Ödemiş Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri Ödemiş Müftüsü Mustafa Bilgiç ile röportaj yaptı. Ticaret Meslek Lisesi 11/B sınıfı muhasebe bölümü öğrencilerinden Hilal En ve Esra Kayacıoğlu Ödemiş Müftüsü Bilgiç’le biraraya geldi ve merak ettikleri soruları yöneltti.
Hilal En: Hz Muhammed’in (sav) örnek yaşayışı ve davranışı nasıldır?
Mustafa Bilgiç: Bu soruyu cevaplarken ilk önce Peygamber (sav) ne demek, onu cevaplayalım. Peygamber (sav) Farsça bir kelimedir. Allah’ın elçisi demektir. Allah’ın insanlara rol ve model olsun diye (güzel ahlak için) insanlar arasından seçip çıkardığı kimsedir. Ebedi rehber, ebedi öğretmen demektir. Bizzat Peygamber (sav) gönderiliş gayesini tek cümleyle “ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” diye açıklıyor. Kur’an-ı Kerim’de bir ayette sen “Kitap nedir, iman nedir bilmezden öncede muhteşem bir ahlak üzeriydin” buyuruyor. Cenabı Allah Peygamber efendimiz (sav) Allah’ın kendisine gönderdiği kutsal metin olan Kur’an içimizdeki güzel insanı ortaya çıkartmıştır. Eğer Peygamber (sav) içimizdeki güzel insanı çıkarmamış olsaydı biz insanlar insan müsveddesi yani şeklen insan, hakikatte insan değil, insan hurdası yani içimizdeki çirkinlikler, kötülükler şeklimize, davranışlarımıza nüfuz etmiş olmaktan kendimizi kurtaramazdık. Kısacası Peygamberimiz (sav) biz insanlara önce şahsiyet sahibi ahlak sahibi, erdem sahibi sonra meslek sahibi olmayı öngörecek bir anlayışı bütün hayatı boyunca sözüyle, özüyle, davranışlarıyla göstermiştir. Hayatı boyunca bilgiden ve ahlaktan ilişkisini kesmemiştir.
Hilal En: Bu konuya örnek verir misiniz?
Mustafa Bilgiç: Peygamberimizin (sav) önünden bir Yahudi’nin cenazesi geçiyor, Peygamberimiz (sav) ayağa kalkıyor, çevresindeki insanlar o bir Yahudi niye kalkıyorsun dediklerinde Peygamber efendimizde (sav) onlara ama o bir insan diyerek, Müslüman’la, Müslüman olmayan arasında kadınla, erkek arasında ki ortak paydanın insan olma gerçeğini ortaya koyuyor. Yine kadına şiddet uygulayan erkeklere karşı sizin en hayırlınız kadınlara karşı en iyi muamele edendir. Erkeklerin en şerlisi kadının kocasının şerrinden korktuğu erkektir. Buyuruyor.
Esra Kayacıoğlu: İslam düşüncesinde yorum farklılıkları?
Mustafa Bilgiç: Önce yorum ne demek? Onu bir anlayalım. Bir tane güneş var, güneş yenilenemez, ikinci bir güneş yok. Ama güneş yorumlanır. Bir tane Kur’an var Kur’an’ın alternatifi yok. Ama birden fazla Kur’an’la ilgili, yaşamla ilgili var olan her şeyle ilgili yani varlıkla ilgili yorumlarımız değişir. Zaten yaşam yorumdan ibarettir. Mevlana’nın dediği gibi insan düşünceden ibarettir. Onun içindir ki düşünüyorum o halde varım denmiştir. Diyoruz ki İslam da ibadetler, itikat yani inanç esasları zaman ve mekânın değişmesine göre değişmez. Mesela Allah’ın yaratıcı olduğu, namazın 5 vakit olduğu, zekâtın kırkta bir olduğu kıyamete kadar değişmez fakat muamelat yani insanın insanla ilişkileri oda yaşamın yüzde 90’ınını oluşturur. Hükümler zaman ve mekânın değişmesine göre değişmesi kaçınılmazdır. Mesela Peygamber efendimiz (sav) zamanında haram olan şarap vardı, alkol deyince akla şarap gelirdi. Bugün itibariyle günümüzde sarhoşluk edici olan alkol diye tabir edilen yüzlerce şarap çeşidi vardır. Votka, cintonik, bira Kur’an’da geçmiyor ama biz şaraptaki sarhoşluk ediciliğe bakarak şarabın dışında insanı sarhoş edici ne kadar madde varsa onu da haram sayıyoruz. Mesela Peygamberimiz (sav) zamanında sigara yoktu, şimdi var hem de bazı yerlerde sigara içmezsen erkek olamazsın diye mahalle baskısı bile vardır. Kur’an’da geçmiyor diye biz sigara içmeyi helaldir diyebilir miyiz? Eğer tıp insan sağlığına zarar verdiğini deney ve gözlemle ispat etmişse dinin amacı canı, malı, aklı, nesli ve dini korumak olduğundan insanın insanla ilişkilerine muamelat dediğimiz konuların zaman ve mekanın değişmesine göre bu hükümlerinde değişmesi kaçınılmazdır. Asıl olan dinin koruduğu bu 5 şeyi bizim korumamızdır. Aklı, nesli, canı korumaktır.
Hilal En: Mezhepler nedir?
Mustafa Bilgiç: Mezhepler dini değil, dinin yorumudur. Mezhepleri din gibi algılarsak mezheplerin sayısınca din ortaya çıkar. Mezhepleri din gibi algılarsak bu sefer dinden anladıklarımız bizi çatışmaya götürür. Şunu aklımızdan çıkarmayalım, bir yorum, düşünce farklılığı dinin özüne uygunsa selim akla (insanın sağduyu, zandan, şüpheden ve vehimden soyutlanmış yani izole edilmiş) uygunsa bu yorum farklılığı bir zenginliktir. Yorum farklılıklarına tolerans göstermezsek Hristiyanlık gibi dinimizde dogmatizmi doğurur. Yani hayat dinamik değişiyor, bilim değişiyor, insanlar değişiyor değişmeyen tek şey değişim, İslam âlimleri bu değişimi öngöremezse, fark edemezse hayatın gerisinde kalır. Onun içindir ki hayata rağmen değil hayatla beraber akmak gerekir.
Editör: Haber Merkezi