HABER:FARUK ÇARK
Sanık Ş. T.'nin tanık olarak ifade veren eski komşusu, çocuklarını korumak için evini sattığını belirterek, "Hasta olan çocuğumun ağlamasından rahatsız oluyormuş. Şükriye ile birkaç kez bu konu yüzünden tartıştık. Ben de babama 'Bu kadın çocuklarımın başını yiyecek, evi satıp gidelim' dedim. Bir keresinde de apartmanda çocuğumu azarlarken yakaladım" dedi.


Ödemiş 50'nci Yıl Ortaokulu öğrencisi Ceylin Atik, 10 Haziran 2017 tarihinde, arkadaşlarıyla oynamak için Cumhuriyet Mahallesi'nde evlerinin önündeki Kazım Karabekir Parkı'na gitti. Atik'in uzun süre ortalıkta görünmemesi ve eve dönmemesi üzerine merak eden dedesi Mustafa ile babaannesi Ülkü Atik, arkadaşlarına sormalarına, gidebileceği yerlere bakmalarına rağmen torunlarını bulamadı. Bunun üzerine Atik'in yakınları, Ödemiş İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gidip, kayıp başvurusunda bulundu. Yakınları sosyal medyadan da Ceylin'in fotoğraflarını paylaşarak, bulunması için yardım istedi. Mustafa Atik'in cep telefonuna, 'Polise haber vermeyin. Torununu öldürürüz' yazılı mesaj gelmesiyle anne ve babası ayrı yaşadığı için dedesi ve babaannesiyle kalan Ceylin Atik'in kaçırıldığı anlaşıldı. Polis, dede Atik'e gelen mesajdan yola çıkarak, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. İstihbarat çalışmasıyla Ceylin'in, en son parkın yakınındaki Şengül Sokak'ta bulunan apartmanın 4'üncü katında oturan komşuları oto tamircisi S.T. ve eşi Ş. T.'nin evinde su içerken, görüldüğünü belirlendi. Polisin operasyonuyla S.T. ile Ş. T. ve onun halası R. Ö. yakalanıp, gözaltına alındı. Küçük kızın cansız bedeni de çiftin evinde bulundu. Olaydan sonra tutuklanan Ş.T. ve eşi S. T. hakkında 'çocuğa veya beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, tutuksuz sanık R. Ö. hakkında ise 'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.


Duruşmada tanıklar dinlendi

Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasına, Şakran Cezaevi'nde bulunan Ş.T. ve eşi S. T., Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Tutuksuz sanık R. Ö., duruşmaya gelmezken, tarafların avukatları, öldürülen Ceylin Atik'in babası Murat, dedesi Mustafa ve babaannesi Ülkü Atik ile yakınları katıldı.

Tanık olarak ifade veren Murat Atik'in kardeşi Sezen Altıok, olay sonrası Ş. T.'nin polisten korktuğunu çevresindekilere söylediğini duyduklarını belirterek, şunları söyledi:"Ceylin kaybolduktan sonra eşim ve babası, evin önünde beklerken, Ş.T., 'Sigara almak için markete gitmek istiyorum fakat polisten korkuyorum' demiş. Bunu bana eşim anlattı. Ben de 'İnsan neden polisten korksun ki sigara almaya giderken?' dedim. Sonra şüphelenince bu durumu olağan karşılamadım; ama eşim Ş.T.'nin evinin arandığını ve bir şey bulunamadığını söyledi."

'Hasta çocuğumdan rahatsız olmuş'
Ş. T.'ile aynı apartmanda otururken, tartıştıkları için evini sattığını anlatan tanıklardan Kader Eser, "Ş. T.'ile komşuydum. Ben olaydan 3- 4 ay önce evimi satarak, başka bir yere taşındım; çünkü kendisiyle çocuklarım yüzünden tartıştık. Hasta olan çocuğumun ağlamasından rahatsız oluyormuş. Birkaç kez tartıştık. Ben de babama 'Bu kadın çocuklarımın başını yiyecek, evi satıp gidelim' dedim. Bir keresinde de apartmanda çocuğumu azarlarken, yakaladım. Kendisine '5 yaşındaki çocuğa neden bağırıyorsun?' dedim. Çocuklarıma karşı sürekli böyle davranıyordu. İlk taşındıklarında ise eşini karşı apartmandan biriyle aldattığını ve eşinin kendisiyle ilgilenmediğini söylüyordu" diye konuştu.

