunlardan biri ojeli uzun  tırnaklarını adeta seyircinin gözüne sokar derecede oluyor, program yönetmeni ve kameraman bunda herhalde ısrarcı oluyor. Biz haftada bir gün misafir ettiği din adamını izlemek maksadıyla onun programını mecburen seyrediyoruz. Ekseriya da kahvaltı esnasına denk geliyor. Keşke bu tür sağlığa zararlı yazıları onlar da okusalar. Çocuğunun olmaması belki de bu olumsuzluktandır. Belki de vahşi kapitalizm, oje üreticileri ile bunlara ulaşıyor ve nemalandırıyorlardır.
“Kötü örnek, örnek değildir.”