Çağın gelecekteki en büyük sorunu bu galiba, iletişimsizlik.

İçtenliğimizi, sevgimizi, hislerimizi, samimiyetimizi en önemlisi de değerlerimizi kaybettik.

Modern çağ, tekneloji, işte bunlar bizi en yakınlarımızdan bile uzaklaştırdı. Uzaklaştığımız her değer bizi yalnızlaştırıyor, aslında daha bencil yapıyor. İşimize yaramayan kimseye selam bile vermez olduk.

Çok şey söylemek istiyorum ama anlatamazsın, kırılan bardaktan tekrar su içemeyecek olduğunu. Etrafınızın kalabalıklığı, kahkahalar, hep beraber içilen kahveler, geçen zaman yenilen yemekler sizi yanıltmasın. Hele ki hayatta bir duruşunuz, gücünüz, mevkiniz, paranız varsa kalabalık bir o kadar fazla olur.

Sonra ne mi olur? güç gider mevki gider kalabalık dağılar. Bir tek sen kalırsın, bir de yalnızlığın bir de seni gerçekten seven değer verenler kalır yanında. Kalabalığını kaybedersin ama sadece bir avuç mutluluğun kalır  geride. Belki ömrümüzün ilkbaharına, belki sonbaharında, belki de kışına denk gelir .

İlkbaharınıza denk gelirse hayatınıza ışık olur, sonbaharınıza denk gelirse tecrübe, kışınıza denk gelirse hüzün olur. İşte o zaman kar yağar umutlarınıza bütün güzelliklerinizi kaybedersiniz solar her şey. Her yer bembeyaz olur İşte o zaman çok geç olur. Yol bitmiş ömür tükenmiş kalp yorulmuş keşkeler içinse çok geç olur. Bazı şeylere geç kalmak ne kadar da zordur dimi.

Sevdiğine sevdiğini söylemediğin anın geçmiş olması, araman gereken zamanda arayamadığın ailenin artık yok olması, zamanında çocuğunla  geçirme fırsatın varken ona ayırmadığın zamanın bir daha sana geri gelmeyecek olması...

Etraftaki kuru kalabalığın bizi yanıltmış olduğunu bunca zaman sonra görmek.

Herşey zamanında güzel değil mi? Meyve bile mevsiminde yendiğinde lezzetli.

Bazı şeyleri ertelememek lazim. Hayatımızdaki samimiyetsiz, yapmacık ne varsa çıkartmak lazım bunu zamanında ve yerinde görmek lazım çünkü giden hiç birşey geri gelmiyor, düşen yaprak ağaca geri dönmüyor.

En acısı da toprakta aldığını geri vermiyor.

Modern çağ bizi kandırmasın telefonla konuşmaktansa imkanımız varsa görerek konuşmak göz göze konuşmak daha sıcak. İmkanımız var ise bilgisayar oyunları değil çocuklarımızla temas ederek oynayalım.

Çünkü sevilmek sevildiğini hissetmek insana güven verir. Bizi daha güçlü kılar. Zaman çok önemli geçen zaman geri gelmez ama gelecek zaman bizim, gereksiz samimiyetlerle zamanı kaybetmemek gerek.

Geride kalan bir avuç mutluluğumuz var ya ona sahip çıkarsak işte o bir ömür bize yeter. Pişmanlıklar keşkeler olmaz hayatımızda.

Mutluluğumuz için sevdiklerimize zaman ayırmamız lazım yoksa İHMAL ETTİĞİMİZ HERŞEY ÖLÜR...

Editör: Haber Merkezi