HABER: DİLEK AYVALI

Başkan Taşlı açıklamasında şu ifadelere yer verdi, "Böylece ileri tarihlerde sahaların ruhsatlarına, ihale bedeli ödenmeksizin sadece teminat vererek sahip olabileceklerdir. Bu durum, endişelerimizi daha da arttırmaktadır. Şöyle ki, İhaleye açılan 33 sahadan sadece 3 adedine teklif verilmesi, şirketlerin danışıklı olarak mı hareket ettiği, ihalelere girmediği kuşkusunu yaratmaktadır. Böylece, ileriki tarihlerde hem ruhsatlara sahip olunabilecek hem de ihale bedeli ödenmemiş olacaktır. Diğer yandan, toplumda oluşan tepkilerin, zamana yayılarak sönümlenmesi sağlanmaya çalışılmış olmaktadır. Sahaların ruhsatlandırılması sürecinin izlenebilmesi çok zorlaşmış olduğundan, şirketler daha rahat hareket edebileceklerdir. Öte yandan, ihale yasasındaki birçok madde de sorunludur. Şirketlere geniş haklar sağlanırken, doğanın, çevrenin, canlı sağlığının korunması ile ilgili maddelerde belirsizlikler bulunmaktadır. Bu yüzden de endişeliyiz. Doğanın korunması ve canlıların sağlığı, şirketlerin insafına bırakılmıştır. Bunun somut örnekleri, başta Aydın olmak üzere Salihli, Alaşehir ve Denizli’de yaşanmıştır. Aynı kâbusu doğal olarak İzmirliler de yaşamak istemiyorlar."

SAHALARIN DENETİMİNDE, STK VE DKÖ TEMSİLCİLERİN YER ALMALI

 Bugüne kadarki jeotermal ile ilgili uygulamaların, halkın güveninin tümüyle yitirilmesine neden olduğuna dikkat çeken Başkan Taşlı, "Bu nedenle, yeni sahaların ihalelere açılmasını istemiyoruz. 5686 sayılı jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular kanunu, doğaya, canlılara zarar verecek ve küçük çiftçilerin sonunu getirecek maddeler içerdiğinden, bu maddelerin acilen değişmesini istiyoruz. Ayrıca, ülkemizdeki denetimlerin yetersizliği de bilinen bir gerçekliktir. Bu nedenle, sahaların denetiminde, STK ve DKÖ temsilcilerinin yer alması sağlanmalıdır. İhaleye çıkarılıp teklif verilmeyen sahaların da ruhsatlandırılmaması için takipçisi olacağız. İhale yasasına göre ruhsat sahibi, ruhsat alanında açılacak sulama amaçlı kuyulara bile müdahale edebilecek yetkilere sahip olmakta, bu durum da büyük haksızlıkların kapısını açmaktadır. Yasanın bununla ilgili maddesinin de değişmesini istiyoruz. Jeotermal sondaj açılabilmesi için, kamu arazileri kullanılabileceği gibi köylünün toprağını da çok ucuza kamulaştırıp kullanabilme olanakları edinilmektedir. Bu da akla, asıl amacın ucuza arazi sahibi olma art niyetini getirmektedir. Yine 5686 sayılı yasada bulunan “ortalama sıcaklığın üzerindeki suların jeotermal kapsamında sayılacağı” ile ilgili madde, hem çok belirsizlik içermektedir hem de 22-23 derece sıcaklıktaki suları bile bu kapsama aldığından, kolayca istismar edilebilecektir" dedi.

 Taşlı, "Tüm bu nedenlerle aşağıda imzası olan kurumlar olarak bizler, yeni ihaleler yapılmamasını, gerçekleşen ihalelerin iptalini ve teklif verilmeyerek açık hale gelen sahalara yeni ruhsat verilmemesini, yasanın ise acilen çevre ve kamu yararına değiştirilmesini istiyoruz. Gelişmeleri yakından izleyeceğiz ve gerektiğinde doğamızı, yaşamımızı korumak için müdahil olacağız." şeklinde konuştu.

 JES KARŞITI PLATFORM BİLEŞENLERİ ve DİĞER İMZACI KURUMLAR

EGEÇEP, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Ziraat Müh. Odası İzmir Şb., Kimya Müh. Odası İzmir Şb., Makine Müh. Odası İzmir Şb., Jeofizik Müh. Odası İzmir Şb., İDT (İzmir Düşünce Topluluğu), Çeşme Kent Konseyi, Çeşme Ekoloji Platformu, Eğlen Hoca Mahallesi Muhtarlığı, İZÇEP, ÜZÜM-SEN, İzmir Yaşam Alanları, Karaburun Kent Konseyi, Ödemiş Kent Konseyi, Konak Kent Konseyi, AYÇEP, Tire Çiftçileri, Tüm Köy Sen, CHP İl Tarım Komisyonu, Ege 78’liler Derneği, Foça Forum, Köy-Koop, İHD İzmir Şb., Özgür BağChe Tohum Grubu, Arıkbaşı Mah. Muhtarlığı, Arıkbaşı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Ege ve Güney Marmara Kent Konseyleri Çevre Komisyonu, Devrimci 78’liler, Karşıyaka Kent Konseyi, GÜDODER, Ege Kent Konseyleri Birliği, Buca Kent Konseyi.

Editör: Haber Merkezi