ÖZEL HABER:BURCU KESKİN
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Uluslararası Avrasya Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Özkan “Son zamanlarda toplum yaşlanıyor artık ama ortalama ömür uzuyor. Eskiden ortalama ölüm yaşı 60’tı şimdi 80’i buldu. Yaşlı insan popülâsyonu arttı. Ama romatizmal hastalıklar ve kanser de arttı. Bunlara immün süpresif ya da yüksek doz kortizon veriliyor. Türkiye’de %4 hepatit B virüs insidansı olduğuna göre taşıyıcılar önceden incelenip önlem alınmazsa dönovva hepatiti oluşuyor. Hastanın kanına bakılıyor HBS negatif, antikoru da negatif ama alt gruplara bakılmazsa zemindeki hepatit hastalığı, gizli olan hepatit hastalığı birden alevleniyor ve karaciğer yetmezliğiyle ölümler olabiliyor. Sonuçta kliniklerde hastalara bu tip tedaviler verilirken yüksek doz kortizon verilecekse hastaların hepatit yönünde detaylı hikâyesi alınması ve tetkiklerin yapılması gerekir ki böyle gizli vakaları yanlışlıkla ilaç verilip karaciğer yetmezliğinden ölümüne neden olmayalım” dedi.
Türkiye’de Hepatit B %3
Hastalığın hepatit B virüsü ile karaciğerin iltihaplanmasına denildiğini ifade eden Özkan’ Hepatit B genelde bulaşıcı bir hastalık olduğu için hijyen ve ekonomik koşulları düşük ülkelerde sıklığı fazla, hijyen koşulları yüksek ülkelerde daha azdır. Bangladeş’te daha yüksek, Pakistan’da, Çin’de daha yüksek Orta Afrika’da çok yüksek. Türkiye orta derecede endemik bir ülke. ABD, Kuzey Atlantik ülkelerinin daha düşük seviyede sıklığı var. Bundan 10 sene önce Türkiye’de sıklık %9- 10 civarındaydı ama son zamanlarda ekonomik kalkınma, hijyen şartlarının düzelmesi ve çocuklara aşı uygulaması bunu düşürdü. Şu an ortalama %3 civarındadır. En fazla gözden kaçanla %4’ü geçmez ama yine de 80 milyonluk bir ülke için yüksek bir rakam. 3,5-4 milyon hasta mevcuttur’ açıklamasında bulundu.
Hepatit B Nasıl Bulaşır?
Kan temasıyla yani anne karnından doğumla, emzirmeyle ya da aile içi enfeksiyonla,uygunsuz piercingler, dövmeler, diş muayenelerinde hijyen koşullarına uymama yine hijyen koşullarına uymadan yapılan sünnet, birden çok cinsel temas, cezaevlerinde hapishanelerde yakın temasla bulaşabileceğinin altını çizen Özkan ‘Sağlık personeli de risk altındadır. Bunlarda insidans topluma göre daha yüksektir. Bu risk grupların araştırılıp incelenip atlatmadılarsa aşılanması gerekir. Aşı yapılan kişilerin çoğunluğunda sonuç verir. Anneden yeni doğan çocuklar annesi hepatit B’liyse ve HBVDNA’sı pozitifse hem aşı hem serum yapılmalıdır. Ama annede HBVDNA negatifse sadece aşı yapmak yeterlidir. Okul çağındaki çocuklarda aşılanmalıdır. Aşı aslında bundan yaklaşık 15- 20 sene önce kullanılmaya başlandı. Bir enfeksiyonun aşısı varsa ve % 100 tedavi opsiyonu varsa dünyadan tamamen ortadan kaldırılabilir’ sözlerini kaydetti.
