Başlığı okuyup da üzülen de olacaktır, tam tersi nihayet kurtuluyoruz bu adamdan diyenler de… Ama öyle kuru kuruya istifa etmem, bir iddiam var; kazanamazsam Belediye Meclisindeki görevimden istifa edeceğim. İddiam ne mi? Biraz sabredin, anlatacağım.

Seçime sadece birkaç gün kaldı. 8 Haziran sabahı yeni bir siyasi tablo ve yeni milletvekilleri ile uyanacağız. Bizler heyecan ve merak içindeyiz ama asıl kalbi küt küt atanlar kritik sıralamadaki adaylar. Malum seçilmesi ve de seçilmemesi garanti olanların içi rahat bir aksilik olmazsa hiçbirinde seçim dolayısıyla MI * geçirme tehlikesi yok. Ama seçilme umudu ve seçilmeme korkusu yaşatan sıralardaki vekil adayları heyecanı fazlasıyla hissediyorlar.

İzmir 2. Bölgede de seçim heyecanı dorukta. Bölgede en çok konuşulan (hatta yazılan) adayların başında Adalet Ve Kalkınma Partisi’nin 6. sıra aday Dr. Mehmet Bayındır geliyor. En çok konuşulma sebebi yapacakları ya da söylemleri değil! Geçmişten bugüne siyasetteki ısrarı ile seçim sürecindeki ilginç kıyafetleri ve oyunları.

Bayındır 2007 senesine kadar bölgede sevilen, sayılan tabiri caizse reytingi her geçen gün artan biriyken o tarihten bugüne sürekli düşüşte. O tarihe kadar her ne kadar MHP, Anap ve Refah Partisi arasında köşe kapmaca oynasa da yine de seviliyordu. Ancak 2007 seçimlerinde bağımsız adaylığı ardından 2009 yılındaki Ödemiş Belediye başkanlığı seçiminde AKP adayı Mahmut Badem’in açık destekçisi oluşuyla milliyetçi kapılar tamamen yüzüne kapandı. Bu tarihten sonra da inanılmaz bir hırsla AKP saflarında nefer gibi çalışan Bayındır’ın doktorlukla kazandığı sempatisi AKP dışındaki tüm çevrelerde her geçen düştü.

Kendisiyle tanışmam 2007 seçimleri öncesinde Derya oyuncağın sahibi ortak dostumuz Erdem Derya’nın işyerinde olmuştur. O zaman kendisine “sayın doktorum sen sevilen birisin neden bir partiden aday olmadın? MHP hatta CHP’den aday olsan daha iyi olmaz mıydı?” dediğimde “ben partilere bağlı olamam, orada genel başkanın dediğini yapar, el kaldırırsın ama ben kendi başıma hareket edip halkın sesi olacağım…” şeklinde sözler söylemişti. Başarılı olamayacağını düşündüğümü söyleyip yolunun açık olmasını diledim. Nitekim seçilmenin yakınından bile geçemedi. 2011 yılına geldiğimizde Bayındır daha önceki yıllarda yaşadığı fikir değişikliği alışkanlığını bir kez daha göstererek yine siyasi parti saflarında, genel başkanın emri altında siyaset yapmaya karar verdi ve AKP’den aday adayı oldu. Temayül yoklamasında ilk sırada yer almasına rağmen listede adı yine yoktu.

Neyse gelelim bugüne. Mehmet Bayındır’ın adeta hayatını vakfettiği siyasette daha önce de aday adaylığı başvurusunda bulunduğu AKP bu kez listede kendisine 6. sırada yer verdi. Broşürler basıldı, araçlar giydirildi hatta yetmedi bir de kendisi efe kıyafeti giyip sokaklara çıktı; oynadı, oynattı. Malum özgeçmişinde vaaz kasetleri dinleyip dinleten, risale-i nur okuyup okutan Bayındır geleneği sürdürmüş ki hem oynuyor hem de oynatıyor!

Birçok kez duyduk ki işyerlerine hooop diye süzülen Bayındır efe misali elleri açıp oynamaya başlıyor ve oy istiyormuş. Bu durum karşısında birçok kişinin yüzünde tebessüm oluşuyor hatta biraz uzaktan kahkahalar da atılıyormuş. Kim demiş siyasetçi vatandaşın yüzünü güldürmüyor diye? Al işte güldüren hatta kahkaha attıran siyasetçi…

Her şey bir yana Bayındır’daki vekillik aşkını takdir etmemek mümkün değil. Seçilme şansı olmasa da güle oynaya seçim çalışması yapıyor. Seçim dedik de az daha unutuyordum, beni istifaya götürecek iddiayı açıklıyorum; “Mehmet Bayındır’ın seçilme şansı % 0’dır. Bayındır 6. sırada milletvekili seçilirse ben de söz veriyorum Belediye Meclisindeki görevimden istifa edeceğim.” Hodri meydan Mehmet Bayındır’a soruyorum seçilirse söz veriyorum ben istifa edeceğim, seçilemezse kendisi istifa edecek mi? Yahu neler oluyor bana birden içime Kasımpaşalılık kaçtı sandım, hayırdır inşallah.

Uzun lafın kısası siyasette olasılık hesapları matematik gibi işlemez. Bayındır’ın seçilme şansı hiç yok. Bu kez yeter artık 30 yıldır bir arpa boyu yol kat edemedik bu aşkı rafa kaldırdım der mi? Yoksa 60 yaşında bile Rocky’i çeviren Stallone misali yenilen pehlivan güreşe doymaz diyerek yeni seferlere yelken mi açar? Bilinmez. ..

Ha bu arada benim istifamı isteyenlere sesleniyorum “ha gayret biraz daha çalışın, kim bilir Nasreddin Hoca’nın umudu misali belki de göl maya tutar?”

( MI: Akut miyokard enfarktüsü-kalp krizi)