İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanlığına bağımsız adaylığını koyan Dr. Mehmet Bayındır Doğum yeri olan Ödemiş’in Kayaköy Mahallesinde köylüleri ile buluştu.

Üç Özel Hastanede görev yapan 60 yaşındaki 3 çocuk babası Mehmet Bayındır, kendi köyünde davul zurna, efeler ve hemşerileri tarafından karşılandı. Köy meydanını dolduran Kayaköylüler hemşerileri Bayındır’a büyük ilgi gösterdiler. Köylüleri ile tek tek tokalaşan hatırlarını soran Bayındır zaman zaman kendini tutamayarak zeybek oynamaya başladı ve şarkılar söyledi.

Daha sonra, meydanda efeler ile birlikte davul zurna eşliğinde oyununa devam etti. Bir ara Çakırcalı Mehmet Efe Müzesinin bahçesine geçen Bayındır ve Efeler orada da davul zurna eşliğinde oynayarak Çakırcalı Mehmet Efeye sevgisini gösterdi.

Mehmet Bayındır Burada yaptığı konuşmada, “Değerli Basın Mensupları 31 Mart 2019’da Yapılacak Yerel Seçimlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına Tercihli Bağımsız Adaylığımı Duyurmak İçin Burada Toplanmış Bulunuyoruz. Halka hizmet etmenin, hakka hizmet olduğunu bilerek  bu yola çıktım. Bugüne kadar  İzmir’e hizmet etmiş herkese teşekkür ediyor, 31 Mart seçimlerinde hem  il hem de ilçe belediye  başkanlığı için yola çıkan tüm  adaylara da başarılar diliyorum

Adayım, çünkü  çalışmak, bölgeme ve ülkeme hizmet etmek önceliğim. 31 yıldır bir doktor, özellikle de cerrah olarak sağlık alanında İzmir ve tüm Ege bölgesine herkese yediden yetmişe hiç ayrım yapmadan hizmet vermeye çalıştım, çalışıyorum. Bu süre içinde halkımızın sadece sağlık sorunlarının değil daha pek çok sorunlarının da olduğunu yakından gördüm ve yaşadım. Sağlık alanındaki sorunların ve halkın diğer sorunlarının çözümü için sadece doktorluk yapmamın yeterli olmayacağını, halka daha yakın hizmet için siyaset ile de aktif ilgilenmem gerektiğini fark ettim.

Sırf bu amaç ve hizmet için, Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır” veciz sözünden  yola çıkarak 2002’den beri üst üste beş defa milletvekilliği seçimlerine aday ve aday adayı olarak katıldım. 35 yıllık  Samsun, Ankara, Diyarbakır, Artvin, Eskişehir ve İzmir'de yaptığım memuriyet ve hekimlik, 16 yıllık idarecilik ve bir o kadar da siyaset hayatımda elde ettiğim bilgi birikimi ve tecrübelerimi, güzel İzmir’imizin sorunlarını çözmek için kullanmak istiyorum. Bu şehri hak ettiği yere taşımak, ona  hayat vermek, can suyu olmak temel hedefim. Bu yüzden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldum.

Niçin Bir Partiden Aday Olmadım?

Buna verebileceğim en güzel cevap tek kelime ile şudur; Mecburiyetten! Evet gerçekten mecbur, çaresiz kaldığım için bu yolu seçtim.  2005-2006 yıllarına dayanan bu yolda verdiğim büyük  mücadelede  gördüğüm ve halen devam ede gelen maalesef hepimizin etkilendiği ve çözümlenmediği taktirde de uzun yıllar etkileneceği partiler üstü, siyasi ve sistemsel kronikleşmiş bir sorun beni bu yola sevketti.

Peki, Bu Sorun Nedir? Demokrasimizin Sağlıksız Olması Yani Tedaviye İhtiyaç Duymasıdır.

Peki Tanı ve Teşhis Nedir? Seçim Sistemimiz ve Siyasi Partiler Kanun’umuzun yetersizliği, Çağ Yetersizliği, Çağ Dışı Kalması ve Acilen Değiştirilmesidir.Bazı insanlar prensipleri için partilerini değiştirir, bazıları partileri için prensiplerini değiştirir.  Winston Churchill

Bildiğiniz üzere, demokrasilerin olmazsa olmazı halkın halk tarafından  yönetilmesidir. Peki halk bunu nasıl yapar; özgür iradesi ile, kendi içinden, kendi belirlediği kişilerden yine kendi seçtiği temsilcilerini, belediye başkanı, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı yaparak ülkeyi yönetir. Ülkemizde bu durum pek de öyle değildir. Yakın zamanda Cumhuriyetimizin 95 yaşını kutladık ancak demokrasi açısından henüz rüştümüzü bile ispatlayamadık.  Her ne kadar  Cumhurbaşkanlığı seçiminde tıkanan yollar açılarak halkın Cumhurbaşkanını seçmesini sağlayabilsek de  mevcut siyasi partiler ve seçim kanunlarımıza göre Halk belediye başkan adaylarını ve milletvekili adaylarını doğrudan belirleyip seçemez hale gelmiştir!..

Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerimiz, yine demokrasinin en güzel örnekleri olmaları gerekirken, kendi iç yapıları ve işleyişleri itibarı ile demokrasiden çok uzak bir görüntü sergilemekteler...Tüm partilerimiz için, parti içi demokrasiden bahsedebilmek pek mümkün değildir maalesef!..

Hasbelkader parti yönetimini bir kere ele geçiren, ekip, grup vs. artık orada ilanihaye kalıcı oluyor.İstisnasız bütün siyasi partilerimizde bu geçerli. Üye, delege,  ilçe ve il başkanlarını çoğu kere kendileri belirledikleri için de kongrelerde asla kendi iktidarlarını kaybetmiyorlar. Kısaca biri giderken yerine mutlaka adamını, grubundan birilerini bırakarak gidiyor. Sonuç Kısır Döngü, Aynı Hamam. Yeterlilik yok, sadakat kime ve neye göre ölçülüyor tartışılır, bilgi işte o, o  ise hiç  aranmıyor.!!!

Tedavi Nasıl Olmalı? 

Partiler, milletvekillerini, belediye ve büyük şehir belediye başkanlarının çoğunluğunu da kendileri belirleyip sadece noter gibi seçimlerde halka tasdik ettirdikleri için, seçilen başkan ve vekiller de, halktan ziyade kendini seçtiren yöneticileri memnun etmenin yolunu seçiyorlar. Yine tüm partilerimiz için seçilenlerin durumu seçenlerin kalibresinden daha düşük. 2002 seçimlerinde aday olup aktif siyasete girince bu acı ve üzücü gerçeği gördüm.  Demokrasimizde ki bu olumsuzluklardan seçim modeli olarak dar bölge tercihli sistem ile kurtulabiliriz.  Şu an için ilgili kanunlarda değişiklikler yapmak yerel seçimlere kadar mümkün gözükmüyor.

O zaman bu imkânsızlıklar içinde kendi çözümüm hiçbir partinin siyasi güdümü altında olmadan bağımsız aday olmaktı ve bu kaçınılmazdı.  Bu şekilde İzmir’in aynı zamanda demokrasimizin makûs talihini değiştirmek istedim. Halkımızın Oyları Temsilci Seçme Hakkını Kendi Elleriyle Kullanabilmek İçin Önemli. Bu seçimde halkın vereceği oylar ile seçimi kazanır isek; seçim sistemi ve siyasi partiler kanunundaki açıklar gündeme gelecek ve bir sonraki seçimler için bu eksiklikler giderilecek.

Böylece '' Tepeden İnme, Torpilli Adaylığa” dur denilecek ve ''Daha Sağlıklı Bir Demokrasi'' ye geçerek Halkın İktidarları tarafından yönetilebileceğiz.Peki bu hayal mi?. Unutmayalım dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayal olarak doğmuştur.  Ancak el ele verirsek ve süregelen bu kısır döngüye dur dersek rutinden kurtuluruz! Bu şekilde ;

Demokrasimiz Sağlığına Kavuşacak,

Siyasi Partilerimiz, Şahsilikten Kurtulup Kurumsallaşacak, Halka Açılacak,

Seçim Sistemimizde Tabildot Usulü, Tepeden İnme Torpilli Adaylar Önümüze Konulmayacak,

Seçmen İstediği Partinin İçinden İstediği Kişilerin Aday Olması Ve Seçilmesi Sürecinde Etkin Rol Oynayacak.

Böylece, Siyasetimize Bir Nezaket, İncelik Gelecek, Siyasi Tartışma Ve Kavgalar Yerini Siyasi Yarışma Ve Şölenlere Bırakacak

İşte Bütün Bunlar Hayal Değil, Hepsi Sizin Elinizde Olan Bir Olay.

Neler Yapacağız?

A)Üretken Belediyecilik İçin Yerel Halkla Birlikte Projeler Üreten “Proje Üretim Merkezleri(PÜMER)”Kurulacak, Her ilçemizde proje üretim merkezleri kuracağız. Burada çıkış felsefemiz şu olacak. Her ilçenin sorununu en iyi yine o ilçede oturup o sorunları bizzat yaşayan kişiler bilir. Ve yine o ilçenin beyinleri bu sorunları çözecek projeleri üretecek kapasitededir. Yeter ki örgütlenip bir araya gelsinler ve ellerini taşın altına koysunlar. Yani 2 ay önce açıkladığımız yaşayanların yönetime katıldığı demokratik şehirler

