Şu an dünya üzerinde var olan ve tarihin tozlu sayfalarına karışan hemen hemen bütün devletlerin kuruluş günü vardır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu bunların hepsinden farklı bir anlam taşıyor. O da 29 Ekim tarihinin, sadece bir devletin resmen kurulduğu tarih olmamasından ileri geliyor. 29 Ekim 1923 bir ulusun yok edilmeye, yok sayılmaya başkaldırdığı tarihtir. 29 Ekim 1923, bir ulusun kendi kaderini çizme hakkının elinde olduğunu tüm dünyaya kanıtladığı tarihtir. 
Türk ulusu kendisine işgalci güçler tarafından biçilmek istenen rolü reddederek;  bağımsızlığına sahip çıkmıştır. Bu uğurda bir ulus; kadın erkek, yaşlı genç bir olarak zorluk ve yokluk içerisinde vatanına sahip çıkmıştır. Bizler 93 yıl sonra o günlerin ruhuyla vatanımıza, ülkemize, demokrasi ve özgürlüklerimize sahip çıkarak Türkiye Cumhuriyeti’ni Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için çalışmalıyız.
Cumhuriyetimizin 93. Yılını kutladığımız bu yıl içerisinde millet olarak çok önemli bir sınav verdik. 15 Temmuz’da yaşanan o hain girişime karşı Türk Halkı, Kurtuluş Savaşı’nda göstermiş olduğu birlik ve beraberlik ruhuyla Türkiye Cumhuriyeti’nin sarsılmaz temellerinden biri olan demokrasiye sahip çıktı.
Aradan geçen yıllar sadece takvim yapraklarındaki tarihleri değiştirir. Bazı şeyler hep aynı kalır. Türk Ulusu tarihi boyunca her zaman vatanına, ülkesine, bağımsızlığına karşı oluşan tehditlerin karşısında tek yumruk olmuştur.  Bu tarih boyunca böyle olmuştur, böyle de olacaktır.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm Kurtuluş Savaşı şehitlerimiz başta olmak üzere; 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyarken hayatını kaybeden tüm sivil, asker ve polislerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun…”

Editör: Haber Merkezi