Ercan ÇELİK

Temel geçim kaynaklarından biri havyancılık ve süt üretimi olan Tire’de de üretici artık üretim yapmakta zorlanıyor. Döviz artışlarının ardından elektrik, mazot ve yem gibi girdi maliyetleri neredeyse ikiye katlanan süt üreticisi, süt fiyatının yerinde saymasından dolayı bitme noktasına geldi.

“Kendi Çiftçimiz Yerine Yabancıları Zengin Etiik"  

Konuyla ilgili gazetemize konuşan Tire Ziraat Odası Başkanı Halil İbişoğlu, 2008 yılındaki süt krizini hatırlatarak, “2008 yılında girdi fiyatları ve kasaplık karkas fiyatları artarken çiğ süt fiyatları yerinde saydı. Artış olduysa da çok az oldu. Böyle olunca üretici maliyetleri karşılayamadı. Maliyetleri karşılayamayınca da bu sefer damındaki 20 hayvanın bir kısmını kasaba gönderdi ve kesitrdi. Hal böyle olunca ülkemizdeki damızlık hayvan sayısı azaldı. Azalınca bu sefer süt açığı meydana çıktı. Kasaplık et açığı meydana çıktı. Et açığı meydana çıkınca da ithalata başladık. İthalata başlayınca, kendi çiftçimize destek vermek yerine 2009 yılında milyarlarca dolar parayı başka ülke çiftçilerin cebine soktuk. Onları zengin ettik. Aradan geçen 10 yıllık süreç içerisinde belli dengeler oturmaya başladı. Tabii ki bu dönemde kasaplık hayvan ithalatı devam etti.” Dedi.

“Süte Yapılan Zammın Anlamı Kalmadı"

İthalatın acilen kesilmesi gerektiğini vurgulayan İbişoğlu, “Bizim savunduğumuz durum ithalatın kesilmesidir. Özellikle canlı hayvan ithalatının kesilmesidir. Her gün basından takip ediyoruz. Şarbon hastalıkları çıkıyor, sağlıksız etler geliyor. Bununla birlikte islami şartlara uygun mudur değil midir tartışmaları yaşanıyor. En son Temmuz ayında Süt Konseyi toplandı süt fiyatlarını 1 LİRA 53 KURUŞ’tan 1 LİRA 70 KURUŞ’a çıkardı. Bu rakam yeterli mi? Tabii ki değil. Ama böyle bir mali krizin ortaya çıkacağını kimse bilemiyordu. Böyle olunca buna bağlı olarak yem fiyatları yaklaşık yüzde 80 artış gösterdi. 50 liralık yem 80 liraya çıktı. 60 liralık yem 90 liraya çıktı. Bu rakamlardan sonra süte yapılan zammın bir anlamı kalmadı.” Şeklinde konuştu.

“Döviz Kuru Fiyatları İkiye Katladı"  

İthalatın bir çözüm olmadığını, döviz kurunun ithal edilecek etin de fiyatını katladığını belirten İbişoğlu, “Bizler Küçükmenderes Havzası’nda yaşayan çiftçiler olarak çok şanslıyız. Çünkü bütün kaba yemi üreticilerimiz burada kendisi yetiştiriyor. Zaten ülkemizde bulunan çiftçilerin yaklaşık yüzde 98’i küçük aile işletmesi olan çiftçilerden oluşuyor. Yani çiftçilerimiz kendi yağında kavrulmaya çalışıyor. Dışarıdan sadece süt yemini ve besi yemini alıyor. Buna rağmen üretici zor durumlara düşmeye başladı. Şimdi üreticilerimiz damındaki 20 damızlık inekten bir kısmını kestiriyor ve açığını kapatmaya çalışıyor. Şimdi 2009 yılında inekler kesilince, dana üretimi olmayınca et fiyatları yükselmişti. Buna bağlı olarak tüketici de etleri yüksek fiyattan yemişti. Şimdi yine aynı noktaya geliyoruz. Şu anda zaten ithalat ile gelecek olan etin ya da damızlık hayvanın fiyatların düşük olması mümkün değil. Çünkü döviz kuru fiyatları ikiye katladı.  Onun için ithalatın kesinlikle tamamen kaldırılması lazım. Süt fiyatların konsey tarafından tekrar belirlenmesi lazım. Yani bugün 1 litre sütün maliyeti 2 lira 20 kuruşa çıktı. Bu durumda üretici her gün zarar ediyor. Belki 1 sene sonra bugünkü et fiyatının yüzde 30 fazlasına et yiyeceğiz belki yiyecek eti bulamayacağız. Durum onu gösteriyor.” Dedi.

“Market Fiyatları Sütün 3 Katı"    

Süt ürünlerinin marketlerdeki satış fiyatlarıyla ilgili de araştırma yaptığını söyleyen Halil Başkan, “Geçtiğimiz günlerde marketlerdeki fiyatları araştırdım. Markette 1 litre sütün en ucuz fiyatı 4 lira 50 kuruş. 1 litre yoğurtta en ucuz fiyat 6 lira 50 kuruş. 1 kilogram peynirin en ucuz fiyatı 25 lira. Mesela ayran çok ilgimi çekti. 1 litre ayran 4 lira. Yani üreticiye verilen 1 litre süt fiyatının tam 3 katı. Burada bütün darbeyi yiyen tamamen bizim süt üreticimiz ve besi hayvanı yetiştiren üreticimizdir. Bu konunun yeninden düzenlenmesi ve düzeltilmesi şarttır. İthalatın kesilmesi Her türlü et, hayvan ve bugünlerde konuşulmaya başlanan süt ürünleri ithalatın tamamen kaldırılması gerekiyor. Süt Konseyi’nin toplanıp süt fiyatlarını en az 1 litre süt fiyatıyla 1,3 kilogram yem alınabilecek seviyeye getirilmesi gerekmektedir. Şu dönemde de bu mağduriyetlerin önlenmesi için üreticiye kasaplık hayvanlarda hayvan başına pirim ödenmesi, yemde de yem fiyatları üzerinden üreticiye pirim verilmesi gerekiyor. Bu yaraların kapanması için bunların acilen yapılması gerekiyor.” Dedi.

Editör: Haber Merkezi