Eğitim İş Tire Temsilciliği, Yeni TC Kimlik kartlarının üzerinde bulunan Türkçe tanımlama ifadelerinin yanında İngilizce ifadelerin de bulunmasına tepki göstererek Tire Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvurarak bunun yanlış olduğunu ve bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini söyledi.

Tire Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne verilen başvuru dilekçesinde şu ifadelere yer verildi, “İçişleri Bakanlığı'nın yaptığı düzenlemeyle kimlik kartları, ehliyet ve pasaport ile ilgili değişiklik kararı, 1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu tarihten itibaren Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları yeni tasarlanan kimlikleri almaya başladılar. 3 Aralık 2019 tarih ve 30967 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK KARTI Yönetmeliği’nin İKİNCİ BÖLÜM’ündeki ”Kimlik kartının özellikleri ve kullanım alanı” maddesinin 3. fıkrasında “Kimlik kartının üzerindeki alan adları Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki dilde yazılır,” demektedir. Yeni tasarlanan Türkiye Cumhuriyeti Kimlikleri üzerinde Türkçenin yanında İngilizce ibareler ve kısaltmalar bulunmaktadır. Bu durum için yapılan açıklamalarda yeni kimliklerin pasaport ve ehliyet yerine geçeceği bu bağlamda kimliklerin üzerinde İngilizce ifadelerin olduğu belirtilmiştir.

Bir insanın kim olduğunu hangi ulusa hangi devlete bağlı olduğunu kanıtlayan belgeye kimlik adı veriliyor. Kısacası “kimlik”, adı üzerinde, “kim olduğumuzu” gösteriyor. Türk kimliği tarihseldir. Türk kimliği onurdur. Türk kimliği kolay kazanılmamıştır. Türkler dünya üzerinde en az on beş bin yıldır varlar; var olmaya da devam edeceklerdir. Üç kıtada at koşturmuş bir milletin son temsilcileri olan bizlere sömürgeci devletlerden birinin dilini üstelik o dilin sahiplerine karşı ilk onurlu kurtuluş savaşını vermiş bizlerin kimliğine yazmak binlerce yıllık Türk devlet geleneğine; binlerce yılda oluşmuş Türk devlet ekinine, binlerce yılda oluşmuş ve kendini korumuş Türk diline yapılmış büyük bir yanlışlıktır.

Söylendiği gibi eğer yeni kimlikler pasaport ve ehliyet belgelerini içerecekse kimlik belgesinin üzerinde bulunan yonganın içerisine eklenmesi uygun olacaktır.

Toplumları ulus haline getiren en önemli unsur dildir. Dil, duygu ve düşünceyi insana aktaran bir araç olduğu gibi, insan topluluklarının bir yığın ve kitle olmaktan kurtaran, aralarında "duygu ve düşünce birliği" olan bir “ulus” haline getiren en önemli ekinsel değerdir. Ayrıca dil, ekinin temeli olduğu gibi taşıyıcısıdır da... Dili yok ettiğiniz takdirde ulusal ruh ve ekin diye bir şey kalmaz. Bu sebeple dili korumak, koruyucu önlemler almak hem önemli hem de her Türk’ün yaşamsal görevidir.

Dilimiz ulusumuz için çok önemli bir yere sahiptir. Uluslar dilleriyle nefes alırlar. Başka uluslardan alınan her nefes sözcük, bilinç akciğerlerimize saplanan yakıcı ve yıkıcı birer ur olarak görevini yapacak ve yavaş yavaş değil olabildiğince hızlı bir biçimde bilincimizi köreltecek bunun sonunda benliğini bilmeyen kuşaklar ortaya çıkacaktır.   Dilimize ulus birliğini ve bütünlüğünü korumak için sahip çıkmalı ve korumalıyız. Türkçeye baktığımızda, dünyanın en geniş coğrafi alanına yayılmış, en eski ve varsıl bir dil olma özelliği elde etmiştir. Türkçe’nin diğer dillerden eksiği değil fazlası vardır. Bugün İngilizce’nin sözde dünya dili olduğu algısı büyük bir tarihi aldatmadır. Batı’nın ileri bilimsel anlamda bugün dünyanın diğer uluslarının önüne geçmesi hiçbir şeyi değiştirmez. Batı bugün aldığı konuma yıllarca yıl sömürdüğü mazlum ulusların kanıyla gelmiştir. Yüz yıl önce denize döktüklerimiz bugün gözümüzün içine baka baka savaşı dilleriyle ve gelmiş oldukları ileri bilimle veriyorlar. 