Bu PÜMERLER, adeta birer Proje Üretim Fabrikası gibi çalışacaklar. Burada halkımızın aklını, beynini kullanmasını teşvik edip organize edeceğiz. Bizim halkımız akıl vermeyi sever. Bize de bu lazım zaten. Üstelik akıl verince de projeyi sahiplenir ve takip eder. Herkesi en azından 1.5 voltluk birer beyin pili olarak kabul edeceğiz. Herkesi bu PÜMER’ lere kayıt edeceğiz. Sağlık , Eğitim, Hukuk, Ziraat, Hayvancılık, Kültür ,Sanat vs. her konuda birer masa oluşturulacak. Bu masalardaki ekipler, o ilçenin kendi alanındaki bütün sorunlarını toplayıp çözümü için herkesten mutlaka akıl fikir alacak. Çözüm önerilerini alacaklar. PÜMERLER ilgili STK’ lar, Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve Üniversiteler ile koordineli çalışacaklar ve her sorun için acil, kısa, orta ve uzun vadeli çözüm projeleri üretecekler.

B) Halk Meclisleri Kurulacak, Her mahalle, semt ve ilçelerde halk meclisleri kurulacak. Bunlardan da siyasi ve idari konularda Belediye yönetimi ve halk arasındaki iletişimi sağlama konularında faydalanılacak. Bunun için internet ve bilişim teknolojisinden en üst seviyede faydalanacağız ve İzmirli kardeşlerimizin hemen hemen hepsi ile iletişim halini gerçekleştireceğiz. Sorunları tespit etme çözme ve karar alma aşamalarında doğrudan demokrasiyi mümkün olduğunca işler hale getireceğiz.

C)İşinin Ehli Teknolojiye Hakim Liyakati Esas Alan Tecrübeli Ve Dürüst Ekibimiz Olacak

D)Katma Değer Üreten Şehirler, Şeffaflık, Kamu, Üreten Şehirler, Şeffaflık, Kamu da Tasarruf, Ranttan Uzak Kentsel Dönüşüm İçin özel sektör,  üniversiteler, stk’lar,  kamu kurum ve kuruluşları ile yakın iletişim kuracak, mikro krediler oluşturacağız

Böylece Tek Akıl Değil Ortak Akıl ile hareket etmeye gayret edeceğiz

F)Tecrübenin Önemine Binaen “ Ben Yaptım Oldu” Yerine İzmir’e hizmet etmiş önceki belediye başkanlarımızın tecrübelerinden yararlanmak amacı ile bir formül bulunacak,

G) Kadınlarımıza, Hasta ve Yaşlılarımıza, Çocuk ve Gençlerimize Destek  Programları Hazırlayacağız. Merkez Yönetimle Birlikte İstihdam Olanakları Hazırlayacağız. Sunacağız.

H)Altyapı ve Ulaşım birikmiş temel sorunlarımız. Kent Bilgi Sistemi kurularak ulaşım trafik ve haberleşme sorunlarını mutlaka çözeceğiz. Trafik Sorunu Tamamen Çözülünceye Kadar Başta Belediye Başkanı Olmak Üzere Tüm Belediye Yönetici ve Çalışanları (çok acil durumlar dışında) Metro  ve Diğer Toplu Taşıma Araçlarını Kullanacağız. Gayemiz hem toplu taşımayı teşvik hem de sorunların çözümünde empati kurarak bir an  önce sorunun çözümüne katkıda bulunmak olacaktır.

I)Sağlık Bakanlığı İle Koordineli Olarak Özellikle Koruyucu Sağlık Alanında Hizmetler Üretecek, Engelliye Engelsiz Sokak, Cadde Ve Mekanlar Yaratacağız

İ)İzmir’i Öncü ve Marka bir şehir haline getirmek için, sağlık turizmi, inanç turizmine büyük önem verilip gerekli bağlantıları hem Türkiye hem dünyada yapacağız. Uluslararası arena  için Özel Tanıtım Meclisi kuracağız, İzmir’i fuarlar ve kongre merkezi haline getireceğiz

Hedefimiz sosyal, kültürel ekonomik ve turizm alanlarında örnek, planlı ve öncü bir kent inşa ederek güzel İzmir’i hak ettiği konuma taşıma olacaktır. Vizyonumuz ve misyonumuz planlı bir şehir, yönetimde söz sahibi, ötekileşmemiş aidiyet duygusu hisseden   sanat, kültür ve yeşil çevre ile iç içe şehir sakinleri, temiz hava, düzenli trafik ve güvende hisseden yerli  ve yabancı turistler, olacaktır.

Ne İstiyoruz? Formul Kolay Kullanacağınız Dört Oydan Birini İlçenizde İlçe Belediye Başkanınız, Birini Belediye Meclis Üyeleri, Birini Muhtar Adayınız, Muhtar Adayınız, Diğerini de Büyükşehir Belediyesi İçin Tercihli Bağımsız Aday Mehmet Bayındır İçin Kullanınız.” Dedi

Editör: Haber Merkezi