Geçtiğimiz hafta iş seyahati için Afyon’un Sandıklı ilçesine gittim. Yol uzundu ve ilk kez gittiğim Sandıklı’da erken saatteki duruşmaya geç kalma stresi yaşamamak için bir gün öncesinde orada olmaya karar verdim.

Sağ olsun dostlarımın yer ayırttığı güzel bir otele yerleştim. Sandıklı sahip olduğu termal su ile sağlık turizminde isim sahibi olma konusunda bir hayli yol kat etmiş. Bırakın ilçeleri birçok ile bile nasip olmayan 2 tane 5 yıldızlı otel yanında onlarca daha küçük çaplı otel hem sağlık turizmine hem de ilçe ekonomisine büyük katkı sağlıyor.

Her iki 5 yıldızlı otel de kısa sayılmayacak bir geçmişe sahip. Bir hayli ilgi gören oteller ilçe merkezine 5-6 kilometre uzaklıktaki Hüdai Kaplıcaları bölgesinde bulunuyor. Arazi dümdüz olmasına rağmen buraya giden yol son derece kötü, aslında kötüymüş demek daha doğru. Zira yakın zamana kadar köy yolu kıvamındaki bu yol şimdilerde büyük bir hareketliliğe sahip. Hatta yolun genişleyip güzelleşmesini bırakın Antalya karayoluna doğrudan bağlantı yapılması planlanıyormuş. “Aferin işte hizmet” diye düşünürken ilçede herkesçe bilinen bir gerçeği öğrendim. Meğer burada 3. bir 5 yıldızlı otelin yapımına başlanmış ve bu otel sahibi de AKP’li Belek Belediye eski Başkanı Yusuf MECEK imiş(!) Sandıklı Kaymakamlığı’nın resmi internet sitesinde bile kaymakam bey ile boy gösteren muhteremin arkasını sağlam yerlere dayadığı belli.

İşte ticari zeka buna denir (!). Muhterem öyle bir zamanda otel yapımına başlamış ki bölgede ulaşımın çok kolaylaşacağı hatta bizzat kendi memleketi olan Antalya yoluna bağlantı yapılacağı tutmuş. Sizler ister şans deyin, ister ileri görüşlü olmak, isterseniz uyanık olmak !. Ama ben ticarete kafası çalışan adamları hep ayrı bir kefeye koymuşumdur.

Geçmiş yıllarda ismi birçok kez manşetlere çıkmış olan Mecek’i ayrıntılı olarak bu satırlarda incelemeyeceğim ancak görünen o ki bu uyanık siyasetçi gerçekten doğru ata oynamayı iyi biliyor.   

Neyse gelelim kaplıca yoluna. Duyduğum kadarıyla yıllardır buraya gelen turistlerin ve faaliyet gösteren otellerin yol talepleri olmuş olmasına da zamanlamaları yanlışmış azizim.

Vazgeçemediğim kötü alışkanlıklarımdan biri de yazımı hazırlarken açık televizyona zaman zaman takılmamdır. Tam da bu satırlarda bir şarkı sözü kulağıma çalındı. İlk tanıdığımızda çizgili pijamasıyla ekranların şirin şarkıcısı olarak görmeye alıştığımız bu bayan şarkıcı geçen zamanda çağ atladı, fiziği, seksapeli, giyimi hatta özel hayatı değişti. Son dönemde şarkılarında enteresan sözleri barındıran şarkıcımızın yeni duyduğum şarkısı da aynı modaya uymuştu. “Kendine Müslüman” isimli şarkı tam da yazıma başlık ararken karşıma çıkıverdi. Uludağ sözlükte “kendini düşünüp, bireysel avantajını kollayan ve başkalarını hiçe sayıp haklarını göz ardı eden kişiler için insafı hatırlatma üzere hafif uyarı tadında kullanılan deyim“ nitelemesiyle kendine yer bulan bu deyimi yazımın başlığında kullanmak hiç de yersiz olmayacaktı.

Bir taraftan dindar olma konusundaki hassasiyetlerini açık açık dile getirenler maalesef diğer yandan öncelikle kendilerini ve yandaşlarını kayırdıklarında ya da bu hisse kapılmamıza sebep olduklarında “Kendine Müslüman” deyimini hak etmiyorlar mı?

Satırlarıma son verirken pijamalı seksapel şarkıcının şarkısı da yavaş yavaş ekrandan kayboldu. En iyisi sizlere şu şarkıdan birkaç dize aktarayım, belki de merak edip dinlemek istersiniz, ne dersiniz?  

Bi baktım halime

Tükürdüm talihe
Tonla küfrettim
İnsafın kurusun be hey kendine Müslüman