Geçtiğimiz hafta içinde komşu ilimiz Manisa’da ilginç olaylar yaşandı, “sahibinin sesi” diyebileceğimiz.

İktidar mensuplarının kullandığı nefret dili; vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları, medya ve iş adamlarını hedef haline getirmeye devam ediyor.

Bu tür baskı ve hukuksuzluklara bir yenisi daha eklendi. Manisa’da 5 (beş) derneğe (bunların 4 ü eğitim faaliyeti yürütüyor) baskın düzenlendi. İl Emniyet Müdürü, derneklere yapılan baskın sırasında şehirde adeta sıkıyönetim ilân etti. Masum insanları terör örgütü PKK. ile eşdeğer tutan bu olayda, hani bir ata sözümüz vardır “özrü kabahatinden büyük” diye, işte bu örnek Emniyet Müdürü’nün skandal açıklamaları Manisa’da vatandaşları tedirgin etti. Bakın ne diyor müdür:  “Burs ve Kurban parası veren ‘teröre yardımla suçlanacak!” Halk nasıl tedirgin olmasın ki?. Gerçek görevi suçluların ortaya çıkmasını sağlamak olan güvenlik görevlileri 10-15 er kişilik polis gücüyle derneklere baskın yaptılar. Hakkında mahkeme kararı olmayan hiç kimsenin suçlu ilân edilemeyeceği gerçeği malûmken, herhangi bir suç unsuru tesbit edilmeden sivil toplum örgütleri hakkında böyle bir açıklamanın üstelik, Validen  sonraki üst düzey bir yönetici tarafından yapılması büyük talihsizlik. Maksadın bağcıyı dövmek olduğu apaçık, bu davranışın yankıları beklediğim kadar olmadı. Bütün sosyal derneklerin ve sivil toplumun en güçlü olduğu dini cemaatlerin toplumsal bir tavır koymalarını beklerdim. Benim güzel ülkem korku imparatorluğuna mı dönüşüyor. Bugün yapılan hukuksuzluklar yarınlarda başkalarına yapılamaz mı?

Bu olay bana 28 Şubat 1980 Askeri Darbesi sonrası yaşananları hatırlattı. O günlerde; kurban derleri gibi, fitre gibi vatandaşın özgür iradesi ile hayır hizmetlerinin bir takım vakıflara, derneklere yapılması yasaklanmıştı. Sadece Devlete ait Türk Hava Kurumu’na yapılması mecbur tutulmuştu.

Bakıyoruz ki; bu iktidar da, belli bir dönem sonra artık geriye ve eski devlet anlayışına dönmüş ve onun Emniyet Müdürleri de vatandaşın yardımlarını nereye yapacağını ve nereye yapmayacağını buyuran ve emir veren polis şefleri haline gelmiş.

Manisa Emniyet Müdürü’nün yargısız infaz niteliği taşıyan beyanı asla olmaması gereken diktatoryal bir beyandır. Bir emniyet müdürü, yetkilerini ve görev sınırlarını, haddini aşmıştır. Hatta haklarında fezleke dahi düzenlenmemiş, iddianame dahi tanzim edilmemiş kişilerle ilgili sanki mahkûm edilmişler ve terör örgütü üyeleri olmakla tescillenmişler gibi bu talihsiz beyanları ile, Manisa halkının yüreğini incitmiştir. Kurban bağışlamak, burs vermek, bağış yapmak ne zamandan beri suç olmuştur? Kanunsuz suç ve ceza olamaz. Bu bir bürokrat ve müdür açıklaması değil, tamamen siyasidir.

Saygılarımla.