HABER:DİLEK AYVALI
O GECE / Müzekker Kanğın
Gün batımı kızıllığı vardı gecenin üstünde. Maviliği hapsetmişti sanki siyah bir sis… Neyin haberini veriyordu uluyan köpekler. Uzun bir geceydi beklenen. Öyle bir gece ki güneş neyin üstüne doğacağından habersiz. Öyle bir gece ki ay toprağa yığılan her cana şahitlik ediyordu. Her can sanki uçup gökyüzünde yerini alıyordu.
Damarlarda dolaşan pis kanın atılma vakti gelmişti. Bir sülük gibi bedenimize yapışan kan emiciler geceye saklamıştı hain yüzlerini. O yüzler ki vatan sevdalısı milletimin gücünden habersiz. Onlar ki inanç diye bir inançsızın köleleri olmuş. Cehaletten kör olmuş gözler ateş savuruyordu gökyüzünden. Yağan yağmur misali kurşunlar saçılıyordu savunmasız bedenler üstüne. Tek fark vardı… Islatmıyor yakıyordu…
Vatanım pare pare, bir ihanete var gücüyle göğüs geriyordu. Ona uzatılan eller tek tek kırılacaktı elbet. Ama bu gece yüreği yanıyordu. Bir deprem gibi dalga dalga büyüyor yükseliyordu. Şehirler uykuya haram… Bir ülke, tek ses, tek yürek.
Müezzin sesleri karışıyordu silah seslerine. İman, gönüllerden taşmış göklere ulaşmıştı. Cesaret her tarihte olduğu gibi yine Türk’ün adı olmuştu. Yaş on beş, yirmi beş, kırk ya da yetmiş. Çanakkale’de on beş yaşında Kınalı Hasan… O gece on beş yaşında Halil İbrahim… Tarih 1453, İstanbul’un fethi. Surlarda elinde bayrak vücudunda kızgın oklarla Ulubatlı Hasan… O gece ise onlarca kurşunla şehadete ulaşmış Kahraman Ömer Halis Demir… Değişen sadece tarihler, akan sadece zaman. Gerçek olan ve bitmeyen bir şeyler var. Vatan sevdası gibi… Gönlümüzü dalgasında savuran al yıldızlı şanlı bayrağımız gibi…
Ne diyor Akif:
“Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker. Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.”
Değer her şehidime, değer yetim kalmış kundaktaki Elifime Mehmet’ime… Değer bu vatan için tanklara karşı taşla sopayla dövüşmelere…
Bir geceye gömüldü yüzlerce masum beden. Bir gece ki hem masumu kopardı bizden hem haini söktü çıkardı inlerinden. Sahte hacılara hocalara karnı doydu ülkemin. Yalancı gözyaşlarına, asılsız fetvalara, sömürgeci bir inanışa cevabını verdi.
Gece ateşti sabahı kan. Kalpler acıydı, feryattı ama vicdanlar rahat. Bir millet görmüştü tüm dünya, onlara örnek olacak. O millet ki o gece hepsi kardeş olan. O millet ki vesveseyi şeytanıyla beraber karanlığa gömen.
Siyaha boyayamadılar vatanımı. Siyah onların kaderi oldu. Bir yılanmış koynumuzda beslenen, kendi zehriyle kendi sonunu getiren.
Ben bir vatan sevdalısıyım. Bir yanım Ankara bir yanım İzmir. Bir parçam Ardahan, bir parçam Sakarya. Samsun da var bende, Sarıkamış da, Çanakkale de. Bende dirhem dirhem Anadolu var.
Kimmiş beni benim vatanımda tutsak edecek? Kimmiş hain darbelerle bizi alt edecek? Sizin bir adınız yok bizde. Varlığınız sadece o gecede… Size yakışan her şey ise işte bu dizelerde;
Tükürün millete alçakça vuran darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!

Editör: Haber Merkezi