Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkedeki, daha doğrusu iktidardaki etkisini arttırmak için bir girişimde daha bulunacak önümüzdeki günlerde.

Hatırlanacağı üzere, daha önce de vatandaşlardan gelen talep, şikâyet ve ihbar-ların toplandığı Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) paralel olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ni (CİMER) hizmete sokan Erdoğan’ın 1 Kasım seçiminden önce televizyon kanalı kuracağını yazıyor gazeteler. Erdoğan’ın konuşmalarını, programlarını yayınlayacak. Saray’dan 24 saat canlı yayın yapacak olan kanalın giderleri, örtülü ödenek ve TRT Bütçesinden karşılanacak. Kanalın bir aya kadar yayına başlaması bekleniyor. İşin bir de masraf ve israf yönü  de var: Saray’ın kullanımına sunulmak üzere 30 canlı yayın aracı alınacağı iddia ediliyor. Bir canlı yayın aracının 300 bin dolar olduğu düşünülürse harcanacak para dudak uçuklatacak cinsten. Sivil Savunma Müsteşarlığı üzerinden alınacağı belirtilen araçların Erdoğan’ın mitingleri ve Muhtarlara yaptığı konuşmaların canlı olarak aktarılması için kullanılacağı kaydediliyor. Kanalın başına TRT Genel Müdür Yardımcılarından birinin getirileceği ifade ediliyor.

AHLÂKSIZ SEÇİM HÜKÜMETİ

Tabir Oktay Vural’a ait. Başbakan Davutoğlu “Muhatabım tek tek milletvekilleri. Uygun gördüğüm isimlere teklif götürürüm.” deyince, ortaya bir ahlâksız teklif tartışması çıktı. Muhalefet parti Genel Başkanları ve szcüleri aşırı tepki gösterdiler. Artık geride “geçici” veya “müstafi” hükümet de kalmadığına göre Meclis’teki  çoğunluk partisi diğer partileri ezmeye ve toplum nezdinde küçük düşürmeye çalışıyor. Bu akıl Davutoğlu’na ait olamaz; Böylesine siyasi ahlâk dışı bir fikir, ancak zengin sarayların bol entrikalı, alâsını her daim uygulamaya teşne soytarı-danışmanlarından sadır olabilir. Siyasi hayatımızda bu güne kadar iktidar mantalitesindeki çürümenin yozlaşmanın, kokuşmanın müşahhas bir göstergesi ile karşı karşıyayız.

BİR ÇUVALDIZ DA MUHALEFET PARTİLERİNE…

7 Haziran seçiminden koalisyon çeşitleri çıkabilirdi. Erdoğan ’ın seçim kararı sadece partisinin değil, öteki muhalif partilerin de hoşuna gitti galiba. Meşru bir seçimin teşekkül ettirdiği parlamento savunulacağına, seçim hükümetine girerim-girmem münakaşası yalıyor günlerdir. 7 Haziranda halk yanıldı mı yani. Dillerinden düşürmedikleri Milli İrade yanıldı mı şimdi. Muhalefet milletvekilleri Mecliste geçmişte çokça gördüğümüz oturma eylemi, kürsü işgali gibi aktiviteler yapardı muhalefet. 7 Hazirana gayri meşru muamelesi yapılmasına nasıl müsaade ediyor muhalefet? Reise beğendiresiye kadar seçimleri tekrarlayıp duracak mıyız? Seçim-meçim istemiyorum arkadaş! Muhalefet, muhalefetliğini niye yapmıyor? TBMM. Başkanı olacak zat, Meclisin hangi kurulundan aldığı yetki ve görüşle saraya çıkıp, “Emredersiniz Efendim’cilik oynuyor. Protokolde Başbakan’dan önce gelir Meclis Başkanı bilirsiniz saygıdeğer okurlarım. Yarın gerekirse Cumhurbaşkanı’na Vekâlet edecek bu beye daha ne söyleyelim. Memleket yangın yerine dönmüş, meclis battal. Adam meclisi devre dışı bırakıp tek başına keyfine göre karar alıyor. Kurallar, İç Tüzük, Teamüller çiğneniyor, milletvekilleri ortada yok!  Antalya, Bodrum, Marmaris plâjlarına doyamadılar. Ayıptır, günahtır beyler bayanlar. Yıllardır güçlü muhalefet yok diye sayıklarız. İşte millet % 60 çoğunluğu verdi. Bu muhalefet o kadar etkisiz, insiyatifsiz ki; yukarıda boykottan bahsettim: Meclis Genel Kurulu’nu toplamaya bile girişmediler. Seçimlerde millete verdikleri vaatleri yerine getirmek için meclis zeminini çalıştırmadılar bile. Hükümeti hesap vermeye, denetlemeye girişmediler. Bunlar onların ana görevi halbuki. Mazbatanı, maaşını aldın, o halde hakkını vereceksin arkadaş. Topal ördek durumundaki hükümetin aldığı kararlara bak! 400’le gelseler bu kadar rahat davranmazlardı. Şu önümüzdeki iki ayda meclisi toplayıp, azıcık olsun, iktidarı silkeleyemezseniz sizlere yazıklar olsun!