Hafta sonu Ankara’da bir Basketbol maçı oynandı. Ted Kollejliler – Paok.

Canım Türkiye’mdeki spor seyircisinin asla değişmeyeceği, istediğiniz kadar ‘Sporda Şiddet Yasası’ çıkarın, kanundaki maddeleri istediğiniz kadar ağırlaştırın, eğitimsiz insanımızın değişmeyeceğinin örneği aşağıda okuyacağınız olay.

Yaşananlar, Spor sahalarında ender rastlanan bir olay.

ULEB Avrupa Kupası Erkekler F Gurubu Basketbol müsabakasında Aykon TED Kollejliler, Yunanistan temsilcisi PAOK’la karşılaştı. Temsilcimiz maçı 84-65 kazandı.

İşin ilginç yanı şimdi başlıyor. TED Kollejlilerin Baş Antrenörü Ercüment Sunter’in, maçtan birkaç gün önce yaptığı Basın Toplantısında ‘Hiç taraftarımız yok’ diye anlayan Ankaragücü taraftarları yaklaşık 300 kişiyle maçın oynanacağı salona gitti. Ancak PAOK’lu kimseyi bulamayan Sarı Lâcivertliler ‘PAOK neredesin’ diye tezahürat yapmaya başladı. Bu sırada gurubun içinden ayrılan bazı taraftarlar, gizlice rakip taraftar bölümüne geçti ve PAOK diye tezahürat yapmaya başladı. Rakiplerinin geldiğini sanan Ankaragüçlüler ise bu guruba saldırdı.

Polis iki tarafı da hemen salonun dışına attı. Bu sayede oyun durmamış oldu. Ancak, olaylar dışarıda devam etti. Polis, TOMA ve biber gazı kullanarak gurubu dağıttı.

PAOK’lular da şaşkın

Bu ilginç olayın ardından PAOK yetkililerine ulaşan Başkent’li gazeteciler; Yunanistan ekibinin temsilcilerinin yaşanan bu olaya çok şaştıklarını;  ‘Yunanistan’da ayni takım taraftarları ikiye ayrılıp birbirlerini dövüyorlar mı?’ sorusuna, hayretlerini gizlemeyip ‘Hayır’ cevabını vermekle yetinmişler. Yunanistan’ın köklü kulüplerinden PAOK’un basketbol takımında geçtiğimiz yıllarda İbrahim Kutluay, ayni kulübün futbol takımında Fatih Akyel oynamıştı.

BJK – FB – GS – TS gibi BÜYÜK KULÜPLERİMİZ, TÜRKİYE KUPASI FUTBOL MÜSABAKALARINA NİÇİN İLGİ GÖSTERMİYORLAR?

Başlık biraz uzun oldu ama başka türlü ifade edemezdim. Biliyorsunuz; geçtiğimiz hafta içinde, Ziraat Türkiye Kupası 5. tur müsabakaları yapıldı ve Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor elendiler, Galatasaray da penaltılara kalan maçı zor zahmet kurtardı. Bir üst tura geçen tek büyük takım oldu. Özellikle büyük kulüplerimiz, Türkiye Kupası maçlarına pek ilgi duymuyorlar, angarya kabilinden saydıklarına eminim. Bu sıkıntının başlıca sebebi; maddi açıdan pek doyurucu olmadığından kaynaklanıyor. Örneğin, futbolculara çıktıkları her müsabakada maç başı ücret ödeniyor. Nereden baksanız bir maçta kulübün kasasından 250 bin TL. çıkıyor. Buna, yol, otel, yeme-içme masrafları da düşünüldüğünde masraf artıyor. Galip takıma; maç giriş hasılatı + reklâm gelirleri + yayın geliri toplamının net tutarından yüzde 60 veriliyor, mağlup olan takıma yüzde 40. Ayrıca kazanan takıma, 40 bin dolar galibiyet primi ödeniyor. Şampiyonluk maçı dahil diğer turlarda da gelir dağılımı bu şekilde. Şampiyona, ayrıca Süper Kupa Maçı oynama hakkı da doğduğundan, bu maçın gelirinden avantaj sağlanıyor. Görüldüğü gibi mali açıdan pek cazip değil. Onun için büyük kulüpler, yine de kulüplerine maliyetleri Anadolu takımlarının çok üstünde. Eh, Anadolu Takımları da maça asılıyorlar, başarı onların oluyor. İyi de oluyor, büyük kulüplerin futbolcularının da burnu kırılmış oluyor! (Mecazi manada tabii ki)   

Saygılarımla.