Kurban aslında..

Kurban’ın, içinde pek çek sembol, anlam ve değer taşıyan ibadetler arasında yer aldığını hatırlatan Mustafa Bilgiç, “Hac vesilesiyle Arafat’ı dolduran Müslümanlar, Allah’la misaklarını yenilerken, kurbanlarını sadece O’nun adıyla kesenler de ubudiyetlerini tahkim etmektedirler. Gündelik hayatın gelip geçici hevesleri arasında yer yer ihmallere maruz kalan Rabbimizle ilişkimiz bu mübarek günlerin feyz ve bereketiyle yeni bir şevk ve heyecan kazanmaktadır. Hiç kuşkusuz kestiğimiz kurbanların arkasında yatan mana ve hikmet bizi Allah’a yaklaştırmakta, bu yakınlaşma, insanlığımızı daha da derinleştirmekte, merhamet duygularımızı harekete geçirmekte, kendimize ve çevremize karşı sorumluluklarımızın farkına varmamızı sağlamakta, sıradanlaşan ilgi ve tercihlerimizi bir kere daha gözden geçirmemize ve sıratı müstakim üzerinde sebat etmemize vesile olmaktadır” söylemlerinde bulundu.

Dini bayramların Allah’la yakınlıklarımızın ölçütü olduğuna dikkat çeken Bilgiç, “Esasen bu günler, Hz. İbrahim’den son peygamber Hz. Muhammed aleyhissalatüvesselama kadar, Rabbü’l-Âleminle olan yakınlığımızın ölçü ve kıstaslarını belirleyen müstesna günlerdir. Kurban vesilesiyle her birimiz Cenab-ı Allah’a daha fazla yakınlaşma fırsatları arıyoruz. Kur’an-ı Azimüşşan ve Sünnet-i Nebevi’de her fırsatta te’yid edildiği gibi, bu yakınlığı, anne ve babalarımızı ihmal ederek, konu komşuyu göz ardı ederek, ahde vefayı unutarak, sorumluluk sahibi olduğumuz insanlara karşı hak ve adaletten ayrılarak sağlamak hiçbir şekilde mümkün değildir. Müslüman olarak Allah’a olduğu kadar insanlığa hatta tüm mevcudata karşı da büyük sorumluluklarımız vardır. Bayram, bu sorumluluklarımızı hatırlama ve aynı zamanda da bu adımları atma konusunda hepimize yeni bir bilinç yüklemektedir” ifadelerini kullandı.

Bilgiç mesajının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Kurban ibadeti bu inançla eda edilir ve edilmelidir. Kurban ibadetini eda eden Müslüman Allah’ın sevgisini kazandığı inancıyla sevinir.

İşte bu sevincin adı bayramdır. Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır. Sevinçli olanlar çoğaldıkça bayram anlam kazanır. O sebeple Kurbanların etleri ihtiyaç sahiplerine dağıtılır. Tanıdık tanımadık herkesle bayramlaşılır. Akrabalar, komşular, eş, dost ve arkadaşların hali hatırı sorulur. Bayram günü önce camilere gidilip, cemaatle Bayram Namazı kılınarak Allah’a şükür görevi eda edilir. Namazın sonunda vefat etmiş olan yakınlarımız, kendimiz, ailemiz, milletimiz ve tüm Müslümanlar için dua edilir. Cami çıkışı namaza katılanlarla bayramlaşılır ve karşılıklı hayır dualar edilir. Küsler barışır, akraba ve dostlarla hediyeleşilir; davetler verilir ve bayram coşkuyla yaşanmış olur.

Bayram sevinçleri yaşanırken çevre ve komşuların rahatsız edilmemesine, yol, sokak ve caddelerin kirletilmemesine özen gösterilir. Kurbanlıkları taşıma ve kesme işi eziyet vermeden sevgi ve şefkatle yapılır.

Kurban Allah’a sunulan bir hediye olduğu için her parçası değerlidir. Eti, derisi, başı, boynuzları, ayakları ve bağırsakları sahibi ya da ihtiyaç sahiplerine bağışlanarak değerlendirilmeye çalışılır. Kurbanın hiçbir parçası para ile satılmaz, kasap ücreti olarak ödenmez. Satılmış veya kasaba ücret olarak ödenmişse bedeli yoksullara sadaka olarak verilir. Kurbanlık olarak belirlenen hayvanın sütü sağılmaz ve yünü kırpılmaz. Sütü sağılmış veya yünü kırpılmışsa ihtiyaç sahiplerine verilir. Eğer kurbanın sakatatının değerlendirilme imkânı yoksa derince bir çukur kazılıp gömülür. Kemiklerini ve benzeri atıkları, yol kenarlarına, çöp kutularına ya da sokak hayvanlarının sürükleyeceği umumi yerlere atmak doğru değildir.

Kurbanları, Kaymakamlık Kurban Komisyonunun belirlediği yerlerde ve belirlenen şartlara uygun şekilde kesmek her Müslüman’ın görevidir. Belirlenen şartlara uymak ibadet görevinin edasına dâhildir ve sevaptır. Şartlara uymamak ibadette kusur sayılır. Bu vesile ile bir kere daha tüm ödemişli kardeşlerimin bayramlarını kutlar, hayırlı bayramlar dilerim”