Bizler Türk'üz ve dilimiz Türkçe'dir. Türkçe; dünyanın en eski, en köklü ve en varsıl dillerindendir. Dil bilimcilere göre; sözcük türetme yeteneği bakımından da dünyanın en güçlü dilidir. Her konuya ve duruma göre karşılık vermeye en uygun dil yine Türkçe'dir. Ayrıca Türkçe, yazıldığı gibi okunması özelliğiyle de gıpta edilen bir dildir. Türk dilinin bu güzelliğini ve gücünü bilen, Türk dili konusunda önemli çalışmalara imza atan en önemli kişi, hiç şüphe yoktur ki,  Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Türklük bilincinin simgesi, ulusal birliğimizin ortak paydası, çağdaşlaşmanın öncüsü Gâzi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk, Türk dili konusunda; “Türk milletinin dili Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yüceltmek için çalışır... Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin, kalbidir, zihnidir.”  diyerek hem Türk diline verdiği önemi, duyduğu sevgiyi belirtmekle beraber, Türk dilinin büyüklüğünü ve Türk ulusu için önemini ortaya koymuştur.

Atatürk’ün Türk diliyle ilgili farklı yıllarda yaptığı konuşmaların bir bölümü aşağıdadır:

            “Türk dili zengin, geniş bir dildir. Her kavramı ifade kabiliyeti vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde çalışmak lazımdır.” 1930

             “Milli duygu ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli duygusunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” 1930

            “Türk dilinin kendi benliğine, aslında güzellik ve zenginliğe kavuşması için, bütün devlet teşkilatımızın dikkatli, ilgili olmasını isteriz.” 1932

            “Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz.” 1938

            “Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.” 1931

            “Milli bilincin ayakta kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmaya mecburuz. Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında egemen ve esas kalacaktır.” 1933

Atatürk, Türk kimliğini Türkçe ile tanımlamıştır. "Türk demek, Türkçe demektir. Ne mutlu Türk’üm diyene!" demiştir. Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndan sonraki temel davası Türk dilini, Türk ekinini ve Türk kimliğini yabancı boyunduruklardan kurtarma ve koruma olmuştur. Bunun için de ilk yaptığı iş her şeyden önce eğitimi her düzeyde Türkçe ile yapmak, halkın yabancı dille eğitime özenmesini önleyecek tedbirler almak olmuştur. Bu konuda da şunu söyleyecektir: "Kat'i olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas olacaktır."

Türkiye Cumhuriyeti kimlikleri millî olmalıdır. Kimlik pasaport değildir. İngilizce metin içermemelidir. Türkiye Cumhuriyeti kimlikleri üzerinde Türkçenin yanında İngilizce ibareler ve kısaltmalar bulunmamalıdır. Kimliklerimiz pasaport değildir. Yurt dışına çıktığımızda zaten pasaportlarımızla çıkmak zorundayız. Ve pasaportlarımızda kimlik bilgilerimiz Türkçenin yanında İngilizce de yazılmaktadır. Yeni kimlikler pasaportları da içerecekse zaten kimliklerin üzerinde “çip” adı verilen yongalar vardır. İçerisine kolayca konulabilir. Ayrıca kimliklerimizde İngilizce yazılmasına gerek yoktur. Bir İngiliz’in kimliğinde Türkçe ibare olmaması kadar doğal bir durum olamaz. Bizim kimliklerimizde de İngilizce ya da başka bir dilde ifadelerin olmaması o kadar doğaldır. Neden bizim kimliklerimizde İngilizce ibareler bulunmaktadır? Kimliklerimiz bayrağımız gibi bize özeldir.

Bu bağlamda yapılan bu büyük büyük yanlıştan ivedilikle dönülmesi konusunda; Gereğini bilgilerinize sunarım.  21/01/2021"

Editör: Haber Merkezi