Atatürk Düşünce Derneği Ödemiş Şube Başkanı Havva Pakcan, 6 Ekim 1990 yılında yaşamını yitiren, Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kuran Bahriye Üçok’un ölüm yıl dönümü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.

Pakcan açıklamasında, “Bahriye Üçok dik duruşu ve laik Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkelerine bağlı kalarak Atatürk Devrimlerine inanmış, O’nun ilkelerinin ışığında kadın haklarının en önde gelen savunucusu olmuştur. Savunduğu ilkeler nedeniyle, şeriat yanlısı zihniyetin hedefine alınmıştır. Tüm tehditlere karşın yılmadan aydınlanma mücadelesine devam etmiştir. Bahriye Üçok, kadının bilinçlenmesinin önemini, kadının özgür birey olmasının önemini anlatan ve Laiklik karşıtlarına karşı açıkça savaşan değerli bir aydınımızdı. Cumhuriyet Devrimlerimizin temel taşlarından en önemlisi olan “Laiklik ilkesini” sonuna kadar savunduğu ve gericiliğe direndiği için, Cumhuriyet Gazetesi’nde de yayınlanan “İslâm’a sınır koyanları öldürmeyi borç biliriz” diyen şeriat yanlısı bir örgüt tarafından “tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdık” açıklaması ile öldürülen ilk ve tek kadındır. Başta kadınlar olmak üzere Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, çağdaş, akılcı ve laik görüşlü herkesin Bahriye Üçok ve diğer aydınlarımızla birlikte Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e olan borcu çok büyüktür. Herkesi bu vefa borcunu ödemeye davet ediyorum“ ifadelerini kullandı.“

Bahriye ÜÇOK Kimdir?

1989'da Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Bahri Savcı ve Münci Kapani gibi aydınlarla birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kuran Bahriye Üçok, 1919′da Trabzon doğumludur. Yükseköğrenimini Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Ortacağ Türk-İslam Tarihi Bölümü’nde tamamlamıştır. Aynı zamanda Devlet Konservatuarı Opera bölümüne de devam etmiş ve bitirmiştir. Samsun ve Ankara’da onbir yıl süren lise öğretmenliğinden sonra,1953 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne ilk bayan Öğretim Üyesi olarak girmiştir. 1964 yılında “İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar” adlı teziyle doçentliğe yükselen Bahriye Üçok, Kur-an’ı Kerim’e bağlı kalarak İslam Dinini çağdaş, gerçekçi ve dinin özünde bulunan hoşgörüyle yorumladı. Bu nedenle 1960′lı yıllardan itibaren tehditler almaya başladı. 1971′de Cumhuriyet Senatosu’na kontenjan senatörü olarak atandı. Altı yıl süre ile bu görevde çalıştı.                                                                                                

Editör: Haber Merkezi