HABER: SÜLEYMAN GÜLEROĞLU

Dün Atatürk anıtı önünde yapılan çelenk koyma töreninden sonra Uğur Mumcu ve demokrasi şehitlerini anma gecesi Ödemiş Belediyesi ve Ödemiş Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından Ödemiş Belediyesi Kültür merkezinde yapılan geceyle sinevizyon, şiir ve şarkılarla anıldı.

Kalemler vardır, sömürünün, vurgunun, hırsızlığın, talanın zırhıdır, kalemler vardır gençlerin idam kararlarından kırılır atılır. Birde korkusuz kalemler vardır. Özgürlüğün ve barışın silahıdır. Canı pahasına olsa da yılmadan eğilmeden bükülmeden doğruları yazar, tıpkı Uğur Mumcu gibi tıpkı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu, Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Emeç, Abdi İpekçi gibi peki kim ya da kimlerdir 1990 lı yıllarda bu yukarıdaki saydığımız ya da sayamadığımız aydınlarımızı katledenler? Kimler mi söyleğim.

Temeli bilim ve kültür olan modern Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik hukuk devleti olmasından, bağımsız olmasından, kadınlarının, emekçilerinin yurtseverlerinin onurlu ve başları dik olmasından rahatsızlık duyan karanlık güçlerdir onlar.

Işığın getirdiği aydınlıktan, bilgiden ve gerçeklerden korkanlar, aydınlanmanın ışığının kitlelere ulaşmasını engellenmek istemişlerdir. Ülkemizdeki Cumhuriyet’i demokrasiyi, barışı ve bilimi savunanlar engellenmeye çalışmıştır. Halen de engellenmektedir. Teröre bölücülüğe, gericiliğe, karşı çıkanlar ya katledilmişlerdir ya da hapse atılmışlardır. Biraz sonra sunumda izleyeceğiz üzere 1980 lerde çıktıkları programlarda bugünleri bize anlatmışlardır.

Uğur Mumcu ve katledilen bütün devrim şehitlerimiz Atatürkçü, Cumhuriyetçi, Aydınlanmacı, demokrat, antiemperyalist, laik ve bağımsızlık aşığıydı. Laiklik karşıtlarının ve halkın parasını soyanların önünde birer engel idiler. Bu değerli beyinlerin düşüncelerini ve kararlıklarını yenemeyeceklerini anlayan insan azmanları onları yok etmeyi uygun gördüler. Onlarca yıldır katillerinin yakalarına yapışamadık. Cemaat, tarikat, müritleri, Atatürk’e ve arkadaşlarına hakaret edenler hepsi ortada, medyada, sokakta, Mumcu’nun Üçok’un Kışlalı’nın Aksoy’un katillerinin kalemşörleri her gün ekranlarda. Onlarda korkmaya devam etsinler. Çünkü Muammer Aksoy’lar Bahriye Üçok’lar Uğur Mumcu’lar düşünceleriyle mücadele azimleriyle, kararlılıklarıyla bugün yaşıyor, yarın da yaşayacaklar. Bizlere düşen görev her koşulda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Atatürk ilke ve devrimlerini kimseyi ötekileştirmeden beraberce, omuz omuza, günlük kişisel hırslarımızdan arınmış duygularla herkesi kucaklayarak korumaktır. Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti toprakları içerisinde mutlu bireylerin çoğaldığı hak, adalet, eşitlik kavramların içinin dolduğu hukukun üstünlüğü konusunda kimsenin zerrece kuşku duymadığı her bireyin eşit olduğu bir toplumu yarattığımızda sanırım bayrağı devraldığımız devrim şehitlerimize karşı da sorumluluklarımızı getirmenin mutluluğunu yaşayacağız. Bu güzel duyguları yaşantımızda gözlemlemek ve yavrularımızın böyle bir ülkede yaşaması için beraberce el ele gönül gönüle çok çalışmamız lazım çok.  Rahat uyuyun devrim ve demokrasi şehitlerimiz sizler inandınız, dövüştünüz, inandıklarını uğruna öldürüldünüz. Bıraktığınız emanetlerin sahibi ve bekçisiyiz” dedi.

Editör: Haber Merkezi