Bombalı saldırı sonucu 24 Ocak 1993'te hayatını kaybeden Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu, katledilişinin 20. yıldönümünde dün ADD Ödemiş tarafından Hükümet Konağı önünde Atatürk Anıtı önünde anma töreni düzenlendi.
 ADD Ödemiş Şube başkanı Hikmet Güriş “Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu'nun öldürülüşünün üzerinden 20 yıl geçti. 1993 yılında evinin önünde arabasına yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu hayatını kaybeden Uğur Mumcu, bugün gerçekleştirdiğimiz çelenk koyma töreni ile anıyoruz” dedi.
Yapılan basın açıklamasında "Araştırmacı gazeteciliğin, çağdaş ve laik düşüncenin, Atatürkçülüğün sembol isimlerinden Uğur Mumcu’yu katledilişinin 20. yılında saygıyla anıyoruz. Tam bağımsızlık bilinciyle, baskıcı sömürücü güce karşı konulacağı, faili meçhul cinayetler yolsuzluklar haksızlıklar karşısında suskun kalalı tam 20 yıl oldu.Geride bıraktığımız 20 yıl, Uğur Mumcu’nun korkusuzca mücadele ettiği gericiliğin, yolsuzlukların, çetelerin hızından hiçbir şey kaybetmediği yıllar oldu. Demokrasi şehidimiz Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok,Onat Kutlar,Ahmet Taner Kışlalı,Necip Hablemitoğlu,Turan Dursun,Çetin Emeç,Cavit OrhanTütengil,ve Gaffar Okkan Atatürkçü düşüncenin savunucuları idi.Bu aydınlar Türk ulusunu aydınlattıkları için katledildiler. Laik ve hukukun üstünlüğünü, ulusal bütünlüğü savunarak kalemleri halkın gerçekleri öğrenmesini sağladılar. Cumhuriyeti demokrasiyi , barışı bilimi savundular. Her zaman talana, vurguna karşı çıktılar. Bu 20 yılda mücahitler müteahhit, tarikatlar sivil toplum örgütü oldu. Gerçek demokrasiyi talep edenler ise demokrasi düşmanı ilan edildi. Sahte demokratlar türedi. Köşe yazarlığını köşe dönmecilik olarak görenler ortaya çıktı. Terör örgütü itirafçıları medyanın manşetlerinden, terörle mücadele edenleri vurur hale geldiler. Bu süre içinde yüreğimizi acıtan, bizi şaşırtan olaylar da yaşandı. Çetelerin, mafyanın amansız düşmanı olan Uğur Mumcu’nun gazetesinin başyazarı Saygı ile andığımız İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu’nun köşesini devralan Sayın Mustafa Balbay çete üyesi olmak iddiasıyla haksızca gözaltına alındılar ve tutuklandılar. Şimdi Ergenekon veya başka adlarla anılan, masum insanların hükümete muhalif oldukları için gözaltına alındıkları ve tutuklandıkları soruşturmanın altından kalkamayanlar çareyi gündemi devamlı değiştirerek. Korku toplumu yaratma amacında olanlar, yeni gözaltı dalgalarıyla korku dalgaları yaratmaya başladılar. Oysa bizler teröre, şiddete, mafyaya, çetelere karşı mücadele geleneğinden geliyoruz ve bu mücadelede Türkiye’nin en önemli kalemlerini, aydınları çetelere, teröre kurban verdik. Uğur Mumcu; yazdığı yazılar nedeniyle pek çok kimsenin, grubun düşmanlığını kazandığının bilincindeydi. Ancak hiçbir zaman inandıklarından, davasından vazgeçmedi. Hiç kimse, onu susturamadı, yıldıramadı. Aramızda olmamasına rağmen hala, onun yazdıkları, düşünceleri; yolsuzluklar, çeteler, teröristler karşısında bize yol gösteriyor.Daha 1970’lerin başında yazdığı bir yazıda şöyle diyordu:“İnsanlara can güvenliği sağlayamamış bir düzene hukuk devleti denilemez. Devrimcilerin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği bir düzene demokrasi denilemez. Yolsuzlukların, devlet yetkililerini sardığı bir düzene anayasa düzeni denilemez. Bu, katiller demokrasisidir. Bu, hırsızlar düzenidir. Biz devrimciler hangi kavganın içinde olduğumuzu biliyoruz. Amacımız Türk halkına insanca yaşama olanağı sağlamak ve bağımsız Türkiye’yi kurmaktır. Kardeşimiz, damadımız, oğlumuz, halkın sırtından milyonlar kazanmadı ki korkalım! Mustafa Kemal İzmir'de emperyalizmi denize döktüğü gün, İstanbul hükümetinin idam fermanını boynunda taşıyordu. Bugün de Mustafa Kemalcilerin Damat Ferit 'lerden ne korkuları olabilir?!.. Devrimciler ölür; devrimler sürer. Hodri meydan!..” Yok edilemez insanlar vardır; ne tabanca, ne bomba ortadan kaldırabilir onları... Bilinç ateşi olur girerler yüreklere, beyinlere... Tutuştururlar söndürülmek istenen devrim ateşlerini.
Bedenleri susturulsa da gerçekleri yazan kalemleri, yazdıkları hafızalardan asla silinmeyecektir.” açıklamasında bulunuldu.
 
 
Editör: Haber Merkezi