Öfke, kin ve intikam biz insanoğlunun en kötü özelliği. Bu duygulardan sıyrılmadığımız sürece maalesef dünya çekilmez bir hal almaya devam edecek.
Her gün yaşanan yeni olaylar ve bizlere yaşatılanlardan arınmak için tek bir sesten çıkanı değil, yüreğinizi de dinlemenizi tavsiye ederim.
2010 Ağustos ayı tam 6 yıl önce gazetemiz yazarlarından rahmetli Serdar Ulusoy o zamanın hocası bir numaralı Müslümanı Fetullah Gülen ile ilgili ( Şimdi Terörist başı Fetöcü) ile ilgili bir yazı yazdı.
Eleştirisel olan yazıyı tekrar yayınlıyoruz okuyabilirsiniz.
Yazının ardından Yerel Güç Gazetesi telefonları susmak bilmedi. Arayanlardan tehdit edenden tutunda abone, reklam iptal edenler, hocamıza laf söyleyemezsiniz siz kimsiniz diyenler, ülkenin dört bir yanından bizi taciz edenler…
Gazetemizi basan matbaaya uygulanan baskı ve matbaacının kendi işleri bozulmasın diye gazetemizi basmamasını da hiçbir zaman unutmadık.
Unutmadık o gün yaşadığımız sancılı süreçte en fazla yanımızda olan bize sahiplenen başta o günün Ak Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Mahmut Badem’i, Ödemiş Ak Parti İlçe Başkanı Ali Hadim’i, CHP Ödemiş İlçe Başkanı Mehmet Emin Öztürk’ü, Ödemiş Ticaret Odası Başkanı Kasım Sevin’i, Ülkü Ocakları Başkanı Mehmet Balcı’yı, köşe yazarlarımızdan Rıfat Gürevin’i, arkadaşlarımızı ve her zaman abone ve reklamları ile destekleyenlerimizi…
 O an yaşadıklarımızın ardından yazdığım köşe yazımızda şu cümlelere yer vermiştim;
“Şuan yazacaklarımın muhatapları kendini bilecektir. Beni geçtim. Şu bin aydan hayırlı Ramazan Mübarek ayda birilerinin arkasına sığınarak, oğlumun geleceği için verdiğim emeklerim, kardeşlerimin, çalışanlarımın ailelerinin rızıkları ile oynamaya kalkanların, yuvama çomak sokanların çomaklarını kırmaktan hiçbir zaman çekinmem. Unutmayın ki kimse geçmişinde ve şuan ki mevcut yaşantısında güllük gülistanlık değildir. Gazeteci her şeyi duyar, bilir ve yeri gelince dillendirir. Gün olur, devran döner…
 Kimse çaresiz değildir. Allah kula eziyet edenin elbet bir gün cezasını verecektir. Allah kullarını yaratmış, ama kula kulluk etsin diye değil Benim sizlerden farkım, Cenab-ı Alla’a kulluk etmem ve yalnız ondan medet ummadır.”
Ama biz ne yaşadıysak sineye çektik bu kişilerle aynı şehirde nefes aldığımız için, sineye çektik o gün arkamızda duranların sayısının az olması ve gerçekleri görmek istemeyenlerin çokluğundan, sineye çektik kendi çıkarları için eyvallah edenler yüzünden, sineye çektik çünkü onlarda yaradanın aciz kullarıydı hatalarını bir gün anlayacaklardı..
Kim ki vatanı bölmek için bu oyunun içinde yer aldı. Hak ettiği cezayı çekmesini istediğim gibi en başta kurduğum cümle öfke, kin ve intikam bunlardan arınarak yüreğimi dinlediğimde geride kalanları kazanmak gerektiğini düşünüyorum. Daha fazla ayrışmak bize zarar getirecektir. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara karşı bir olmalıyız.
Siyasi kimliklerinizi bir kenara bırakmalıyız. Vatanımıza, bayrağımıza sahip çıkmalıyız. Mustafa Kemal Atatürk ilkeleri doğrultusunda devletimize sahip çıkıp yanında olmalıyız. Unutmayalım ki muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda ki asil kanda mevcuttur.

TAM 6 YIL ÖNCE BUGÜN YAYINLADIĞIMIZ O YAZI


Türkiye’mize ve Türklüğe karşı oynanan kirli oyunlara karşı nefretimizi ve kinimizi çekemeyenlere ithaf olunur
REFERANDUMA DİRİNİZ YETMEZ, ÖLÜSÜNÜDE KALDIRIN
Bizler arkadaşlarını ve davasını satmayan Ocaklılarız. Ocaklı doğduk ocaklı öleceğiz. Öldükçe dirilen militanlarız… Ülkü yolunun sevdalılarıyız… Kızıl elmaya koşan yiğitleriz… Ölümlere borç veren askerleriz… Bizler Alpaslan Türkeş’in askerleriyiz… Türk’üz, Türklük için savaşanlarız.. Liderine, ocağına, fikir sistemine bağlı, tefrikaya çanak tutmayanlarız…
 
