Bugün bayram. Atatürk’ü anma gençlik ve spor bayramı. Herkese kutlu olsun. Gençlik, milletlerin geleceğidir. Güçlü Toplumlar geleceklerini aydınlatmak için, iyi yetiştirilmiş gençlere sahip olmak isterler, gençliğe değer verirler ve gençliğin selameti için yatırımlar yapmaktan asla kaçınmazlar.
Çünkü bilirler ki, gençliği iyi yetişen toplumların yapıları sağlam, gençliği ihmal edilmiş olanların ise tam aksine endişe verici olacaktır.
Dinimiz bizlerden, çocuklarımızı ve gençlerimizi donanımlı, bağımsız düşünebilen ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetiştirmemizi, onların problemlerine hoşgörü ve anlayışla yaklaşarak, çözümler üretmemizi tavsiye eder, onlara güzel örnek olan büyükler olmamızı, onların huzurla yaşayacakları ortamları ve çevreyi hazırlamamızı ister. Onlara, hayatları boyunca lazım olacak ilmi, irfanı, Allah sevgisini, Peygamber sevgisini, kendilerini mükellef kılarak muhatap alan ve onlara değer verdiğini ortaya koyan Yüce Yaratıcıya karşı görev ve sorumluluk şuurunu kazandırmamızı ve onlara güvenip değer vermemizi ister.
Rabbimiz, gençlerin sorumluluklarına dikkat çekmek ve onlara örnek bir model sunmak için Hz. Musa (a.s)’ın gençliğindeki iffetli ve örnek yaşantısını, Hz. Yusuf (a.s)’ın nefsiyle olan mücadelesini ve sonuçta elde ettiği yüksek kazanımları, Hz. İbrahim (a.s)’ın ateşe atılmak pahasına verdiği mücadeleyi, Ashab-ı Kehf olarak şanları günümüze kadar ulaşmış olan gençlerin, inandıkları gibi yaşamak uğruna verdikleri zor sınavı Kur’an-ı Kerim’de zikretmesi ve bize ibretlik kıssalar olarak anlatması çok manidardır.
Peygamber (s.a) Efendimiz:" İnsanlar içinde Allah'ın en çok sevdiği kimseler, kötülükleri terk edip iyi¬liklere yönelmiş olan gençlerdir" buyurmuştur. Ayrıca kıyamet gününde Allah’ın arşının gölgesinde barınacaklar arasında: “Rabbine ibadet etmekten mutluluk duyan gençleri” de sayarak, gençlikte Allah’ın emir ve istekleriyle barışık yaşamanın önemine işaret etmişlerdir
Peygamberimiz (s.a)’in de genç yaşta Muhammed’ül-Emin vasfını hak etmiş olması, İslam’ı yaymaya başladığı ilk günden itibaren gençlerle ilgilenmesi, İlk Müslümanlar arasında Hz. Ali, Zeyd b Harise, Mus’ab b. Umeyr, Talha b. Ubeydullah, Abdurrahman b. Avf, Zübeyr b. Avvam… gibi daha gençliğinin baharında olan pek çok sahabenin bulunması, Muaz b. Cebel gibi, daha 20 li yaşlarda bir genci Yemen’e öğretmen ve idareci atayarak ona güvenini ortaya koyması, Uhut savaşında gençlerin isteklerine uyarak savunma savaşı yerine düşman saldırılarını Uhut’ta karşılamaya karar vermesi, O’nun gençliğe verdiği değeri ve gençlerle iletişim kurmanın ne denli gerekli olduğunu göstermesi açısından çok önemlidir.
Yüce Rabbimizin: “Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz” buyruğu gereği, gençlik nimetinin değeri iyi bilinmelidir. Gençlik çağının da Allah’ın bir emaneti olarak bize verildiği, gençliğin hayatın baharı olduğu ve o baharın da bir kez yaşanacağı, insanoğlunun yaşadığı süre içerisinde pek çok baharlar görebileceği ama ömrünün baharını sadece gençlikte yaşayacağı asla unutulmamalıdır.