HABER: AYŞE AKYÜZ


55 yıldan beri kalaycılık mesleğini sürdürdüğünü ve bu mesleğe 10 yaşında babasının yanında çırak olarak yetişerek öğrendiğini belirten, Hüseyin Çullu “Ben doğma büyüme Kirazlıyım, babam Kirazda kalaycılık mesleği ile uğraşıyordu. Bende 10 yaşına geldiğimde onun yanında mesleği öğrenmek için çırak olarak başladım. Doğduğumdan beri bu işin içindeyiz.1970 yılında bu iş yerini babamdan devralarak işleri devam ettirdim. Şimdi ise oğlum Tezcan Çullu ile birlikte bu işi yürütüyoruz. Kalaycılığın yanı sıra bozulan çaydanlık, tencere gibi evde bayanların en büyük yardımcısı olan gereçlerin tamiratıyla da ilgileniyoruz.”

“Kalaycılık Mesleğinin son kuşaklarıyız”

Kalaycılığın artık unutulan meslekler arasında yerini aldığını belirten Çullu “Biz oğlumla bu işin Kiraz’daki en son kuşaklarıyız. 19 yaşında bir torunum var o bizden sonra bu işi yapmak istemiyor. Yeni kuşaklar bu işi kirli meslek olarak görüyorlar. Devlet bizden unutulmaya yüz tutan meslekten olduğumuz için 1-2 yıldan beri vergiye tabi tutmuyor ama bu mesleklerin yaşatılması için yeterli değildir. Bu konuda dert bizdeyse dermanımız da devlet olmalıdır. Geçtiğimiz senelerde Yunanistan’da bir grup gelerek bu mesleği yeni nesillere öğretmek amacıyla kalaycıları Yunanistan’a götürdüler. Bizde bu mesleği yeni nesillere öğretmek istiyoruz. Devletimizin bu konu da bir çalışma yapması gerekiyor.”

“Bakırlar artık obje oldu “

Bakırların şimdi görsel malzeme olarak kullanıldığını belirten Çullu  “1950’li yıllarda bakır kapların kıymeti biliniyordu. Şimdi ise görsel birer obje olarak kullanılıyor. Vatandaşlar da artık bakır kap kalmadı. Çelikler ve yeni ürünler kullanıyorlar. Ama en sağlıklı kap bakırlardır. Kapların olmaması da işlerimize yansıdı. Eskiden ayda 100 tane kap kalaylıyorsak şimdi ise 10 tane kalaylıyoruz. Kalaycılık mesleği artık bitmek üzere bu meslek bittiği zaman el emeği göz nuru diye bir şey kalmayacak.” 

Editör: Haber Merkezi