Hepatit B’ de Bilgi Kirliliği Var
Özkan ‘Hepatit B ile ilgili Türkiye’de bilgi kirliliği var. Diğer hastalıklarda olduğu gibi tanı ve tedavisi hızlı şekilde değişen bir saha. Hepatitle uğraşanlar bu konuyu çok iyi biliyor ama bunun dışındaki tıp mensupları bu gelişmelerden çok haberdar olmadığı için toplumda bilgi kirliliği oluşuyor. Bir hasta bir hastaneye gidiyor herhangi branştaki hekim görüyor. Hepatit test yapılıyor. Yapılan testte hepatit çıkıyorsa, karaciğer testleri de normalse doktor kişiye taşıyıcı olduğunu söyleyip tedavisi yok diyor. Bu müthiş bir bilgi kirliliğidir. Bu son derece yanlış bir bilgilendirme’ dedi.
Mevcut Tedavi Yöntemlerinde Şifa
Hastalığın geleceği hakkında bilgi sahibi olduklarını söyleyen Özkan tedavisiyle ilgili olarak şunları söyledi: ‘Şu anda mevcut olanlarda şifa konuşuluyor. Şifa vücuttan tümüyle hepatit virüsünün uzaklaştırılması demek. Birincisi fonksiyonel yani klinik şifa. Asıl vücutta çoğalan HBVDNA virüsün DNS’sı baskı altına alınıyor. Bunlarda hepatit B virüsü kanserojen olduğu için kanser riski azalıyor. Türkiye karaciğer kanserinden dünyada ölümlerde 5. sırada. Siroz da bu şifada en minimum seviyeye iniyor. Buna fonksiyonel şifa diyoruz. Bugünkü mevcut antiviral ilaçlarla 2009’dan beri uygulanıyor ve vücudun kendi imminütesiyle ortalama %15- 20 hatta 25’e varan bir fonksiyonel şifa elde edebilmekteyiz. Birde nihai şifa yani radikal kür denen şifa konuşulmaya başlandı. Yani tüm virüs parçaları kandan ve dokudan temizleniyor. Bu tabi ideal nokta, hiçbir vakada gerçekleştirilemedi ama şu an batı ülkelerinde hepatiti B virüsünün hayat siklusu içerisindeki 6 noktaya etkili ilaçlar için çalışılıyor. 9 stratejik çalışma var ve sonucunda %100e varan bir tedavi şansı elde edebileceğiz’
Hijyen Koşullarını İyileştirdikçe Bulaşları Engellemiş Oluruz
Doğal seyrinde Aşılama çok önemli. Hijyen koşullarını iyileştirdikçe bulaşları engellemiş oluruz. Risk gruplarıyla temastan uzak durmalıyız. Etkili antiviral ilaçlar ve iyi beslenme doğal seyirde önemli. Bizim ortalama 9,5 sene takip ettiğimiz 1431 hasta var. %8.5inde siroz, %4,2’sinde karaciğer kanseri; 171 hastanın %12’sinde hepatit B antijeni düşmeye başlamış ve düşenlerden %4.4ünde siroz gelişmiş. %1.2sinde karaciğer kanseri gelişmiş. Bu iyileşmeye yüz tutmuş 171 kişide HBS antijeninin kaybolup, antikorun geliştiği olgular %32,6, %21,5’inde serumdan temizlenme görülmüş ama antikor oluşmamış. Ama her halükarda çok iyi bir durum. 171 hastanın %45,9’unda HBS antijeni azalmakta. Yok olma yolunda gitmekte.
Bizim Temel Amacımız 5.Faza Erişmek
Özkan ‘Vakalardan çıkan en önemli nokta HBS antijeni kronik hepatit B virüsünde 6 önemli faz vardır. Taşıyıcı olan bir grup hasta zaman içinde iyileşmeye yüz tutar yani klinik şifaya yönlenebilir. Bir grup hasta evre 4’e girer, o hastalara ilaç tedavisi gerekir, 2.fazdaki hastalara da ilaç tedavisi gerekir. 2.faz immün temizlenme safhasıdır. Bu hastalarda karaciğer enzimleri yüksektir. Bunlara da ilaç verilir. Bu hastalara ilaçların etkisiyle immün temizlenme olur. Bizim temel amacımız hastaları ve taşıyıcıları karaciğeri sağlıklı şekilde HBS’nin yok olduğu 5.faza eriştirmektir. Bununla fonksiyonel şifaya erişmiş olurlar’ değerlendirmesinde bulundu.