Küçük Menderes Havzası Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu tarafından (Havza-Plat) Ödemiş’in Zeytinlik ’Gölcük’ mahallesinde düzenlenen Altın Madenine Hayır Doğa yürüyüşü dün binlerce vatandaşın katılımı ile yapıldı.
Ödemiş’te son günlerin gündemini oluşturan altın madeni işletme girişimi haberleri, doğa yürüyüşü ile protesto edildi. Zeytinlik Mahallesi meydanındaki kahvehanede toplanan binlerce vatandaş altın madeni aranmak için izin istenen Oğuzlar köyü üzerinde bulunan bölgeye yürüdü. Köylülerle, kadınların ve çocukların da katıldığı yürüyüş harmandalı oynayarak sona erdi.
Havza-Plat Sözcüsü Özkan Akgün, yürüyüşün sonunda yaptığı basın açıklamasında, Küçük menderes havzasının ülke ekonomisi için tarihi, turistik ve tarımsal değeri bulunduğuna dikkati çekerek bölgede yaşayan vatandaşlar olarak bu tür girişimlerin her zaman karşısında duracaklarını söyledi. Yaklaşık 2 km’lik patika yoldan maden aranması için izin istenen bölgeye yürüyen vatandaşlar sık sık ‘Gölcük’te altın madeni istemiyoruz’ sloganları attı.
Çevre köylerin muhtarları ve Ödemiş’teki çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve üyelerinin destek verdiği doğa yürüyüşünün güzel bir duyarlılık oluşturduğunu söyleyen Zeytinlik Mahallesi Muhtarı Ferit Aynalı, “Toprağımız, suyumuz ve havamız değerlidir. Bu bölgede kesinlikle altın madeni istemiyoruz ve her zaman bu tür girişimlerin karşısında duracağız” dedi.
Havza Plat yürütme kurulu adına konuşma yapan sözü Özkan Akgün şunları söyledi, “ Sevgili çevre dostları, yaşadığı coğrafyanın devamlılığını isteyen duyarlı insanlar, üzerinde bulundunuz özel toprak, etrafınızda sizi çevreleyen bitkiler, soluduğunuz hava, yolda yudumladığınız su ve onların geleceğe sürdürülmesi adına katkılarınız için, öncelikle kendinizi alkışlayın lütfen. Bulunduğumuz nokta, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden 14 Kasım 2014 tarihli izinle, altın ve gümüş madeni ocağı işletilmesi için, Çevresel Etki Değerlendirme, yani ÇED sürecinin başlatıldığı, 216 dekarlık dikdörtgen alanın alt köşesidir. Aynı kişiye ait olan, 26077 dekarlık, Zeytinlik, Günlüce, Çobanlar, Gölcük dikdörtgenindeki Maden İşleri Genel Müdürlüğünden alınan arama ruhsatı, ayrı bir potansiyel tehlike olarak durmaktadır. Aslında Alaşehir’den, Kemalpaşa’ya kadar ulaşan Bozdağlar üzerindeki 17 ayrı arama ruhsatı, bundan sonrada olası tehditlerin devam edeceğini gösteriyor.  Zira bundan 3 yıl önce Bozdağ zirve güneyinde Kemer-Yılanlı üzerinde arama ruhsatı, 3 ay önce ise hemen karşımızda, Avcılar çeşmesi altındaki ÇED süreci, gerek halkın ve Havzaplat’ın tepkisi, gerekse duyarlı atanmış, seçilmişlerin katkısıyla geri püskürtülmüştü. Bilimsel ve resmi istatistikler ışığında; ülkemiz tarım alanlarının binde dördünü oluşturmasına karşın, ülke tarımsal hasılasının yüzde beşine katkı koyan, yani Türkiye birim getiri ortalamasının on iki katı getiriye sahip, dünya incir üretiminin yüzde sekizini, patates üretiminde İzmir’in yüzde 98’ni, Türkiye’nin yüzde10’nu, ülke aşılı meyve fidanının yarısını,  park-bahçe bitkilerinin şimdilik yüzde 20’sini, İzmir tarımsal hasılasının yüzde 70’ni, Türkiye büyükbaş hayvan varlığının yüzde 4’nü,  süt üretiminin yüzde 10’nu,  Küçük Menderes toprakları karşılarken, Bozdağlar sıradağları üzerinde yetmiş tür endemik bitki bir arada yaşıyor ve üç tür endemik bitki dünyada tek bu ekosistem de yaşayabiliyor. Yani; 500 bin insanın alın teriyle bereketlenen,  1,7 milyon dekarlık Küçük Menderes topraklarının yer üstü değerleri, hiç bir yer altı madeniyle kıyaslanamaz. Dolayısıyla, ideolojik, etnik, dini, mezhepsel, ekonomik ya da kişisel nedenlerden dolayı, bir anlık adam sendeciliğe, ayrılığa ve gerçeklerden uzaklaşmaya lüksümüz yoktur. Her anımızda sahip olduklarımızı unutmayıp, gelecek kuşaklara taşıma sorumluluğunda olmalıyız. Küçük Menderes Havzası Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu, kısaca Havzalplat ise bu sorumluğu özümsemiş insanların bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Evrensel değerler idealinden, siyaset üstü yapısı, ortak kesişmemiz doğanın devamlılığında, hepimizin birlikteliğiyle oluşan bu örgütlenme, sürdürülebilir de olmalıdır. Altını çizerek söylemeliyiz ki; en başta atanmış ve seçilmişler, sonrada dünyanın en özel tarım havzalarından biri olan bu toprakların üzerindeki herkes, sahip olunan değerler bütününün sorumluluğunu özümserler ve bu bilinçle kararların altına imza atarlar” dedi.


Haber:Nazif HARUPÇU
Editör: Haber Merkezi