HABER: SÜLEYMAN GÜLEROĞLU

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 80. yıldönümünde Ödemiş’te düzenlenen etkinliklerle anıldı.

Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törene Ödemiş Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu ve Ödemiş Belediye Başkan Yardımcısı Selahattin Kundak Çelenklerini sundular.

Törende daha sonra Atanın ebediyete intikali olan 09.05’te tüm yurtta olduğu gibi 2 Dakikalık Saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu. 

Tören Ödemiş Belediye Kültür Merkezi Büyük Salonunda devam etti.

Buradaki törene Ödemiş Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Tuğan Sarıca, Ödemiş Askerlik Şubesi Başkanı Umur Kılıç, Ödemiş Belediye Başkan Yardımcısı Selahattin Kundak, Ödemiş Emniyet Müdürü Fatih Kiremitçi, Ödemiş İlçe Milli Eğitim Müdürü Bahattin Gengörü, AK Parti İlçe Başkanı Ramazan Şerif Delibalta, MHP Belediye Meclis üyesi Derya coşkun, Oda Başkanları ve Gaziler ile öğrenciler ve Öğretmenler katıldılar.

Burada da yapılan saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Mustafa Ayşe Yanbastı Ortaokulu Fen Bilimleri Öğretmeni Nazan Gönenç yaptı.

Hiç tanışmadığımız, birlikte zaman geçirmediğimiz birine karşı, sevgi besleyebilir miyiz? Cevabımız “hayır”’ olacaktır elbette. Ama ben, O’nu hiç görmeden sevdim…  O’nu öylesine sevdim ki, hep O’nunla beraber büyüdüm.

İlkokul kitabında okuduğum ilk hikâye, kız kardeşi ile amcasının çiftliğinde kargaları kovalamasıydı. Öyle ki, o çiftlikte ben de kargaları onlarla birlikte kovaladım.

Matematik öğretmeni O’na “Kemâl” ismini verirken, sanki ben de o sınıftaydım.

Kitaplarımdaki fotoğraflardan gördüm Atatürk’ü. Küçük bir kızın elini tutmuş, gezdiriyordu. Mutlu oldum, o gezen kız benmişim gibi...

Cepheden cepheye koşan, elindeki dürbünü ile uzaklara bakan, Başkomutan Mustafa Kemal’i gördüm. Sanki ben de o cephedeydim.

Sonra bir baktım ki, karların üzerinde, kalpağı başında Mustafa Kemâl’im uzanmış yatıyor.  O üşümedi belki ama, ben üşüdüm...

Büyük liderlerle oturduğu o zarif sofraları ve liderlerin ona hayranlıkla baktığını gördüm, okudum. O sofraya ben de oturdum. Asaleti öğrendim.

Şahlanan atın üzerindeydi Atatürk’üm. Ne kadar gururlansam azdı. Liderliği öğrendim.

Bir baktım ki kara tahtanın başında bir kıza Yeni Türk Alfabesini öğretiyor. O kız ben oldum. Öğretmenliği öğrendim…  Salıncakta çocuklar gibi eğlenmiş, gülen Atatürk’ü gördüğümde, büyük devlet adamlarının da çevresine neşe saçtığını anladım. Mütevaziliği öğrendim.

O’nunla ilgili birçok hikâye dinledim. O’nu zora sokmaya çalışanları, nasıl zekice alt ettiğini dinledim. Zekasına hayran kaldım. Düşünmenin önemini anladım.

Yaptığı yeniliklerin değerini, önemini büyüdükçe özümsedim. Ne kadar ileri görüşlü olduğunu, ülkesini ve Türk Milletini ne kadar çok sevdiğini anladıkça da vatan sevgisini öğrendim.

Mustafa Kemal Atatürk. Ne güzel bir isim ne güzel bir insan dedim. O’nun ne kadar zeki, çalışkan ve ileri görüşlü biri olduğunu, yaptığı devrimleri, TBMM açılışı ve Cumhuriyet’i ilan etmek için verdiği mücadeleyi gördükçe de Atatürkçü olmayı öğrendim!

Ve bir 10 Kasım sabahı. Okul bahçesinde sıra olduk. Üzerimizde, o günün okul kıyafeti, siyah önlüklerimiz vardı. Beyaz yakalıklarımızı çıkardık ve 2 dakika boyunca sirenler çaldı. Herkes, Ata’sını düşünüyor, O’na saygısını, bağlılığını yüreğinde hissediyordu. İşte o an yaşamış olduğum hüzün, sevgi, bağlılık ve gurur, benimle beraber büyüdü. Bugün 10 Kasım 2018… Atamızın aramızdan ayrılışının 80. Yılı. 10 Kasımlar, Atatürk’ün 57 yıllık hayatını, mücadelesini, düşüncelerini, milletimize kazandırdıklarını ve kazandırmak istediklerini doğru anlama günüdür. Yüce Önder, 57 yıllık yaşamına 11 savaş, 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap ve Türk Milletine kazandırdıklarıyla unutulmaz bir destandır. Biliyoruz ki, Atatürk Ulusumuzun geleceğini bizlere, sizlere emanet etmiş ve “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” demiştir.

O; Büyük Önder, fikir ve eserleriyle bağımsızlığımızdan tarihimize, dilimizden sanatımıza kadar, en gerçek fikirlerin, en sıcak duyguların içinde hep yaşayandır. Mustafa Kemal ATATÜRK, dün olduğu gibi bugün ve yarın da yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Bize düşen görev, Atatürk’ü ve en büyük eseri Cumhuriyet’i anlamak, Cumhuriyet’in değerlerini her koşulda korumak ve Atatürkçü düşünceyi benimseyerek, Türkiye Cumhuriyetini aydınlık yarınlara taşımaktır.

Ulu Önderim, Atatürk’üm!

İyi ki bizimleydin, iyi ki bizimlesin ve bizimle, sonsuza dek var olacaksın!

Bu duygu ve düşüncelerle, aramızdan ayrılışının 80. yılında, yalnızca Türk Milletinin değil dünya ulusları tarafından da sevgi ve saygı gören büyük önder Atatürk’ü, bir kez daha özlem ve sevgi ile anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum”

Konuşmaların ardından, Atatürk’ün son günlerini anlatan bir Slayt gösterisi yapılırken, Öğrenciler in çeşitli gösterileri sonrası kompozisyon ve şiir yarışmalarında dereceye giren öğrencilere Ödemiş Kaymakamı Kasım Fikret Dayıoğlu tarafından çeşitli hediyeler verildi.

Editör: Haber Merkezi