Orta Doğu Teknik Üniversitesi, rahmetli Adnan Menderes ve onun Milli Eğitim Bakanı Celâl Yardımcı’nın büyük gayretleri ile 1956 yılında, ABD. Boston’daki M.İ.T. (Massachusetts İnstute of Technology) Teknoloji Üniversitesi örnek alınarak Ankara’da açılmıştır. Bugüne kadar mezun ettiği yüz binlerce öğrencisi gerek yurdumuz içerisinde gerekse Dünya’nın pek çok ülkesinde, hem kendileri hem Ülkemiz açısından başarılı çalışmalarını sürdürmektedirler. 750 Öğr.Üyesi (Prof.Doç.Yr.Doç.) 400 Öğr. Görevlisi, 1.400 araştırma görevlisi, 24.500 Öğrencisi vardır. Buraya bir nokta koyalım; Ve bu güzelim ilim yuvasını yangın yerine çeviren; bu sergüzeştçilerin cemaziyel-evveline bir göz gezdirelim. Hani 68 kuşağıyız diye gerim gerim gerinenler vardır ya işte o kuşağın sol yanının attığı tohumlarla ülkemize huzuru çok gören; Marksist, Stalinist ve Maoist eylemcileri daima şiddetten yana oldular. Örgütlenmeye “ Sosyalist Fikir Kulüpleri” olarak başladılar. Daha sonra,Dev-Genç, Dev-yol, Dev-Sol, THKP-C, TİKKOVe diğer pek çok örgüt halinde terör ve şiddet eylemlerine devam ettiler. 1990 da Sovyetlerin çöküşü ile kıbleleri yıkıldı. Che Guevera ve Deniz Gezmiş’i bayrak edinen bu Marksist kriptolar şimdilerde tamamen yalnızlaşmış eylemciyle baş başa kaldılar.
            Şimdi bu müzelik Marksistlerle, anarşist eylemciler; başta ODTÜ olma üzere üniversitelerde yuvalanmaya ve hâkimiyet kurmaya çalışıyorlar. Komünist şiddet yanlısı bu guruba bazen kürt ırkçı, bölücü eylemciler de katılıyorlar.Başbakan Erdoğan’ın Göktürk-2 Uydusu nun açılışını izlemek için ziyaret ettiği ODTÜ’de sayıları 300 civarındaki eylemci, ortada hiçbir sebep yokken şiddet gösterilerinde bulunarak taş, sopa, Molotof kokteyli ve silahlarla güvenlik güçlerine saldırdı. Çok sayıda polisin yaralandığı çatışmada, bir eylemci de arkadaşları tarafından yaralanarak hastaneye kaldırıldı
Yakalanan eylemcilerin şiddet örgütü militanı olduğu ortaya çıkmışken ana muhalefetin bunlara arka çıkması çok acıdır. Hele Rektörün bunların isteği doğrultusunda kendileri ile 4 saat görüşmüş olması ve onların talimatları doğrultusunda basın açıklaması yapması hazin bir durumdur. Derhal görevde uzaklaştırılması gerekir. Başbakan’ı çileden çıkaran da bu husustur.
            Bu tür hareketlerin, aslında demokratik bir muhalefet olmaktan ziyade, tükenmiş bir ideolojinin halâ direnmeye çalışan artıklarının ürünü olduğunu herkes biliyor. ODTÜ Geleneği denen şeyin, ODTÜ
nün ilmi çalışmaları ile, ODTÜ’deki ilmi çalışmaların ise geçmişte orada ortaya konan şiddet hareketleri ile ilgisinin bulunmadığını, ODTÜ’de yetişen kadroların “şiddet eylemleri” içinde yetişmediğini, yetişemeyeceğini, aksine şiddet içine düşürülen pırıl pırıl zekâlı gençlerin, anne-babalarının arzusu hilâfına çok acı şekillerde heba olduğunu artık bu ülke insanı biliyor.
