Hafızın kabri olan bahçede, bir gül varmış

Yeniden her gün açarmış, kanayan rengiyle

Gece; Bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış

Eski günleri hayal ettiren ahengiyle…

Ölüm, asude bahar ülkesidir, bir rinde,

Gönlü her yerde, buhurdan gibi tüter

Ve serin serviler altında, kalan kabrinde

Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter…

Faruk Ekmekçi, babası rahmetli hacı ağabeyimiz İsmail Ekmekçi tarafından, daha 14 nde çocuk yaşında bana emanet edilen,  ince dalan diye tabir ettiğimiz, güler yüzlü, kibar bir esnaf adayı idi.

Şimdiki adı Dinç Otel olan Köymen Palas altındaki Eczanemizi (Yeni Eczane) 3.Eylül.1971 de açmıştık. Birkaç ay sonra geldi Faruk çarşımıza oradan hatırlıyorum 14 yaşında olduğunu. 1958’li idi. Eczanemizin karşısında, şimdi boş olan arsa var ya; orada, evin altındaki iki dükkândan birini İsmail Ekmekçi, oğlu 14 yaşındaki Faruk için kiralamıştı. ( dükkânların üstündeki evde, Ödemiş Belediyesi’nden emekli Mehmet Özçakır, babası rahmetli Rafet amca ile birlikte otururlardı.) Mehmet’in kardeşi, genç yaşta kaybettiğimiz Ahmet de diğer dükkânda Gömlek terzisi idi. Mehmet’in rahmetli annesi Halide hanım teyze sen bu evin üçüncü oğlusun derdi bana. Faruk Ekmekçi gelince biz orada adeta dört kardeş olduk.

Rahmetli Faruk için açılan dükkânda; havlu, yerli dokumalar, pembezar dokuma gibi mallar satardı. Düzenli, tertipli idi. Dükkâna gözü gibi bakardı. Diyebilirim ki; en genç yaşta iş hayatına atılan nadir kişi idi Faruk… Babası İsmail ağabey, dükkânı açtıkları gün, bugün gibi hatırlıyorum; Eczanemin kapısının pervazına yaslanıp; bu çocuk sana emanet demişti. Aslında bu günlerde rahmetli babası İsmail Ekmekçi için bir anılar manzumesi olan hayatımızdan bahsedecek bir yazı tasarlıyordum. Kaderin acı cilvesi Faruk için yazıyorum bakın dostlar.

Ekmekçi ailesi, aldıkları soyadı gibi fırıncı idiler. Atalarına, fırıncı Ataullah’lar denirdi. Faruk zeki bir çocuk idi, okumadığına hayıflanmışımdır. Kendisindeki esnaf kumaşı, kısa zamanda meydana çıkmıştı.

Faruğu hemen her yere beraberimde götürürdüm. Oğlum Mümtaz da 4 yaşından itibaren bizlere katıldı. Faruk ağabeyinin kucağından inmezdi gezilerimizde. Kuşadası Plajlarına giderdik. Faruk ve Ahmet ağabeyleri onu adeta kuş sütü ile beslerlerdi. Faruk bazen eczanede tezgâha geçer yardım ederdi, nöbetlerime de gelirdi zaman zaman. İlâçları bile öğrenmişti, Benim siyasi hayatımın hızlı olduğu bu yıllarda bizim Adalet Partisi Gençlik Kolları’nın bütün aktivitelerinde yer alırdı. Yaşı icabı kayıtlı üye olamıyordu ama keyif alıyordu bizim bu hareketli renkli hayatımızdan. AP’li Milletvekili, Bakan Ağabeylerimiz Ödemiş’i ziyaretlerinde ilk durak olarak eczaneye uğrarlar, Faruk’çuğum onlarla tanışmaktan büyük zevk alır, siyasetçi büyüklerimiz de onu çok severlerdi. Ali Naili Erdem, Zeki Efeoğlu, Münir Daldal Faruğun sevdiği siyasetçilerdi.

İzmir’deki Genel Kurul veya farklı aktivitelerdeki toplantılara onu götürürdüm. Dedim ya evlâdım gibi idi.

İki çocuğu var. Kızını (İngilizce Öğretmeni) Trabzon’a gelin etmişti. Arada gider, dönüşünde bana anlatırdı son yıllarda. Oğlu İsmail Yüksek Eğitimini müteakip, esnaflığı sevemedi. Bankacı oldu. Ödemiş Finansbank’ta çalışıyor. Faruk en mutlu yıllarını yaşıyordu. Bu satırları zoraki yazıyorum. Anneciği ve Yeğeni ile olan acı ortak sonu yalnız bir yakın olarak beni değil, Ödemiş’i sarstı. Ödemiş Büyük Camii’ndeki cenaze törenleri benim bu güne kadar gördüğüm en kalabalık cemaati teşkil etti. Mübalâğasız 3–4 bin kişi cenaze namazı için saf tuttu. Buna benzer kalabalığı ben, akrabalarım rahmetli Mehmet Eşmen (36 yaşında vefat etti.) ve İsmail Efe (33 yaşında vefat etti)’nin cenaze törenlerinde görmüştüm. Aslında Faruk için yazacak çok anı var ruhen çöktüm yazamayacağım artık. Birgi’deki, Muhterem İslâm Dini Büyüğümüz İmam-ı Birgivi Hazretlerine komşu oldu. Babacığının yanındaki ebedi istirahatgâhına konuldu. Anneciği ve yeğeni ile birlikte. Ekmekçi ve Avcı Ailelerinin acılarını paylaşır, Yüce Yaradan’dan rahmet, her iki aileye ve tüm Ödemiş halkına sabrı cemil niyaz ederim. Cenaze namazı öncesi saygıdeğer Müftümüzün de değindiği gibi her iki aile de hayırseverliği ile temayüz etmiş ailelerdir. Nurlar içinde yatın. Seni hiç unutmayacağım benim güler yüzlü kardeşim Faruğum…