Yapılan iyilikler ve kötülükler karşılıksız kalmaz. Bizler bu dünyanın bir imtihan yeri olduğuna inanırız. Kısa bir misafirliğin ardından, her gün binlerce insanı yolcu ettiğimiz ebediyet yurduna bizler de gideceğiz. Ahiret gününe inanmak imanımızın temel esaslarındandır. Orada herkesin dünyada yaptıklarından ya da yapmadıklarından dolayı hesaba çekileceğinden de hiç şüphemiz yoktur. Zira insanların bu dünyada yaptıkları yanına kalacak olsaydı bu bir haksızlık ve adaletsizlik olurdu.

Cenab-ı Hak Necm Suresinin 31’nci ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Bu, kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, iyilik edenleri de daha güzeliyle mükafatlandırması için böyledir.” Yüce Allah, kıyamet gününü mükafatlandırma ve cezalandırma günü olarak tayin etmiş, Enbiya Suresinin 47’nci ayetinde şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü için, adalet terazileri kuracağız. Öyleki hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek (yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığında olsa onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.” İnsanın dünyada yapmış olduğu şeylere kendi bedeni şahitlik edecektir. Bu husus Nûr Suresinin 24’ncü ayetinde şöylece açıklanır: “İşlemiş oldukları günahtan dolayı dillerinin, ellerinin, ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri günde, onlara çok büyük bir azap vardır.”

Yüce Allah ilahi mahkemenin kurulacağı günü, Kur’an’ı Kerim’de muhtelif ayetlerde şöyle haber vermektedir.: “O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir iyilik yaparsa onun mükafatını görecek; Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.”

“Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı günde, kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte O gün, onlardan herkesin kendisini meşgul edecek bir işi vardır. O gün birtakım yüzler vardır ki, pırıl pırıl parlarlar, gülerler, sevinirler. O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. Onları bir siyahlık bürür.”

“Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. Oku kitabını! Bu gün, hesap sorucu olarak sana nefsin yeter denilecektir.”

Sevgili Peygamberimizin bir hadisi ile sohbetimi tamamlıyorum: ”Kıyamet Günü’nde adem oğlu, şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılamaz:

1- Ömrünü nerede harcadığından,

2- Gençliğini nerelerde yıprattığından,

3-Malını nereden kazandığından,

4-Malını nerelere sarfettiğinden,

5-Bildiği ile ne ölçüde yaşadığından”