            Ve halâ bunlara; “öğrenci olayları” deyip geçiyorsanız sizin yaptığınız aptallık değil de nedir yoksa ihanet mi ?
            Müsaadenizle bu ilim ve irfan yuvası ile övünelim biraz da.
            Biz de ODTÜ’lüyüz bununla gurur duyuyoruz.
Benim Belediye Başkanım Bekir Keskin bir ODTÜ’lü Mühendis, iki torunum bir ve iki yıl sonra Bilgisayar ve Kimya Mühendisi birer ODTÜ’lü olarak bu ülkeye hizmet için, ben de varım diyecekler. Bitmedi, yeğenim Filiz bir ODTÜ mezunu olarak, şimdilerde saygın bir üniversitemizde Öğretim Görevlisi. ODTÜ’lü olmak, bazen ABD üniversitelerine otomatik kabul sebebi. Üniversite Sınavlarında ilk 1000, ilk 2500 ve ilk 10.000 le öğrenci alan bir kurum bu,
Türkiye’nin kaderini belirleyen, bu bilim merkezimizde 85 ayrı ülkeden öğrenci var.
            ODTÜ, Harvard ve Oxford’un da içerisinde bulunduğu dünyanın ilk 200 üniversitesi içerisinde yer almaktadır. GÖKTÜRK-2 PROJESİNDE
ODTÜ’lü mühendislerin önemli katkısı vardır.
            AK. Parti’yi kuran kadro, bakanlar, milletvekilleri arasında önemli sayıda ODTÜ’lü vardır. Türkiye’nin yeni ekonomisinin başarılı yüzü Ali Babacan bir ODTÜ ürünüdür. Eskiden Türkiye eşittir Mülkiye derlerdi. Türkiye’de bürokrasiye ve siyasete uzun yıllar Mülkiye hakimdiyse, teknoloji ve mühendisliğe de ODTÜ hakimdi. Son yıllarda Türkiye’deki hızlı dönüşümü ODTÜ’nün temsil ettiği ekol ve zihniyetin, mülkiyenin temsil ettiği katı devlet ve bürokrasi anlayışını  kırması ile olmuştur.
            Şimdi burada bir öz eleştirim olacak. ODTÜ’de çok sayıda değerli öğretim görevlisi var. Hiç birisinin Başbakan Erdoğan’ın “Bu hocalar, bu öğrencileri böyle yetiştiriyorsa onlara yazıklar olsun. Sizin yetiştirdiğiniz öğrenciler bunlarsa Türkiye batmıştır!”
sitemini kabul etmiyorum. Kendini bilen hiçbir hocanın öğrencisini teröre ve eyleme yönlendirdiği yoktur. Bunu çocuklarımdan duyuyor, iyi biliyorum.
Başbakan’ın ODTÜ dünyasını itham altında bırakması talihsizlik olmuştur.
            Büyük hedefleri olan Türkiye’nin ODTÜ’ ye ihtiyacı vardır. Başbakan Erdoğan, orantısız güç değil orantısız dil kullanmıştır. Başbakan ve Hükümet ODTÜ’lü sessiz çoğunluğu mutlaka yanına almalıdır.
Bu çocukları kendinden ve AKP’den soğutmamalıdır.
ODTÜ’yü ve ODTÜ’lüyü bir avuç hergele ile yargılamamalıdır. Türkiye’nin kabuklarını kırması
ve sıçrayış göstermesi bilim ve teknoloji ile olacaktır.
Anadolu’daki üniversitelerden bir ODTÜ çıkması belki bir nesillik zaman ister. Türkiye’nin bu kadar lüksü ve zamanı yoktur.
            Eğer, Başbakan ODTÜ’yü yanına alabilir, Türkiye vizyonuna ortak edebilirse işte o zaman Türkiye çağ atlar. Türkiye’nin geleceği için bu şart. Başbakan uzlaşmalı ve kırdığı gönülleri tamir etmelidir.
            Saygılarımla.       ([email protected])