Birçok vatandaşın son yıllarda canını yakan ve hatta ölüne yol açan Nairovirüs virüsü taşıyan kenelerin daha çok piknik alanlarında insanları ısırması ile bu virüsün vücuda yayılıp kırım Kongo Kanamalı Ateşi rahatsızlığına dönüşmesi yeşil alanlarda bulunan vatandaşları korkutuyor.
Kene kabusunun yeniden hortlamasıyla ilgili olarak Ödemiş Devlet Hastanesi Başhekim Ziya Yurdakonar, Ödemiş İlçe Sağlık Müdürü İbrahim Telliel ve Ödemiş Orman İşletme Şefi Mevlüt Polat bir açıklama yaptı.
Kenelerin ekolojik dengelerinin korunması konusunda alınan önlemler hakkında konuşan Ödemiş Orman İşletme Şefi Mevlüt Polat, “Kenelerle mücadele biyolojik yönden devam ediyor. Biyolojik mücadele içerisinde doğaya salınan keklik, sülün ve beç tavuğu gibi canlılar kenelerin ekolojik dengesini sağlamaya yardımcı oldukları için İzmir Bölge Orman Müdürlüğü’ne bağlı ilçelerde ekiplerce doğaya salındı. Ayrıca bizim bölgemizdeki keneler öldürücü özellik taşımıyorlar. Amaç keneye son vermek değil, kene konusunda ekolojik dengeyi sağlamak ve halkımızı bu konuda bilgilendirmek. Vatandaşlarımıza önerimiz; piknik için gittikleri mesire alanlarında ilk önce önlemleri kendilerinin almaları. Kendilerinin ve ailelerinin sağlıkları için pantolon paçalarını çoraplarının içine katmaları, eve gittiklerinde kene yapışıp yapışmadığını anlamaları için duş almaları. Çünkü kene sizin göremeyeceğiniz bir yerinizde ise 3 gün dahi geçse siz onu fark edemezsiniz biz bu sebeple eve gelince duş almalarını öneriyoruz ve keneyi fark edince en yakın sağlık kuruluşuna gitmelerini tavsiye ediyoruz” dedi.
YURDAKONAR, “HERGÜN KENE VAKASIYLA KARŞILAŞIYORUZ”
Ödemiş Devlet Hastanesi Başhekimi Ziya Yurdakonar ise kene ısırmalarında ne yapılması gerektiği konusunda yaptığı açıklamada, “Acilimize günde 1 tane kene vakası geliyor. Bizim yöremizdeki keneler hastalıklı mikrobu taşımadıkları için gelen kene ısırmalarında vatandaşlarımızdan rahatsızlanan olmadı. Bu da bizi sevindirdi. Vatandaşlarımızın kene ısırdığını fark ettiklerinde kesinlikle kendilerinin müdahale etmemeleri ve panik olmadan en yakın sağılık kuruluşumuza gelmeleri, bir uzmanımız tarafından kenenin vücuttan alınmasına izin vermelerini öneriyorum” dedi.
TELLİEL, “KENELERİN YOĞUN OLABİLECEĞİ ALANLARDAN UZAK DURALIM”
Ödemiş İlçe Sağlık Müdürü İbrahim Telli de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ve korunma yolları hakkında bilgiler verdi.
Telli açıklamasında, “Kırım-Kongo Hemorajik Ateş (KKHA), keneler tarafından taşınan Nairovirüs isimli bir mikrobiyal etken tarafından neden olunan ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden hayvan kaynaklı bir enfeksiyondur. Son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen, bu enfeksiyonlarda ölüm oranları hala yüksektir. Keneler otlaklar, çalılıklar ve kırsal alanlarda yaşayan küçük oval şekillidir. 6-8 bacaklı, uçamayan, sıçrayamayan hayvanlardır. Hayvan ve insanların kanlarını emerek beslenirler ve bu sayede hastalıkları insanlara bulaştırabilirler. Ülkemiz kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Türlere göre değişmekle beraber kenelerin, küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara (özellikle devekuşları) kadar geniş bir taşıyıcı alanları mevcuttur. Hastalık genellikle meslek hastalığı şeklinde karşımıza çıkar. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar; veterinerler, kasaplar, mezbaha çalışanları, sağlık personeli özellikle risk grubudur. Kamp ve piknik yapanlar, askerler ve korunmasız olarak yeşil alanlarda bulunanlar da risk altındadır. Belirtileri, ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, kanama pıhtılaşma mekanizmalarının bozulması sonucu; Yüz ve göğüste kırmızı döküntüler gözlerde kızarıklık, gövde kol ve bacaklarda morluklar Burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülür. Ölüm karaciğer, böbrek ve akciğer yetmezlikleri nedeni ile olmaktadır. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi nasıl Kontrol edilir ve nasıl korunulur konusuna gelince ise İnsanlar kenelerden uzak tutulabilir ise bulaş önlenebilir. Bu nedenle de mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekir. Kenelerin yoğun olabileceği çalı, çırpı ve gür ot bulunan alanlardan uzak durulmalı, bu gibi alanlara çıplak ayak ya da kısa giysiler ile gidilmemelidir. Bu alanlara av ya da görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları, görevi nedeni ile risk grubunda yer alan kişilerin hayvan ve hasta insanların kan ve vücut sıvılarından korunmak için mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske vb. giymeleri gerekmektedir” dedi.
BÖCEK İLAÇLARI KULLANILABİLİR
Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için haşere kovucu ilaçlar (repellent) olarak bilinen böcek kaçıranların dikkatli bir şekilde kullanılabileceğini söyleyen Telliel, “Bunlar sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir. Haşere kovucular hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca bu maddelerin emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir. Kenelerin bulunduğu alanlara gidildiği zaman vücut belli aralıklarla kene için taranmalıdır. Vücuda yapışmış keneler uygun bir şekilde kene ezilmeden, ağızdan veya başından tutularak bir cımbız veya pens yardımıyla çıkartılır. Isırılan yer alkolle temizlenmelidir. Mümkünse kenenin tanı için alkolde saklanması uygun olur. Diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden, haşere ilacı (insektisit) ile uygulamanın uygun görüldüğü durumlarda çevre ilaçlanması yapılabilinir. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’nin kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Hastaya destek tedavisi yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
Editör: Haber Merkezi