Çarşamba gününü Perşembe gününe bağlayan gece Mevlid Kandili'dir. Mevlid Kandili Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)'in doğduğu gecedir. Bu mutlu zaman dilimi, hepimiz için bir bayram gecesidir. Ortaçağın insanlık üzerine çökmüş kâbusu, içleri karartan bulutları, bu gece dağılıp yok olmuş, karanlıklar parçalanarak, yerlerini bu gece aydınlığa terketmiştir.

Sevgili Peygamberimiz, insanların en cesuru, en doğru sözlüsüdür. En vefalısı, en yumuşak huylusu ve en geçimlisidir. O'nu ilk defa gören heybetinden titrer, birlikte yaşayan gönülden severdi. Zayıfı korur, öksüzü himaye ederdi. Aç olanı doyurur, açığı giydirirdi. İnsan hayatına ve insan haklarına çok değer verirdi. Sağlığını titizlikle korurdu. Sağlığın, insanlara Yüce Allah'ın bağışladığı en büyük nimetlerden biri olduğunu söylerdi. Temizdi, temiz olanı yer, temiz olanı giyerdi. Temizliği ve temiz olanları çok severdi. Sözünde dururdu. Yalan söylediğini, va'dini çiğnediğini duyan ve gören olmadı. Üstün başarıları O'nu değiştirmez, üzüntüleri doğru yoldan çeviremezdi. Bağışlayıcı idi. İşkencenin her çeşidini kendisine ve sevgili arkadaşlarına acımasızca reva görenler bile, O'nun bağışlamasına erebilmişti. Uhut'da, o unutulmaz günde mübarek yüzünden kanlar akarken dahi, kimseye beddua etmeyi düşünmedi. Bunu yapmasını isteyenleri;

"Lanetçi olarak değil, rahmet için gönderildim." diye cevapladı. Ve hemen Yüce Allah'a yönelerek saldırganlar hakkında: "Allah'ım kavmimi bağışla, onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar, onlara hakikati göster." diye dua etti.

Mevlid Kandilleri, Hz. Peygamber'e olan sevgimizin pekiştirileceği, bu anlayış ve inançla birbirimize karşı olan kardeşlik duygularının güç kazanacağı geceler ve mevsimlerdir. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyuruyorlar.

"Sizden hiç biriniz beni babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz."

Allah Rasûlü'nün bu uyarısı üzerinde durmak gerekir. Bundan, O'nu çok sevmemize ihtiyacı bulunduğu sonucunu çıkarmak, şüphesiz yanlış olur. Hayatını incelediğimiz zaman görüyoruz ki, O'nun bu uyarısı, bizim mutluluğumuzun, kendisini çok sevmemize bağlı olduğu gerçeğinden kaynaklanmaktadır. O, çok sevilecek ki, sevgilerin en yücesine, Allah sevgisine erişilebilsin. O, çok sevilmedikçe örnek kişiliğinden yararlanmak mümkün olmayacak, dolayı-sıyla en yüce sevgiye ulaşmak da imkansızlaşacaktır. Nitekim Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'inde: "Rasûlüm de ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın ."buyurmamış mıdır?

Şu halde Allah sevgisine ve hoşnutluğuna giden yol, Allah Rasûlü'nün sevgisinden geçecektir. Bu sevgi de sözde kalmayacak, O'nun güzel ahlâkı benimsenecek, bu sevgiye aykırı olan davranışlardan sakınılacaktır. Yalan söylenmeyecek, hile yapılmayacak, kimsenin ırzına, namusuna, malına ve canına göz dikilmeyecektir. İhtikar ve karaborsacılık yapılmayacaktır. Piyasaya hileli mal sürülmeyecektir. Özellikle ihracat yapanlarımız, yabancılara karşı millî itibarımıza gölge düşürecek hilelerden ve hatta dikkatsizliklerden sakınacaklardır. Eksik ölçü ve tartıdan sakınılacaktır. Boğazımızdan geçen lokmaların helali ve haramı mutlaka ayıklanacaktır.

İsraftan sakınılacak, milletin malı kullanılırken ona zarar verilmeyecektir. Birbirimizin kusurları araştırılmayacak, dedikodu yapılmayacak, gıybet edilmeyecektir. İftira yoluna hiçbir zaman başvurulmayacaktır. Düşünce ve kanaatlerinden dolayı kimse kınanmayacak, bütün davranışlarımıza İslâm'ın telkin ettiği hoşgörü anlayışı hakim olacaktır. Devletimize, milletimize, komşularımıza, aile fertlerimize ve kendi kişiliğimize karşı olan görevlerimiz kusursuz bir şekilde yerine getirilecektir. Yoksulların hakkı olan zekat ve sadakalarımızı ve kamu hakkı olan vergilerimizi ödeyeceğiz. Unutulmamalıdır ki, bütün bunlar ve daha niceleri namazımız, orucumuz, haccımız gibi Yüce Allah'a ve O'nun Rasûlüne olan sevgimizin, "Müslümanlık, güzel ahlâktır" prensibinin gerekleridir. Seven, sevgisinin gereklerini yerine getirmek zorundadır.

Binlerce salat ve selâm, doğuşu ile kandiller gibi gönül dünyamızı aydınlatan sevgili Peygamberimize olsun,Yerel Güç Gazetesi okurlarının ve tüm Müslüman din kardeşlerimin Mevlid kandilini tebrik eder, hayırlara vesile olmasını temenni ederim. Hayırlı Kandiller.