“İktidar laf çok, iş yok siyasi anlayışını bırakmalıyüzünü gerçek ekonomiye dönmeli” dedi

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu; “Başarısız ekonomik öngörüler, plan ve programlar nedeniyle büyüme oranlarında yaşanan ivme kaybı ülke borçlarını ve işsizler ordusunu çığ gibi büyütmektedir dedi.
Tanrıkulu; “İktidar yaşamakta olduğu oy kaybı nedeniyle her geçen gün devlet adabıyla bağdaşmayan davranışlar sergilemekte, geçici saltanatları uğruna milletimizin kazanımlarını çar çur etmektedir. Bu zihniyet, bir yandan da gelecekte adalet karşısında hesap vermemek için türlü ayrımcı düzenlemeleri hayata geçirmektedir.

Ancak tüm sağduyulu vatandaşlarımız gibi dünya da, muz cumhuriyetlerinde görülecek bu tabloyu istihza ile takip etmektedir. Gündem saptırmayave algı operasyonuna dönük davranışlar, ülkemizin her alanda dünyadan uzaklaşmasına sebep olmaktadır.

İktidarın neden olduğu iç ve dış siyasî risklerin yanı sıra Türkiye hızla otokrasiye gitmektedir. Tek başına tüm anayasal yetkilere hükmetme arzusu yabancı ve yerli yatırımcıları tedirgin etmekte, ülkemiz ekonomisinin ihtiyacı olan yeni yatırımlar gelmemekte, çarpık üretim modeli ile yol almaya zorlanan ekonomimiz artık her alanda teklemeye başlamıştır.

Üç yılı aşkın süredir durgunluk yaşayan ekonomimizde kişi başı millî gelirimiz de yerinde saymaktadır. Bunun sonucunda ise ülkemiz orta gelir tuzağına yakalanmıştır. Yılbaşında hedeflenen enflasyonun sürekli şaşması ve kronikleşmesi yetmiyormuş gibi 400 milyar doları aşan dış borçların çevrilmesi de risk taşımaktadır. Artık yiğitte kamçı yiyecek hâl kalmamış, yiğit yatırımcılar için kur riski, onları her gün daha da zorlar hale gelmiştir.

Merkez Bankası verilerine göre ülkemizin kısa vadeli dış borçları Eylül’de 9 ay öncesine göre %1,1’lik artışla 130,7 milyar dolara yükselmiştir.

Özel sektörün 2002 yılında 13,8 milyar dolar olan kısa vadeli dış borcu, 2014 Eylül’de 111,4 milyar dolara çıkmış durumdadır. Aynı şekilde kamunun 2002 yılında sadece 0,9 milyar dolar olan kısa vadeli dış borcu ise Eylül’de 18,9 milyar dolara yükselmiştir.

Eylül itibariyle, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl ve daha az kalan kısa vadeli dış borç stoku 166,3 milyar dolardır.

Yanlış politikalarla durumun bu hale gelmesine sebep olanlar ise, kes-kopyala-yapıştır programlarla ekonomimize pansuman yapmaya çalışmaktadır. Ekonomi yönetimindeki durum artık öyle zavallı bir hâl almıştır ki; Başbakan’a dâhi hatalı rakamlar açıklatmak göze alınmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) halen evde çalışan milyonlarca kadını, iş bulma ümidini yitiren milyonu aşan insanımızı hesaba katmadan açıkladığı Ağustos ayı işsizlik rakamları karşısında aynı ekonomi yönetimi dut yemiş bülbül rolünü oynamaktadırlar. TÜİK; istisnalar yaratarak, işsiz tanımını daraltarak işsizliği düşük göstermek için elinden geleni yapsa da iş bulamayan vatandaşımız yaşamak için mücadelesinde gerçek hayatla yüz yüzedir.

Ağustos ayında mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı %10,4 ile geçtiğimiz yıla göre % 1,1 puan artış kaydederken, mevsimsel etkilerden arındırılmamış resmî işsizlik de aynı düzeyde artarak % 10,1’e ulaşmıştır. Geniş tanımlı işsizlik oranı ise %17,1 olmuştur. Yine geniş tanımlı işsiz sayısı 5 milyon 430 bine ulaşmıştır.

Yükseköğretim mezunları arasında işsiz sayısı yeni seriye göre Şubat 2014 döneminden bu yana 255 bin kişi artarak 743 bine çıkmıştır. Gençler için (15-24 yaş) geniş tanımlı işsizlik oranı ise resmî %19,2 rakamının 9 puan üzerinde %28 seviyesinde gerçekleşmiştir. Her 4 gencimizden biri işsizdir. Bu ekonomik ve sosyal sorun önümüzdeki dönem giderek daha da büyüyecektir.

Ekonomi yönetiminin günü kurtarmak adına birbirinden farklı ve habersiz açıklamaları her geçen gün daha da artmaktadır.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı İşsizlik Sigorta Fonu’nda biriken paranın 70 milyar TL olduğunu açıklarken, birkaç gün sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bu rakamı 79,1 milyar TL olarak açıklamakta ve aradaki 9 milyar TL’lik farkın hesabını kimse verememektedir.

2002 yılında 57’nci Hükûmet tarafından oluşturulan ve işsiz kalan vatandaşlarımıza işsizlik sürelerinde destek olunmasını amaçlayan İşsizlik Fonu’nun akıbeti de artık şaibeli duruma gelmiştir. Zira; Fon’dan 2002 yılından bugüne kadar yaklaşık 3,6 milyon işsiz kalan vatandaşımıza sadece 8 milyar TL ödeme yapılmasına rağmen, Fon amacı dışında bütçe uygulamalarında ve başka alanlarda kullanılmaktadır. Bu rakam 2008 yılından bu yana 12 milyar TL’yi geçmiş ve borç olarak alındığı iddia edilen tutarın geri ne şekilde ödeneceği halen açıklanmamaktadır. Fon’un 60 milyar TL’lik kısmının halen devlet iç borçlanma senetlerinde tutulması ve buradan yapılacak harcamaların belirsizliği ise tam bir muammadır.

İşsizlerimizin sesinin duyulmadığı, onlara umut verilmediği yetmiyormuş gibi, onların çalışırken ödedikleri primlerle oluşan Fon’un iktidar tarafından delik deşik edilmesi, keyfiyetin her alanda sürdüğünü göstermektedir.

Bu yüzden Milliyetçi Hareket Partisi olarak iktidardan; ülkemizin gerçek gündemine yani ekonomideki sıkıntılara dönmesini ve gerekli olan somut adımları biran önce atmasını bekliyoruz. Vatandaşlarımız, girişimcilerimiz ekonomik bakımdan sorun sarmalıyla mücadele ederken, iktidarın oy kaygısı ve şaşkınlık içinde her geçen gün kötüye giden icraatını bir kez daha gözler önüne seriyoruz” diyerek, “laf çok, iş yok siyasî anlayışı”nın sonuna gelindiğini vurgulamıştır.

 

Editör: Haber Merkezi