“İnsan tüm gerçek gereksinimleri için yeterince donatılmıştır. Sezgilerine güvenip onları geliştirdiğinde, onlar da güveni hak etmeye çalışırlar.” Goethe

İster inanalım ister inanmayalım, ister izin verelim ister vermeyelim içinde enerji barındıran her şey (ki barındırmayan bir şey yoktur) bir ritimden, fasit daireden* oluşur. Beden sıvılarının dolaşımı, doğum-ölüm, yüzyıllar dahi sürse zenginlikten ya da liderlikten fakirliğe ya da daha alt sıralara düşen ülkeler bu duruma en güzel örnektir. Yaşamın kendisi dolaşma, dalgalanma, titreşim yani kısaca bir danstır. Bu mucizevi dans bedenimizde, ruhumuzda, zihnimizde ve organlarımızda da mevcuttur.
İyi gününüzde olmadığınızı düşündüğünüz, içinizde anlamlandıramadığınız bir çöküntünün olduğu ya da tam tersi kendinizi günün yıldızı gibi hissettiğiniz günler olmuştur. Ve bu durumların hiçbiri sizin elinizde değildir. Sanki biri gelip sizin “mod” ayarınızı değiştiriyormuş ve siz buna engel olamıyormuşsunuz gibi öylece sırayla bu modların değişmesiyle yaşamaya alışırsınız. Peki, nedir sizi bu hale getiren? Biyoritm (Yaşam Nabzı)
İnsanın biyoritmi, doğduğu andan itibaren beden, ruh ve zihni etkiler. Yaptığımız, hissettiğimiz, düşündüğümüz şeylere katkıları büyüktür. Bu katkıların farkına varmak yaşamın pek çok alanında (meslek, özel hayat gibi) yararınıza olabilir çünkü etkilerini bildiğinizden önlem ya da avantaja dönüştürebilirsiniz. Eski Yunan’daki doktorlar hastalarının iyi ve kötü günlerini dikkate alırlarmış. Ne yazık ki batı tıbbı bize böyle hakiki bilgileri unutturmaya pek hevesli olduğundan çoğu bilgi gibi bunlarda unutturulmuş durumdaydı ki şükürler olsun doğu tıbbı yeni yeni (batı tıbbı bunları kendi bulmuş gibi sunsa da) tekrardan yayılmaya başladı. Bundandır ki gerçekte yaşam nabzı olan bu döngü batıda biyoritm olarak biliniyor.

Ritimler, doğduğumuz andan hayatımızın sonuna kadar bize eşlik eder. Bu ritimler ve periyotları şöyledir.
- Bedensel ritim, 23 günlük periyot
- Ruhsal ritim, 28 günlük periyot
- Zihinsel ritim, 33 günlük periyot

Ritimlerin hepsi; kendi süresinin yarısında zirveye, en yüksek / pozitif evresine ulaşana kadar ise yavaş yavaş yükselir. Tam zirvede çok kısa bir süre kalır, sonra keskin ve neredeyse dikey olarak aşağıya, başlangıç noktasına doğru iner ve alçak/negatif evreye geçer, kendi süresinin yarısında da yavaş yavaş en dip noktaya iner. Sonra tekrar keskin dikeyle zirveye çıkar böylece pozitif evre başlamış olur (batı tıbbı bu grafiğe itiraz eder o yüzden araştırdığınızda başka grafikler bulabilirsiniz. Fakat benim gibi doğu tıbbına ya da çooook eski bilgilere inanıyorsanız gerçek budur.


Ritimlerin ve periyotlarının açıklamalarını haftaya yazacağım. Şu an size biraz karışık gelmiş olabilir. Özetle; bedenimizdeki, ruhumuzdaki, zihnimizdeki ritimlerin düşmesi ya da çıkması hareketlerimizi, hislerimizi ve düşüncülerimizi etkiler.

Sevgi ve huzurla kalın
*Fasit Daire: Dönüp dolaşıp aynı noktaya gelinen, kısır döngü.