'Evdeki hareketlilikten şüphelendim'

Ş. T.'nin ablasının ev sahibi olan tanık Mürüvvet Salman ise Ceylin Atik'in kaybolduğu günlerde evdeki hareketlilikten şüphelendiğini söyledi. Ş. T.'nin ablasına geldiğini ve telaşlı olduğunu anlatan Salman, "Ş.T.'nin ablası, benim kiracım olur. Ben o dönemde onları evden çıkarmak istemiştim; çünkü garip tavırları vardı onların. İstemiyordum. Ceylin kaybolduğunda da bizim eve krem renkli bir araç sürekli gelip, gidiyordu. Bu durumdan şüphelenmiştim. Hatta kendilerine evi ne zaman boşaltacaklarını sormaya gittiğimde bana telefonlarının çalındığını ve telefonun bir kız kaçırma olayında kullanıldığını söylediler" dedi.

'Telefonu teyzem çalmış'

Duruşmada tanıklık yapan Ş. T.'nin yeğeni Razi Eser de kaçırılma olayından sonra Ceylin'in dedesine gönderilen mesajın, annesinin telefonundan atıldığını polisten öğrendiklerini ileri sürdü. Telefonu ise teyzesi Ş. T.'nin çaldığı iddiasında bulunan Eser, "Şükriye, benim teyzem olur. Olaydan 1 hafta önce bizim telefon çalınmıştı. Telefonu parça parça olmuş halde bulduk ama içinde SIM kart yoktu. Hattı iptal ettirmeyi de ihmal ettik. Daha sonra polis bize gelerek telefonumuzun kız kaçırılma olayında kullanıldığını söyledi. Dedeye bizim telefondan mesaj atılmış. Telefonu teyzem Ş.T. çalmış" diye konuştu.

S. T.'ile aynı iş yerinde çalışan tanık Mehmet Çiftçi ise Ceylin'in ortadan kaybolduğu dönemde arkadaşının davranışında anormallik olmadığını belirterek, "S.T.'ile aynı iş yerindeyiz. Ceylin'in kaybolduğu gün akşam işten çıkarken, 'Mahalleden bir kız çocuğu kaybolmuş' diye konuştu. Gün içinde hareketleri normaldi. Rutin işlerini yapmaya devam etti. İş yerine Ş. T.'nin geldiğini hiç görmedim" dedi.


'Fidye için yaptıklarını söyledi'

Tanık olarak dinlenen Ş. T.'nin ağabeyi Mustafa Sarı, kardeşinin, Ceylin'i fidye için kaçırdıklarını söylediğini ileri sürdü. Sarı, "Ş.T.'yi cezaevinde ziyaret ettim. Kendisi bana S.T.’nin arsa aldığını ve borçları olduğunu, Ceylin'i fidye için kaçırdıklarını söyledi. Ceylin'in hatayla merdivenden düşerek yaralandığını ve S.T. ile birlikte sandığa koyduklarını anlattı. Ş.T. küçük yaşta evlatlık verildi. Eşiyle sorunları vardı. Ş.T. kocasının kendisini aldattığını ve boşanmak istediğini söylüyordu. Ş.T'nin aldatıp aldattığını ise bilmiyorum" diye konuştu.

'O zaman böyleydi şimdi ne değişti?'

Duruşmada söz alan sanık Ş. T. ise yeğeni Razi Eser'in doğruları söylemediğini öne sürdü. Mahkeme başkanı, HTS kayıtlarının mahkemeye ulaştığını belirterek, Ş. T. tutuksuz sanık R. Ö. ile olan konuşma kayıtlarını sordu. Ş.T. ise konuşmaları hatırlamadığını iddia etti. Ş. T., olayı eşiyle birlikte gerçekleştirdiklerini öne sürdü. Bunun üzerine söz alan S. T. de eşinin daha önceki ifadelerinde "Olayı ben yaptım S.T., hakkını helal et" dediğini belirterek, "O zaman böyleydi, şimdi ne değişti?" diye konuştu.

Ş. T.'nin avukatı, müvekkilinin cezai ehliyetinin bulunup, bulunmadığının belirlenmesi amacıyla rapor alınması talebinde bulundu.


Mahkeme heyeti, avukatın bu talebini reddederek, gelmeyen tanıkların sonraki celsede dinlenmesi ve dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Editör: Haber Merkezi