Ya sen Kimsin?
Necisin?
Ne işe yararsın?
Seyyar vaiz misin?
Hacı mısın?
Hoca mısın?
Mehdi misin?
Yoksa AKP’nin ABD Temsilciliği misin?
Amerika’da ne iş yapar, kimlere Hizmet edersin?
Yoksa sende ABD uşağı mısın?
Neden bir Müslüman ülkesinde değil de, Irak’taki Müslümanları öldüren Amerika’da yaşamaktasın?
1999 da sağlık sebebi ile giderek on bir yıldır Türkiye’ye dönmedin?
ABD vatandaşı olabilmek için aranılan şartları nasıl yerine getirdin. ABD vatandaşı olabilmek adına edilmesi gereken yemini nasıl ettin acaba?
 Yoksa şöyle mi?
“Burada, Önünüzde, şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime bundan böyle ABD Anayasası’nı ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma; ABD’ye bağlılık ve sadakat göstereceğime kanunun gerektiği hallerde ABD ordusuna hizmet vereceğime kanunun gerektirdiği durumda sivil yönetim altında ulusal önemi olan işlerde çalışacağıma ve bu yükümlülükleri özgür bir şekilde akıl sağlığım yerinde ve samimi olarak üstleneceğime yemin ederim. Tanrı yardımcım olsun Ben Fethullah Gülen”
Yoksa deme sakın bu yemini eksiksiz yerine getirmeden alınmıyor o yeşil kart. Türkiye’deki yeşil kart değil bu resmen oldun ABD vatandaşı… Birde adını değişte taşlar yerini bulsun.
Daha neler varmış yaşantında bir göz atalım,  hatırlayalım, hatırlatalım…
Dinlerarası diyalog kapsamında 4 Nisan 1996 tarihinde Fener Rum patriği 1. Bartholomeos ile görüştün
10 Eylül 1997 tarihinde de ADL Başkanı Abraham Fokman, 1997 tarihinde de New York Eyaleti Katolik Kilisesi Kardinali John Oconnor’la görüştün.
21 Kasım 1997 tarihinde Vatikan İstanbul temsilcisi Georgesmer Oviteh ve beraberindeki Süryani Hıristiyan cemaati, Fethullah Gülen’i ziyaret ettiler.
9 Şubat 1998 tarihinde de ABD Ankara eski büyükelçisi Morton Abromowitz’n yardımıyla Papa 11.John Paul ile Vatikan’da buluştu.
Fethullah Gülen ’nin İslam coğrafyasında ABD ye karşı mücadele veren cemaatlerin hiç birisiyle diyaloğu bulunmamaktadır. Daha ziyade ABD ve Avrupa’yı rahatsız etmeyen ılımlı İslam ve Türk Milliyetçiliği doğrultusunda faaliyetlerini sürdürmektedir. Bilhassa Irak Kürdistan’ında ve Türkiye’nin Kürt coğrafyasında aktif durumdadır. Fethullah Gülen’in cemaatine katılanların gündeminde şeriat ve Kürt sözcükleri kullanılmamakta ve gündemlerinde böyle bir sorun bulunmamaktadır.
Dinleyin, Ağalar, beyler duyduğunuz çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştırın arkadaşlar… Duyduklarınıza inanamayacaksınız. Türkiye’nin onurlu geleceği için verilen kavgada saflar belli oldu.
Yıkım Politikasına eşlik edenlere dünyanın en güzel ağlama sanatçısı Amerikan vatandaşı, Feytullah’da katıldı. Bakın neler demiş Amerikan vatandaşı… İmkânım olsa ölüleri kaldırır” evet dedirtirim!”
Amerika vatandaşı; sen değil miydin 12 Eylül darbecilerini ”Hızır gibi yetiştiler” diye göklere çıkartan? Ne oldu?  Ne değişti? Bu kadar sürede, şimdide ölüleri mezardan kaldırıp “Evet” dedirteceksin… Çok söze gerek yok MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli güzel söylemiş senin için “ölüleri kaldırmasına gerek yok, gelsin Türkiye ’yede kullansın oyunu diye.
(Sızıntı Dergisi Ekim 1980 sayısı, Cilt 2 sayı 21) de yazılanlara bir bakalım… Neler söylemiş Amerikan Vatandaşı…”12 Eylül 1980 ihtilali döneminde darbecilerden yana tavır alan Fethullah Gülen cemaatinin yayın organı Sızıntı Dergisinde yayınlanan makalesinde Darbecilere “Hızır(a.s)a benzetmişti”…
İşte Makalenin ilgili bölümü: “Ve işte şimdi binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tulüu saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekasına alamet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe istihalelerin son kartesine varabilmesi dileğimizi arz ediyoruz.”
Amerikan vatandaşı aklını başına alda yapman gereken görevleri yerine getir, işin siyaset ise gel delikanlıca Türkiye’ye kur bir Parti geç başına da görelim neler yapabilirsin Türkiye için
Fazla söze gerek yok HAYIRSIZLARDAN HAYIR gelmeyeceğini bir kere daha anlamış olduk… HAYIRLIGÜNLER

Değerli ağabeyimiz Serdar Ulusoy'u rahmetle anıyoruz...